Blogcular!... Biraz dertleşelim mi?

İnsanın bazen "dertleşme" ihtiyacı olur. İçinin sıkıntısını birileri ile paylaşma ihtiyacı hisseder. Bilmem sizde hiç olur mu?

Bu gün bir yazıma (Polis zavallı değildir başlıklı) Sayın Baver ERGUN yorum yazmış ve demiş ki "Ben neye seviniyorum biliyor musunuz? Bu yazılarınızı onlar da okuyorlar ya, işte ona... Elinize sağlık."

Ben de cevap verdim…

"Sayın Baver ERGUN... Gerçekten okuyorlar mıdır?... Eğer okuyorlarsa sevinirim. Yoksa kendimiz yazıp, kendimiz mi okuyoruz. Yani blog yazarları arasında, 'Körler sağırlar, birbirini ağırlar' hesabı.."

Gerçekten okuyorlar mı? Okuyorlarsa ne kadar dikkate alıyorlar, bunu merak ediyorum. Ancak Sayın ERGUN kadar bu konuda iyimser değilim. Benim kanaatim o ki, çoğunlukla bizler burada blog yazanlar olarak birbirimiz okuyoruz. Yani 'körler, sağırlar birbirini ağırlar' hesabı. Çünkü görüyorum ki yazılarıma yine çoğunlukla aynı kişiler "Yorum" yazıyorlar. Yani "Müdavim" okuyucularımız var.

Hele benim yemek tariflerimi okuyan iki "müdavim" okuyucum var ki, biri beni gaza getiriyor, ben yemek tarifi yapıyorum, öteki de okuyor, Allah için yemiş gibi oluyor.

Kimler mi? Onlar ki, bilirler kendilerini, cezaları da kesilmiş vaziyette, benim bir İstanbul yapmama bakıyor…

Hemen her konudaki düşüncelerimiz özgürce yazarak "Milliyet" çatısı altında aslında bir "düşünce platformu" oluşturmuş vaziyetteyiz. Her ne kadar zaman zaman "İnşallah okunmuştur" düşüncesindeki suya sabuna dokunan yazılarımızın "Onay" süresi uzun olsa da, sonuçta yayına çıkıyor ve okunuyor.

Ne kadar okunuyor?

Raporlarımıza göre "OKUNMA SAYISI"nın yeterli olduğu kanaatinde değilim. En azından benim yazılarımın okunma ortalaması bana göre düşük. Demek ki istediğim seviyede daha değilim.

Buna rağmen olsun. Hiç değilse günde ortalama 150-200 kişiye de bir şeyleri anlatmaya çalışmak da bir fayda diye düşünüyor ve "Blog" yazmaya devam etmek istiyorum…

Bir de haddimi ve amacımı aşmadan bir önerimi sizlere sunmak istiyorum…

Değerli "Blog yazarları" eğer kendinizce her hangi bir sakıncası yoksa lütfen açık ad ve soyadınızı kullanmaya gayret ediniz.

İkincisi, ben öyle yaptığım için belki, size yazılan yorum veya mesajlar karşılığında gönderene en azından bir "Teşekkür" ile karşılık veriniz. Nezaketen yani, diye düşünüyorum. Çünkü yorumu yazan, yorumu alanın yorumu hakkında ne düşündüğünü bilmek ister. Duvara söylemiş gibi olmak çok kötü bir duygu…

Hadi bakalım, kolay gelsin…

Çok da "ileri" gitmemişimdir umarım…

18 HAZİRAN 2007