- Kategori
- Futbol
Bekledim…

Olabildiğince bekledim. Bakalım sonu nereye kadar varıp dayanacak diye bekledim. Görünen o ki, sonu hiç gelmeyecek ve hiçbir kişi de “Evet, Rüştü de haklı” demeyecek galiba…
Bu konuya herkes “duygusallık” tarafından bakacak.
Oysa…
Eskiden İstanbul’un bu üç seçkin takımı arasında “Yazılı” olmayan bir kural vardı. Hiçbir zaman birbirlerinden oyuncu almazlardı. O nedenle de bir futbolcu hangi takımda “Şöhret” olmuş ve kadrosuna girmişse, o takımın “efsaneleri” arasında yer alırdı.
Şimdi birçoğunuz bana “dinozor”a bakıyormuş gibi bakacaklar.
Eh, haksız da değiller.
Ben, dünya kurulduğundan bu yana Fenerbahçeliyim, Fenerbahçe, benim Fenerbahçeli oluşumdan sonra (!) kuruldu…
Beşiktaş Jimnastik Kulübü, Galatasaray ve Fenerbahçe Kulüpleri kurulurken, spor ön planda düşünüldü. Sporda rekabet hiç unutulmadı ama rekabet spordaki çıtayı yükseltmek için canlı tutuldu...
Gelelim Rüştü REÇBER’in transfer olayına…
Şimdi spor, eskisi gibi yapılmıyor. Yani işin ucunda “Para” var. Eskiden de para vardı. Ama futbolcunun diğer taraftan da bir işi vardı. Kazandığı parayı “geleceği” için değerlendirirdi. Örneğin benim bildiğim ve birçok kişinin de bileceği gibi Kral Metin OKTAY’ın taksimde oto yedek parça dükkânı vardı. Fenerbahçeli Osman ARPACIOĞLU, futbolu bıraktıktan sonra yıllarca büyük bir ticari kurumda üst düzey yöneticilik yaptı. Eskişehirspor’un efsanesi Fethi HEPER, şimdi Anadolu Üniversitesinden profesör, öğretim üyeliği yapıyor.
Ya da futbolcu “azıcık aşım sağlıklı başım” diyerek spordan kazandığı ile geçinip giderdi. O zaman Etiler de yoktu, laylalar da… Yetiyordu kazandıkları para ve kulüplerinde “efsane” olmayı hak ediyorlardı.
Şimdi Rüştü’ye “Niye Beşiktaş’a gittin” diye soruyoruz da Ertuğrul GÜNAY’a, İlhan KESİCİ’ye Lütfullah KAYALAR’a gitmelerinin nedenini neden sormuyoruz?
Bakınız…
Elbette gidecekler çünkü gelecekleri, kazanacakları paraya bağlı. Ya “para” kazanacaksın ya da “efsane” olup şöhret kazanacaksın. İkisinin arasında bir seçim yapmak zorunda kalanları suçlamamak gerek.
Her takımın da yeteri kadar “efsane”leri var. Yeni efsane yaratmak da bana göre kolay olmamalı.
İşte “ölçü” ortada…
Sporda tarihe “EFSANE” olarak geçmenin koşulu da oldukça zordur.
Elbette “SEÇİM” de bir başka zor olmalı…
18 HAZİRAN 2007
Fotoğraf: www.milliyet.com.tr