Bizimkiler Bilmiyorlar

TAKLİDİ YAPILAN NE VARSA ASLA ASLI GİBİ OLMUYOR

Sağlığıma zarar verdiğinden Türk televizyonlarının yayınlarını izlemekten imtina ediyorum. Kalp doktorum da özellikle haberleri dinlememem gerektiğini ve siyasi yazılar okumaktan, yazmaktan kesinlikle kaçınmamı öğütledi. Doktoruma duyduğum güvenden dolayı tavsiyelerini tutmayı uygun buldum. Fakat nefs işte, bazen isyankar oluyor, yapma dediğini inatla yapıveriyor.

 

Böyle zamanlarda Türk ekranlarından sadece birine bakıyorum. O da yabancı yayınlar gösterdiği için. 

En son dün akşam baktım bu Türk kanalına ve Türk yüzler görünce, dublajsız Türkçe konuşanlar duyunca oldukça şaşırdım. Merakımdan bir süre baktım durdum. 

Hayır, yayını hiç beğenmedim. Biri erkek, üç kişi bulmuşlar güya kirli diye gösterdikleri bir evin temizliğini yaptırıyorlar. Her hareketleri o kadar yapmacık ki, alenen belli oluyor rol yaptıkları, dikkat çekmek için kameraya baktıkları.

 

İzlenimime göre figüran ajanslarından bir hanım ayarlanmış, evi  gelişigüzel dağıtılmış. Sonra temizlikçi diye lanse edilen bu üç kişi tarafından ev önce pis gösteriliyor ki, bunlar pisliğin nasılını hiç görmemişler. Açmış çiçeklerin küçücük saksılarını bile çöp diyerek atıyorlar. Sanırım programın özgününü hiç izlemeden yayın yapıyorlar. 

Evin bir iki köşesine köpek pisliği özellikle konulmuş gibi, onları elleriyle tutuyorlar. Bir yandan da kameraya sıklıkla bakarak "Biz böyle kirli ev daha önce görmedik" diyerek sanki latife yapıyorlar. 

Ve ev bu üç kişi tarafından görünürde el birliğiyle derlenip toplanıyor. 

Sonrasını izlemedim yayının, yavanlığa bakarak gözlerime yazık edemedim. 

Yağsız, yanında katıksız yemek nasıl ki tat vermez, karın doyurmazsa, böyle basit programlarda beyinleri aç bırakır. İnanın birazcık bile bakmaktan bıkılır.

 

Bu programın orijinalinde takıntılı insanların yaşamı konu ediliyor. Örneğin istifçi bir insanın evinin hali gösteriliyor. Her odası dağ gibi eşya yığılı. Ne, nerede belli değil. Ne yana baksanız her taraf kir pas içinde; banyo, mutfak girilmez bir biçimde, ev evlikten çıkmış. Adım atacak yer kalmamış, ortam yaşanmaz hal almış. Görene "Aman Allah'ım" dedirtiyor.

 

Yaşamının bir bölümünde bunalıma girdiği bir sebeple kişi istifçi olmuş. Adam, ya da kadın, alabildiği, yahut yolda bulduğu her şeyi getirip evine tıkmış. Kendi yatacağı yerleri bile eşyalara teslim etmiş. Yığın çok olunca temizlikten vazgeçmiş, adeta pisliğin bağımlısı olmuş. 

Zor yaşamlar doğrusu, böyle insanları izlerken düşünüyor, şükre dalıyorsunuz. Dünyamızda yaşayan ne canlar var, vakit doldurmak için yaşıyor gibiler.

 

Batı ülkelerinin insan sağlığına yönelik katı kuralları var. O yörenin yönetimi birinin evinin pisliğini ihbarla öğrendiklerinde, eve ekip gönderiyorlar. Psikologdan doktoruna kadar insana gerekli kim varsa; eve gelen bu uzman kişiler, güzel sözlerle konuşarak ilgileniyorlar ev sahibiyle, evinin düzene getirilmesi için iknaya çalışıyorlar. 

Sonra başka bir ekip giriyor devreye "Bu halde yaşarsanız devlet evi elinizden alacak." diyor. Kişiyi kendi kontrolünde fazlalıkları atmaya razı ediyor. 

Evden şahsın rızasıyla kamyonlara atılan eşyaların iyi olanları ayıklanıp ihtiyaç sahiplerine gönderiliyor. Sonra ev tepeden tırnağa temizlenip pırıl pırıl ediliyor. İstifçi insanlar yenilenmiş ruh halleriyle temiz ve toparlanmış odalarda yaşamlarının geri kalanını daha sağlıklı idame ettiriyor. Programın sonunda herkeslerin yüzleri gülüyor. 

 

Bizimkiler bu programın taklidini yapmak istemiş, ama bence başaramamışlar. Eminim iki yayın sonrası sonlanırlar. 

 

Daha öncesinde de "Taktır falanca" diyerek önceden çok reklamını yaptıkları yeni bir yayından söz etmişlerdi. İnsanları onaran yine yabancı bir programın taklidini yapmışlardı. 

İlk bakışta "Olmamış! Bu taklit izleyicinin tavrına takılır, tutmaz." dedim. 

 

Dediğim oldu. Yapmacık yapılandan duygulanamadı seyirci, yayın yavan bulundu.Tutmadı. Başarılı olamadılar. 

Niye, orjinalindeki gibi samimi olamadılar diye.

 

Bir kere ilk baştan doktoru taktır olarak taktim ederek yanlış yaptılar. Türk ekibini yabancıymış gibi tanıttılar. Adamın konuşması Anadolu şivesi, davranışı batı taklidi. Olmuyor, kopyalar silik duruyor. Aslı gibi aşkla izlenmiyor vesselam...

 

Ayfer AYTAÇ 

ayferaytac.com