- Kategori
- Gündelik Yaşam
Blog yazarlarının düşündürdükleri-3
Sedef'in minik kedisi.
(Sn. Gül Ayan bir yorumunda dedi ki: Zeytini çekirdekleriyle birlikte yerim.)
Gemlikte oturduğumuz apartmanda kalorifer yakıtı olarak zeytin çekirdeği kullanılırdı. Kış aylarında apartman zeytin zeytin kokardı. İlk taşındığımızda sağa sola zeytinyağı döküldü de o kokuyor sanıp her gün temizlik yapardım. Mutfakta her an bal dök yala durumu hasıl olunca, bir de bende hal kalmayınca “aman be kokarsa koksun” dedim. Sonra baktım işin aslı başka. Gemlikliler sinekten yağ çıkarma misali ısınma işini de zeytinle çözmüşler.
Apartmanın sahibi her sene biz kiracılara yeni mahsul zeytinden dağıtırdı. Teşekkür eder alırdım ama bu hediye zeytinden toprak tadı gelirdi. Bir gün dayanamayıp niye böyle diye sordum, dedi ki; “zeytinin iyisini satar para kazanırız, kötüsü yere dökülür, haliyle de içine toprak kokusu siner, satsan satılmaz, bizler de onu yeriz.”
Benim neden bir apartman sahibi olamadığım ortada. Halbuki topraktan geldik toprağa gideceğiz, zeytin toprak kokuyor diye burun kıvırmanın lüzumu yok.
Sonuç olarak; Gül Ayan iyi ki Gemlikte oturmuyor. Yoksa kışlık yakıtı yedi diye başına iş açılırdı.
Baktım da son bir aydır yeni yazı yazmamışım. Ben de diyorum bir şey eksik ama ne?
Taşınma telaşı vardı başımızda. Zor işmiş, epeydir taşınmamıştık ya unutmuşum. Sağ olsun büyük küçük demeden akraba ve arkadaş adına kim varsa yakın çevremde hepsi yardıma koştu. Kimi salonu yerleştirdi, kimi yatak odalarını, biri de mutfağı… İşte ben o mutfağı yerleştireni bir elime geçirirsem fena yapacağım.
Aradığım bir şeyi de bulayım arkadaş. Sanki ben bulamayayım diye özenle saklanmış her şey.
Bir daha taşınırsak kararlıyım asla yardım kabul etmeyeceğim. Yerleşmek altı ay da sürse razıyım.
Sn.Mudo dedi ki bir yorumunda “Sineklere zulüm ediyorsunuz, ayrımcı, ırkçı ve kafatasçısınız.”
Hani çizgi filmlerde fareyi kovalayan kedi hızını alamaz ve bir yerden aşağı düşer. İşte o düşme anında kedi bir süre havada asılı kalır ve patinaj çeker, yüzünde de hayret ifadesi vardır. Arkadaşlar, çizgi filmlerdeki bu sahne gerçek. Ben denedim!
Yıllar önce oturduğum ev bitişik nizam apartmanların olduğu bir sokakta ve giriş katındaydı. Salonun penceresi yan apartmanın balkonuna denk geliyordu ve aradaki mesafe
O günden sonra cam sonuna kadar açık da olsa Meryem bir daha bizim tarafa atlamadı. Hatta kendi balkonuna bile çıkmadı.
Niye o kadar kızdı anlamadım. Alt tarafı teklifsiz girip çıktığı komşu evin sahibi bir şaka yaptı, bu kadar büyütülüp onur meselesi haline getirilecek ne vardı ki?
Kedi severlere özel not: Salon camı ve bahçedeki çiçeklik arasındaki yükseklik sadece 3 metreydi ve Meryem balkondan o bahçeye her gün defalarca atlardı.
Feray’a özel not: Mutfağı sen mi yerleştirmiştin? Cezve nerde arkadaşım yaaa.. İki haftadır kahveye hasret kaldım senin yüzünden.