- Kategori
- Sinema
Black
Bu parmaklar
Körlerin gözüdür
Dilsizlerin sesidir
Sağırların şiiridir
Kaldır kılıç olsun
Yumruk yap güç olsun
Seni doyurabilir ve tokatlayabilir
Sizi Tanrı'ya da götürebilir, kapıyada..
Bu dizeler bir şiir değil. Sağır ve kör bir çocuğa sahip bir babanın evine gelen öğretmene "Kızıma nasıl bir eğitim vereceksiniz?" sorusuna aldığı yanıt.
Karanlıkta ne kadar yaşayabilirsiniz? Bir kaç dakika, bir kaç saat, bir gün, bir hafta?
Yada sağır ve kör bir çocuğunuzun olduğunu düşünün. Yaşamız nasıl olurdu? Hergün tabak, bardak kıran; pencereleri kapıları tekmeleyen, sandalyeleri deviren, pilavı, çorbayı avucuyla yiyip yerlere saçan; kendi karanlığında boğulan bir çocuk! Evde her gün farklı bir kaza. Böyle bir çocuğu ne kadar anlayabilirsiniz? Onun vahşileşen ruhu karşısında kendinizi nasıl hissedersiniz, elinizden ne gelir?
Heralde gören bir gözün, işiten bir kulağın empati yapması en zor durumdur sağır ve kör bir insanın dünyasını algılamak.
Ancak BLACK'i izlediğinizde bu dünyaya bir adım atabiliyorsunuz. Belkide ilk defa bu filmi izledikten sonra kavrayacaksınız; 3 yaşında gören ve duyan bir çocuğa benzemiyor, kör ve sağır bir çocuğa yemek yemeyi öğretmek.Çünkü kör ve sağırlar için isimleri ve anlamları arasındaki ilişkiyi anlamak özel bir eğitim gereketiriyor.
Susamakla su, kaşıkla çorba, peçeteyle tabak arasındaki ilişkiyi anlamak çok kolay değil körler ve sağırlar için. Düşünün yüzlerce kelime ve anlamları..
Michelle McNally Shimala' da bulunan Anglo-Hint bir ailenin büyük çocuğudur. Kör ve sağırdır. Dabroj Sahai O'nun öğretmenidir. BLACK Michelle ve Debraj'ın hikayesidir.
11 yaşındaki kör kız çocuğunu canlandıran AYESHA KOPOOR 'un oyunculuğu öyle müthiş ki bir ara gerçekten kör ve sağır olduğuna inandım. Zaten bu filmden sonra ödül almış.
Filmin her sahnesi her cümlesi her mimiği enfes. Ama beni en çok etkileyen sahne. Michelle'nin öğretemeninden kendisini öpmesini istediği sahne. Bu sahnenin beynimde ve yüreğimde yarattığı duyguyu tanımlamaya çalışırken noktayı koydu Michelle.
Bazan güzel kitaplar raflarda kalabilir. Bize keyif verebilecek bir yerde hiç oturmamış olabilirz.. Bizi içine çeken bir filmi gözden kaçırmış olabilirz. 2005 HİNT yapımı bu filmi mutlaka izlemenizi isterim.
Not: Klasik Hint filimlerinde olduğu gibi uzun şarkılar ve hint dansları yok. İçiniz rahat olsun.