Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

BJK - GS Derbisi ve yine Melo gerçeği...

BJK - GS Derbisi ve yine Melo gerçeği...
 

BEŞİKTAŞ 1 - GALATASARAY 2 ???


Yazayım yazmayayım, nereden başlayayım diye düşünürken Melo başlığını atıverdi parmaklarım. Çünkü  maç hakkında yazacak çok şeylerin içinde aklımda en belirginleşen Melo idi.

Beşiktaşlı olunmaz, Beşiktaşlı doğulur sloganına tıpatıp uyan (doğanlardanım) ben, son futbol yazımı geçen yıl yine bu kişilikle ilgili yazmıştım, “Melo Tükürdü Mü?” diye… Beşiktaşlı Oğuzhan’a tükürdüğü boyun damarlarındaki hareketten ve insanların tükürürken yaptığı dudak hareketinden bariz belli olan kişi, “tükürmedim” demesine rağmen ceza almıştı. Bu kişiliğin geçmişi de malumunuz üzere bu tarz icraatlarla dolu. İtalya’da oynarken rakip futbolcunun suratına ayak tabanıyla tekme atması kötü icraatlarından sadece birisidir.

Bu maçta da maçın bitimine 2 dakika kala Motta’yı  ceza sahası içinde olsaydı penaltı verilecek bir pozisyonla kesmesi, kırmızı kartı gördükten sonra da formasını çıkarıp türbinlere hareket yapması seyirciyi taşıran son damla oldu ve bence istenmeyen olayların başlangıcı oldu. Bunca şiddet olayları olan bir futbolcunun hala sahalarda olması da düşündürücü…

Yenilgiye kılıf aramak asla tarzım değildir, yenilgide kendi takımımı suçlarım genelde. Hakem hataları her maçta, her takıma olabilir diye düşünürüm ama bu maçta olduğu gibi her hareketimize düdük çalan bir hakem varsa işin içinde hakeme iki laf da söylerim hani… Karşı tarafa çalınacak düdük varken çalmayıp bize çalınmayacak yerlerde düdük çalarsan kınarım seni Fırat Aydınus. Yönetimine sıfır not verdim son dakikada Melo’ya gösterdiğin kırmızı kart da kurtarmadı seni…

Gelelim Çarşı grubunun üzerine oynanan oyunlar kısmına… Sahaya Allahü Ekber diye hücum eden grubun Çarşı olmadığı kesin. Provokasyon var yok tam bilemiyorum ben diyorum ki son dakikada gole giden oyuncuyu faulle durduran bir Melo (-ki bu Melo önceki yıldan da sabıkalıdır), Beşiktaş’a yerli yersiz sürekli düdüğünü çalıp durduran bir hakem olmasaydı seyirci sahaya iner miydi? Bu soruya ben kocaman bir hayır diyorum. Olayda provokasyon var ise de provokasyona çanak tutacak hareketlere maruz kalan Beşiktaş’a sahip çıkan seyirciyi (dolayısıyla Çarşı’yı) suçlamak yanlış. Önce provokasyona neden olan hareketleri yapanların muhakeme edilmesi doğru olmaz mı?

Biraz da stat durumunu paylaşmak istiyorum. Maça gitmeden nasıl gideriz diye araştırma yaptım ve en kısa yolun metro olduğunu anlayıp koyulduk yola. Üsküdar’dan Kabataş, Kabataş’tan tramvayla Aksaray, Aksaray’dan epeyce yürüyüş mesafesi sonunda metroyla Kirazlı’ya varış, Kirazlı’dan yine aktarma metro ile Olimpiyat Stadı… Ooof ki offff derken dönüşte yaşayacaklarımın oflarımı katlayacağından habersizdim.

Stada ulaşım yolu taşlı, topraklı, çamurlu (hele bir de yağmur yağsaydı yanmıştık) idi. Stat tuvaletleri iğrenç ötesi pislikteydi, yerler su ile kaplıydı. Allah’ın dağında rüzgar alan bir yerde yapıldığından rüzgarın maçın kaderini değiştirecek boyutta olduğunu geçmişte oynanan maçlardan biliyoruz. Nitekim bunun ispatı gibi ilk yarı Beşiktaş’ın lehine olan rüzgardan mıdır çok iyi oynadık, ama ikinci yarı yer değiştiğinden hiç de iyi oynamadık. Uzmanlarca kanıtlanan maçın kaderini değiştiren bir rüzgar durumu mevcut ise bu statta niye maç oynanır ki? Mesela bu maç keşke Fenerbahçe stadında oynansaydı, FB’nin maçı cumartesi günüydü BJK de Pazar günü oynayabilirdi.

