BLOG Kategorisi ve Yamuklukları...

Sıra sıra bloglar / Kızlar fındık ayıklar / Ne o? Faciadan dönesiymiş  / Ne gam? / Blog kategorisi / Baldan daha tatlı değil mi? / Şatafatlı mı şatafatlı / Ballı mı ballı  / Balından yenmez / Sonra N’olmuş? / İnternete girememiş” / Zira, cebindeki para çıkışmamış / Üç lirası eksikmiş / Çare? / Hiç işte! / Mustafa Mumcu’nun yaş günüymüş / Sonrası n’olmuş? / Hiiiçç! /Al sana bir blog / Anlayacağınız / Saksağanın beline / Kazmayı vurmuş / Olanlar olmuş / Bunun adına  “facia”  koymuş / Editörler de tasdiklemiş / İyi  de etmiş! / Sevgili Ali arkadaşımızın / Uçurduğu güvercin, / Bloglara aynen böyle  konmuş / Bu ne iş? / Ört ki, ölem

Blog kategorisine, yukarıdaki konu gibi, “haber dahi olamayacak” yazılar yayınlanmıyor mu? Oluyor. El insaf. Sitemizin “Habur sınır kapısı” ( Blog kategorisi ) önemli stratejik noktalardan sadece biri ve en önemlisi. “ Not mahiyetindeki kısa yazıların yeri, burası mı olmalı? Bu kategoriye çehre kazandırmak, derinleştirmek lazım. Buraya girecek yazılar, pirinç ayıklar gibi seçilmeli. Bu güzelim kategori arındırılmalı. En iyisi mi, aşağıdaki şiire kulak verelim.:MB'un bu  "kategorisine"  filtreli baca takmalı.

 “Blogların da tadı kaçtı /  Gelin gidelim biz Ay’a / Sormayın, Ay’da var mı yok mu diye hayatı / Belki orda buluruz, kategorisiz bir hayatı / Ay benziyor Göklerde, yüzen mutlu ada’ya / Editörleri  anladın ya, gel gidelim biz Aya / “Ay’da ne editör var, ne imla var / Ne zılgıt var / Ne reddedilme var / Ne de  kaybolan yorumlar var  / Ne de cevap bekleyen sorular var /  Bu kategori illetinde  kalmadı derim hayat / Üç kulluvallahi okusan da, işler oluyor bayat / Razıyız kategorisiz geçsin hayat / Terelellim, terelellim ./ Ben bu kategorileri yerim / En iyisi mi  biz Ay’a gidelim. / Dünya, “sanallar” dünyası , gel gidelim biz Ay’a / Sayıkladık onca yıl, “milliyet.com. tr” diye, geçti zaman / Kategori bir  sanal bahane, inan / Ömür gelip geçiyor, dost araya araya / Kategoriler de bozuldu /  gel gidelim biz Ay’a…

Arabanın lastiği, sık sık neden patlıyor? Blog kategorisinde, yamuk yazıların yer almasından . Dirlik düzenlik sağlanıyor, insanları pekiştiriyor, sürekli ilgi odağı oluyormuş bu kategori. Böylesi bizi bize koyan, böylesi dalgalanmalardan yaralanıyorsak,  batsın bu katogori. Batsın bu dünya!. Kaldırırsın hepten. Herkes rayına oturur. Yorgan gider, kavga biter. Bu kategori hem cazip, hem iyi sürüm yapıyor, hem sitenin nefes aldığı yermiş Aman aman, olmasın. Her taş yerinde ağırdır zaten.

En iyisi, birbirimizi yakınen tanımak için saflarımızı sıklaştırmalıyız. Blog toplantılarını sık sık yapmalıyız.. Kaynaşmalıyız. Birbirimizin hakkında verdiğimiz peşin hükümler de kalkmış olur böylelikle.

Kendisine göre  “Doğrucu Davut” olan Karadenizli bir blogcumuz, birbirimizle olan kopukluğumuzu, aşağıdaki cümleleriyle ne de güzel açıklamış!

“ …..yeni gelenlere yer açtık, yol gösterdik, akıl da verdik. Aba altında sopa da gösterdik ki, boyumuza bakmadan. Sahi, neden terk ettik mahalleyi? Sulukule kıvamına geldiğimiz için mi? Birbirimize katlanamadığımız için mi? Diğer mahallenin gençliği ve güzelliği, daha mı etkileyiciydi? Niçin bazı şeyler kırıldı? Facebook’un çıtırlığı mı  çekti bizleri?”

Evet. Mahallemizi canlandırmak gerekli. Kapılarını tıklamalıyız. Toplantılar yapıp bir araya gelerek tanışmalıyız. Eski canlılığımıza kavuşmalıyız. Küskünler barışmalı. Sılaya gidenler dönmeli. Milliyet Blog disiplini altında, birleşmeliyiz.

 N  O T :   En aşağıda, dünkü Pazar'ın gazete küpürü, İzmir Aliağada yapılan son blog toplantısından bahsediyor. Gazetecilik ayrı, blogculuk ayrı. Ama, her ikisinin ortak paydalarında ne de olsa benzeşme var. Bu bakımdan da blog toplantısı Ege Telgraf Gazetesinde “Haber” olarak yer buldu.