Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '07

 
Kategori
Anılar
 

Boooozaaaaaaaa

Boooozaaaaaaaa
 

O gece, anlayamadığım bir şekilde, avazı çıktığı kadar biri bağırıyordu dışarıda. Ev sakinleri sakince televizyon seyrederken. Kimsenin umrunda değildi, duymuyorlardı sanki. Acaba sadece ben mi duyuyorum diye korktum. Ses gittikçe yaklaşıyor, yaklaştıkça daha çok bağırıyordu.

Dayanamayıp, çekinerek sordum babama ”kim bağırıyor baba dışarda”. Babam tatlı bir gülümsemeyle “bozacı” dedi. Hiç bir fikrim yoktu, neydi bu boza? İçilecek birşey olduğunu anneme sorarken anladım “içer misin” diye. Cevap verdim hemen “ben içerim”…

Ses uzaklaşıyordu, ama daha fazla bağırdığını hissediyordum. Babam pencereyi açtı, nazire yapar gibi çağırdı bozacıyı bağırarak. Gecenin bir vakti sokakta bağıran adamlar, biri babam. Tuhafıma gitmiş ve şaşırmıştım. Adam kapıya geldiğinde, büyük bir merakla kapıya koştum. Sanki insanüstü birşey görecektim. İnce yapılı, zayıftan bir adamdı. Konuşurken bile sesi zor çıkan bu adam, nasıl bu kadar bağırabiliyordu. Asık suratlı, kaba birine benziyordu; poşetinde duran paket paket leblebiler gibi. O akşam bozayı pek sevmedim. Kaba leblebileri yedim…

Şimdilerde pek raslamadığım bozacılar, sonraları hep imrendiğim insanlar oldu. Gecenin bir vakti avazı çıktığı kadar bağıran, boza istiyenlerin haricinde kimsenin umrunda olmadığı, 150 gram kaba adamlar. Bazen onların boza değilde başka birşey bağırdıklarını düşünürdüm. Büyük bir fırsattı bu bence. Onlar gibi gece sokakta bağırmak istediğim zamanlar çok oldu. Bağırdığın kelime “boza” olsa bile. Önemli değildi kelime ilk defa, bağırmanın yanında. O kelimeylede olsa, bağırmak önemliydi. Sevincimi, aşkımı, hüznümü “boza” diye bağırmak.

Birkaç akşam denemedim değil. Bozayı seven birkaç kişi deli gözüyle baktı sadece boza almak için camlarını açtıklarında. Birşey daha farkettim! Gündüzleri senden kaçacak delik arıyan sokak köpekleri, o karanlık ve kimsesiz sokaktan geçerken kaçmazlar. Güvendikleri gece mi, yoksa ıssız sokak mı? Kırmızı gözlerini dikerler üstüne, korkarsın ama belli etmemeye çalışırsın. Öyle derler “korktuğunu anlarsa saldırır”. Hayatımızda ne kadar çok sokak köpeği var.

Adımların büyür, o sokak daha uzun gelir sana. Sokaktaki arabaları kesersin gözünle saldırırsa üzerine çıkarım diye. “Hooosşttt” demeyi göze alamazsın. Ya saldırırsa? Onlardan kurtulmanın bir yolunu bulmuştum. “Boooooozaaaaaa” diye bağırırsan kaçıyorlar. Hiç sevmiyorlar bozayı ve bozacıyı. Sokak köpeklerini kovaladığım için, doya doya bağırabildiğim için, vefa borcum var bozacılara. Yılda beş on kez ödüyorum birkaç litre. Kapıma gelmese de artık, Ben gidiyorum vefa bozacısına.

Vefa borcu…
Vefa bozası…

 
Toplam blog
: 21
: 549
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yaş 35 /İyi dost, herkesin bir dostu olmalıdır en azından... Aldanmak, aldatılmak, yalan söylenme..