Blog'da aşk başkadır

Öncelikle, "Biz burada ruhumuzda kopan fırtınaları yazıya dökerek paylaşıyoruz" diyen arkadaşlarımadır sözüm... "Bizim çarşıda fırtınalı aşklar yaşanıyor" desem nasıl karşılarlar acaba? Ya da, "Ben aşık oldum arkadaşlar" diye bir itirafta bulunsam örneğin?

Öyle ya, madem ki paylaşıyoruz!

Biliyorum, "Gitti Blog'un namusu" diye feryat edecek bir şaşkın çıkmaz aramızdan ama yine de merak ediyorum işte.

Siz şimdi, "Bu ne biçim bir yazı" diye sorabilirsiniz tabii. Valla bu blogda yayına verilen yazıların yüzde yetmişi nasılsa , bu da öyle bir yazı işte. Blogla ilgili ama aşka dair, paylaşıma dair yani.

Sevi sevda öykülerini yazmak kolay sayfalar dolusu... Ve yemek tarifi verir gibi anlatmak aşkın hallerini... Birbiri ardına vermek yayına, çok kolay. Hele bir de resim olursa yanında içimizi gıdıklayan, bak sen gari!

Kınıyorum sanmayın sakın. "Aşk yazılmaz yaşanır" dedik ya bir zamanlar, ben de yaşıyorum işte. Aşığım sizin anlayacağınız.

Düşünün bir kere...
Resmi karşımda...
En yakınına bile anlatmadığı duygularını okuyorum satırlarında... Belki başbaşa kalsak bana da anlatmayacak, boğazında düğümlenecek sözcükler ama satırlarına yansıtıyor işte, yazının gücü sayesinde "paylaşabiliyor" benimle.

Üstelik oldukça da güzel...

Dedim ya, fırtınalı aşklar yaşanıyor bizim çarşıda... Görüyorum, duyuyorum, hissediyorum ama anlatamıyorum işte. Merak etmeyin, bu konuda yaptığım bir istatistik yok. Hesaba ve kitaba gelmeyen konuların istatistiği olmaz! Sıralamalarla, kategorilerle işi olmaz aşkın, sevdanın. Bir de bakmışsınız "Ben bildiriyorum" Efendi, "Arkeoloji" Hanım'a abayı yakmış. "Mizah" Bey de yemeden içmeden kesilmiş, kıskandığından!

Aşk, duygusal bir tutkudur sonuçta. Yazıya, çiziye gelmez, sadece yaşanır işte.

Ve şimdi ben, "Aşık oldum arkadaşlar" desem...
Siz ne dersiniz?

Öyle ya, madem ki ağız birliği etmişçesine "Paylaşıyoruz biz burada" diyorsunuz, ben de bu sırrımı sizinle paylaşıyorum arkadaşlar. Ne yapalım, benim de ruhumda fırtınalar kopuyor ve ben de hissettiklerimi açık açık yazıyorum işte... Mesajı altan alta vermiyorum. Paylaşmak istiyorum.

Bu aşk yaşanmalı mı, yaşanmamalı mı?
Olur mu, olmaz mı?

Şimdi bana tutup da "Kim miş bakalım bu Hatun" diye sormayın, söylemem.

O kendini biliyor.