Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '08

 
Kategori
Haber
 

Su yolunda iki testi : Doğan ve Erdoğan

Su yolunda iki testi : Doğan ve Erdoğan
 

Rakamlar bazen hayret verici derecede çok şey anlatıyor. Örneğin AKP'nin aldığı %47 lik orana karşı Aydın Doğan'ın tüm Türkiye medyasının% 48'nin sahibi olması gibi...

Başbakan ve Medya patronun kaderleri sadece bu şekilde kesişmiyor. Bugüne kadar gelirken çok hızlı ve organik bir şekilde büyüdüler ve rakiplerini saf dışı bıraktılar. Mesela Cem Uzan'ı. Ticarette manevra alanı kalmadığından ötürü sıkışıp siyasete giren Uzan hem Doğan'la hem de Erdoğan ile mücadeleye girip saf dışı kaldı.

Organik büyümeleri süren ikili birbirlerinin yoluna çok da çıkmak istemediler. Bir mahallenin birbirlerinden "çekinen" demeyeyim ama, kesin kazanacaklarına emin olmadan kavgaya girmek istemeyen iki ağır abisi gibiydiler. "Ya ben ya da o" durumuna gelmediler asla. İki testi de yaşama, zenginleşmeye ve büyümeye devam etmek istediler.

Hatta birbirlerine yol bile verdiler. Hisli kalem Can Dündar'ın Abdullah Gül methiyelerini unutmak mümkün değil. Ertuğrul Özkök ise apayrı bir alem olarak büyük görevine devam etti. Doğan Gurubu da bu arada bir Çalık gibi olmasa da ihalelere girmeye mesela Hilton'u almaya, TMSF'den Star'ı almaya falan devam etti. Hayli bürokartik bir süreç olan Dışbank satışını da büyük bir primle tamamladı. Bir gerginlik olduğunda ipleri elinde tutan Erdoğan PO'ya tarihin en büyük vergi cezalarını vererek Doğan Grubuna sopasını da göstermiş oldu. Bu dönem sarsılacak gibi olan "ortaklık" demeyelim de, diğerine gözyumma hali ortak çıkarlar doğrultusunda kazanarak ve büyüyerek devam etti.

Ta ki... ikisi de doğal büyülük sınırlarına ulaşana kadar. iki isim için de "yeterince büyümek" diye bir şey sözkonusu olmadığını biliyoruz. Sultan Süleyman gibi, İskender gibi olmak istiyorlar. Güç ve maddiyat olarak bakıldığında bir doyma noktaları yok gibi gözüküyor. Ve bu mahalle artık ikisine de yetmiyor.

Son genel seçimlerden sonra çok büyük bir seçim başarısı kazanan AKP'nin lideri Erdoğan'ın ertesi günki demecini unutmak mümkün değil ;

"İzmir'i de istiyorum!!!"

Hala alamadığının derdinde. Keyif çıkarmıyor, daha fazlasını istiyor. Bir daha ki seçimden sonra Atina'yı mı isteyecek, hep beraber göreceğiz.

Yine benzer şekilde, Aydın Doğan da her türlü medya sektörüne ilave olarak büyük küçük demeden kar yapabilecek her işe el atıyor. İnternet üzerinden parakendecilik, benzincilik, otelcilik, internet servis sağlayacılarl... vs vs vs... Aklınıza ne gelecekse artık.

Artık deniz bitti. Başbakan Medya patronuna haber değeri olan bir olayı yayınladığı için çatıyor. Elbette ki çatacak.

Tuzla'daki ölümler altı ay haber olmadı. Bedava dağıtılan kömürün milyarlarca liralık gideri vaktinde yazılmadı. Kamuoyunun gazını alacak haberler, aydınlık ve iyimser gelecek portleri her fırsatta çizildi. Muhalefeti sadece mizah dergilerinden ve tirajsız bazı sol dergilerden (express) gördük. Bu kadar zaman medya kendi zenginliği uğruna, çatışmaktan kaçarak hükümeti çok şımarttı.

Medya patronu sadece medya patronu olabilseydi, başka sektörlerde yatırımları olmasaydı kaybedeceklerinden çekinerek cesur habercilik ve kamu görevi için bu kadar uzun süre belemezdi.

İki testi de haddinden fazla büyümüştü. Bakalım bu saatten sonra yine kırılmadan devam edebilecekler mi?

K.
 
Toplam blog
: 295
: 733
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Bugün ölseniz mesela, ya da hafifletelim biraz hadi, bu giriş çok karamsar oldu. Bugün ortadan kay..