Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Blog pazarında Orhan Pamuk

Blog pazarında Orhan Pamuk
 

Blog kategorisi altında ve civarında yapılan Orhan Pamuk tartışmasındaki uslup, getirilen farklı bakış açıları ve bilhassa da yorumlardaki kalite beni çok memnun etti. Takip edebildiğim kadarı ile Culduz, Çelik ve Gülcü'nün blogları konuyu kendi fikilerine göre ortaya koydu. Amaçlanmamış olsa da üç blog bir şekilde birbirleri ile bağlantılı oldu. Culduz'un okuma kültürü eksikliğini hicveden blogunun bıraktığı yerden -isteyerek ya da istemeyerek- Gülcü devam etti. Daha popülist bir yaklaşımla kitapları çok okunur bulmadığını ve Pamuk'un bir pazarlama harikası olduğunu söyledi. Son halkayı ise bence şahane bir blogla Celal Çelik yaptı. Anafikirde kimsenin Pamuk okumak ve sevmek zorunda olmadığını, bu kişilerin ne entellektüel kapasitlerini ne de zevklerini eleştirmeden "Pamuk okumuyor olmakla övünme" salgınını ve bu popülist yaklaşımı eleştirdi.

Bana soracak olursanız da -umarım hariçten gazel okumuyorumdur- bir eksik halka kaldı. O da Pamuk'un bir pazarlama harikası olduğu görüşü üzerine tartışmayı biraz daha uzatmak.

Açık konuşmak gerekirse ben de kendisinin pazarlamayı çok iyi bildiğini düşünüyorum. Ve evet, "harika" da denilebilir. Fakat "pazarlama harikası" aynı zamanda yazarın sanatına bir hakaret gibi de anlaşılmaya da açık. Mesela geçen yılın afedersiniz belki de en "osuruk" kitabı "SECRET" da bir pazarlama harikasıdır. Fakat ortada ne bir metin vardır, ne bir açılım, ne de bir yenilik. Tek ama tek amaç o kitabı alıp alışveriş sepetine atmanızdır. Şimdi Orhan Pamuk eserlerine de "pazarlama harikası" dersek bu kitapları "secret" gibileri ile aynı sepete atmış oluyoruz biraz. Heleki üstüne bir de okuyamıyorum, tad alamıyorum, insanların nesini okuyor da beğeniyor anlayamıyorum gibi eklemeler yapınca Çin'den Güney Amerika'ya kadar okura oluşan Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk'u da üçüncü beşinci sınıf, tek derdi para olan yazarlarla aynı kefeye koymak olası.

Bu durumda da bir okuru olarak ben de kendisini her platformda müdafa etmeyi kendime bir borç bilirim.

Ama bu demek değil ki kendisi eleştirilmesin. Ben de şahsen isminin bu kadar önde olmasından ve etkin pazarlama yapmasından rahatsızım. İlgiye doymayan yazar nasriszmine karşı meseleyi kişiselleştiren ve yazarı kendisine ve kendisine benzer fikir ve hissiyata sahip kişilere saklama gayesindeki okur bencilliği! Buyurun buradan yakın. Migros'daki raftan sırf moda olduğu için masumiyet müzesini alıp sepetine atacaklar binlerce insan var. Bu kişilerin bir çoğu bu kitabı bitiremeyecek. Önemli bir kısmı başlayamayacak dahi. Belli bir disiplinden ve hırstan bitirebilenler olacaksa da, yazarın vermek istediği hissiyata uzak kalacak insanlar.

Arsız, bencil, asabi ve sevdiğini paylaşmayan bir okur olarak Orhan Pamuk'u bu kitleyle paylaşmak istemiyorum. Ve ister inanın ister inanmayın, bu "pazarlama" manevrası benim Pamuk'la girdiğim ilişkiyi olumsuz etkiliyor.

Diğer yandan pazarlama ve satış da hayatımızın bir gerçeği. İsmini hatırlayamadığım (ama görsem kesin tanırım) bir edebiyatçımız şehirde billboardlarda pazarlanan Ahmet Altan ve Orhan Pamuk'u eleştirerek "Dostoyevski'nin bu şekilde satış yaptığını düşünebiliyor musunuz?" diye sormuştu.

Düşünemiyoruz, çünkü Dostoyevski bu zamanda yaşamadı. Edebiyatçının piyasaya girebilmek ve ayakta kalmak için verdiği ödünleri ve attığı taklaları bilemedi. Kendisi müthiş bir okuma potansiyeline sahip, yazarını el sütünde tutan, ortalama estetik görüşü üst seviyede bir milletin evladı olarak şartların mükemmel olduğu bir devirde doğdu ve işini icra etti. Kendisi Nişantaşı'nda doğmuş olsaydı kitaplarını nasıl pazarlardı bilemiyoruz.

Ama şunu biliyoruz. Dünyanın en iyi, en orjinal metinlerini bir araya gelip siyah ciltli bir kitaba basın. Üzerine de küçük puntolarla sadece "yazılar" yazın. O kitabı kimse almaz. (Lütfü Oflaz, Leman 1994 civarları...)

Dolasıyla Edebiyat da içinde olduğu dünyanın kurallarına uymak durumunda. Yazar narsisttir. Psikanalitik olarak değerlendirince her yazar "sağlıksızdır" ve fikirlerini kitlelere ulaştırma saplantısında takdir görme arzusundadır. Bu yolda pazarlama ve satışı kullanması kaçınılmazdır.

Şu kıytırık halimizle biz bile MB'da daha fazla ilgi görmek için ne taklalar atıyoruz. Ben attım, oradan biliyorum. Hala atmaya devam edenlere de sağlıklı günler diliyorum.

K.

 
Toplam blog
: 295
: 733
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Bugün ölseniz mesela, ya da hafifletelim biraz hadi, bu giriş çok karamsar oldu. Bugün ortadan kay..