Dönüş yolunda tam bir rezalet yaşadık. Çünkü giderken insanlar değişik saatlerde maça gittiğinden 80 bin kişi güne bölünerek gelmişti stada. Lakin dönerken özel arabalarıyla gelenler dışındaki binlerce insan bir anda metroya saldırınca ne olur düşünebiliyor musunuz? Metroya binerken metronun duvarına yapıştım ve çığlık çığlığa bağırdım çünkü kaburgam kırılacak sandım. Balık istifi tabiri hafif kalır bu duruma, Allahtan BJK’li gençler “Ablaya yer verelim (teyze demediler) diyerek beni oturttular. Ben bu durumdan utanarak bir iki kelime mırıldandığımda “Ne demek siz bizim kraliçemizsiniz” cümlesini duyduğumda taraftarımla gururlandım.

Stadın etrafı pet şişe, naylon poşet, peçete vs çöpleriyle doluydu. Etrafta çöp kutusu göremedim ya da yeterli değildi ki insanları suçlayayım niye yere atarlar diye. Olimpiyat’ı İstanbul kaybetti ya ben hiç üzülmedim dün yaşadıklarımdan sonra. Diyeceksiniz ki kaç yıl var düzelebilir, statlar yapılabilir, bana sorarsanız olmazdı rezil olurduk dünyaya. Ulaşım sorununun çözülecek bir durumu yok çünkü.

Beşiktaş bu statta oynamaya devam ederse ne şampiyon olabilir ne de para kazanabilir. Çünkü bu statta iyi futbol oynanamaz. Şimdi havalar güzel diye maça giden taraftar kış gelince gitmez. Dün bile sıkı giyinmeme rağmen titredim soğuktan, kışın oranın soğuğu nice olur kimbilir. Üstelik ulaşım böyle kötü durumdayken hiç gitmez.

Keşke seyirci sahaya inmeseydi, çünkü gol atabileceğimiz bir durumda maç tatil edildi. Belki gol olacaktı ve beraberlikle 1 puan alacaktık. Şimdi 3-0 yenilgi durumu var. Ya verilecek cezalar onlar da işin başka boyutu. En az 5 maç diyen var, para cezası var. Umarım kadın seyirciye açık olarak ceza alır da biz de yalnız bırakmayız Kartallarımızı…

İşin özü internette insanlar yazıp çiziyorlar, Çarşı grubuna yakışmadı, Beşiktaşlı olmaktan utanıyorum vs. Bence bunlar iyice araştırmadan, bilmeden yazılan şeyler. Melo maç sonunda böyle bir faul yaptıktan sonra(O faul maç içinde yapılabilecek normal bir faul olabilir) türbine o hareketi yapmasaydı bu istenmeyen durum yaşanır mıydı, onu sorgulayın sonra suçlayın. “Çarşı şiddete karşı” sloganını ilke edinmiş bir grubun böyle hareket etmesi sizce manidar değil midir?

Beşiktaş’ımı çok seviyorum, Beşiktaşlı olmaktan gurur duyuyorum, yapılan hareketi tasvip etmiyorum ama utanılacak bir hareket? olarak da görmüyorum. Çarşı hangi yenilgide sahaya indi söyler misiniz? Sahaya neden inildi sebep olanlar utansın, başta hakem ve Melo gibi... Çarşıyı yıpratmaya yönelik çalışmalar yapanlar aşikar, onlar amaçları uğruna değil utanma, her türlü provokeyi yapabilecek kapasitedeler. Beşiktaş camiasının bunu gözardı etmeden yorum yapması gerekir.

Her zaman hakem hatalı kararlar dahilinde yenilsek de rakip takımı kutlarım ama üzülerek söylüyorum ki bu maçta içimden gelmedi…

Sevgilerimle…

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..