Böcüğümüze bile sahip çıkamazsak..!

'' Japonlar bu böcekler için Amanos'a geliyor !... ''

01/Eylül/2007 Cumartesi tarihli Milliyet gazetesinde yer alan bir haber... Bugün de; araştırmacı Blog(er) olarak yapmış olduğum, okuma izlenimlerim sonucunda bu habere rastgeldim...

'' Japonlar bu böcekler için Amanos'a geliyor ! '' haberini görünce; ilk önce anlam veremedim, yazının devamını okuyunca anladım. Meğer; bizim Amanos'a özgü, bir böcek türü varmış...Daha doğrusu az biraz Endemik bir canlı türü. Alt tarafı Böcük... Haberin tamamı şöyle; (Kaynak: Milliyet gazetesi arşivi.)

'' Türkiye'de sadece Amanos dağlarında bulunan geyik böcekler, özellikle Japonya'da yaygın olan ''Mushiking: King of the Beetles''(Böceklerin kralı: Mushiking) adlı çizgi film, roman ve kart oyunları nedeniyle çocukların ve kolleksiyoncuların ilgi odağı. Ancak Almanlar, köylülerden 5-30 YTL karşılığında aldıkları bu böcekleri, Japonlara 3 bin dolardan satıyorlar. Böceklerin Japonya'da çocuklarca beslendiği, öldükten sonra anahtarlık yada süs olarak sergilendiği, kolleksiyonerlerin böceğe binlerce dolar verdiğini belirtiyor. Amanos Çevre Koruma Derneği Başkanı Nazım SÖNMEZ, '' Japonlar, Alman aracıları aradan çıkarıp böcekleri ucuza almaya çalışıyor.'' dedi... !!!!!

Sevgili dostlar; ben bu haberi okuduktan sonra, kendimi azucuk Japon Balığı gibi hissettim... Neden Japon Balığı? Efendim, benim 3 tane sevimli Japon balığım var. Her gün sabah evden çıkmadan önce ve hatta kendim bile sokakta kahvaltı yapma pahasına, öncelikle onların kahvaltılarını yaptırıyorum... Salonumda, TV dolabımın alt katında fuzulen yer işgal etmeyen akvaryumlarının içinde, yüzüp yaşıyor keratalar... Nasıl bakıyorum onlara bir bilseniz? 30 Gr'lık goldfish beslenme yemi ile besliyorum haytaları... Birleşiminde neler yok ki? Mısır, arpa, buğday, ayçiçeği küspesi, balık unu, kalsiyum, nişasta, soya unu, kan unu... Ayrıca; kalsiyum, fosfor, sodyum, mangan, çinko... A vitamini, D3 vitamini, E vitamini, B2 vitamini, B12 vitamini ve K3 vitamini... Ulan bu kadar vitamin içerikli bir besin maddesi ile beni de besleseler, benim bile yüzgeçlerim çıkar ve onlarla beraber deliler gibi yüzerdim... Sabahtan akşama kadar...

Tekrar habere dönersek; kendimi Japon Balığı gibi hissetme sebebimi, sanıyorum anlamaya çalışmışsınızdır? Böyle beslendiğin bir yerden çıkmak istermi insan(Pardon Balık demeliydim...)? Tabii ki istemezsin sana; böyle titiz bakılan bir yeri, terk edebilmen için geçerli olacak sebebin, 3 saniyelik bir hafızan bile olsa, balık akıllılıktan muzdarip olman yegane sebeptir..! Benim memleketimde; ''alt tarafı böcük işte, neye yarar ki ? '' tarzında vurdumduymazlık hüküm sürdükçe, elalemin Alman'ı gelir ve senin memleketinde, şöhret sahibi olduğunu senin dahi bilmediğin bir böcüğü pazarlar... Hemide 5 Yeni Türk Lirasından, senden alır ve 3 bin Yunaytıd Siteyts of Umerika dolarından, Hiroşima Nagazaki'si ''Anola Gay'' uçağı ile bombalanmış olduğunu gayetten iyi bildiğimiz Japonya'ya, Japonlara satar...

Ve; o atom bombası ile bombalanmış olan ülkenin çocukları, insanlara dahi değer verilemeyen şu dibi delik dünyada, '' alt tarafı böcük...'' lere nasıl değer verildiğini sana göstertir... Onu besleyip, büyütüp ve öldükten sonra bile, onu anahtarlık yapabilecek bir teknolojiye sahip bir toplumun çocukları olarak, ekolojiye nasıl sahip çıkan bir toplum olduklarını da, bizlere böyle ispat ederlerken, bizlerde bu tip olayları gazete haberleriden öğreniriz... Gelelim şu uyanık Almanlara; siz bizi Avrupa Birliğine almamak için diretiyorsunuz, oyalıyorsunuz... Şöyle bir düşününce; aslında, bu AB'ye girmiş olsaydık eğer, bizim neyimiz var neyimiz yok herbişeyimizi dünyaya pazarlardınız ve bunun adına da, ORTAK PAZAR derdiniz herhalde..!!!! Nalıncı Keseri hep kendine doğru yontarmış hesabı...

İşte sevgili dostlar; bizim değer yargılarımıza, tüm zenginliklerimize nasıl olupta hala sahibi olamadığımıza güzel bir örnek daha. Yorumu sizlere kalmıştır... Hepinize Saygılarımla...