Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '09

 
Kategori
Futbol
 

Böyle olmamalıydı

Böyle olmamalıydı
 

Bu maç hakkında oynanan futbol dışında yazılabilecek o kadar çok şey var ki. Bir yerden tutup başlamak gerekirse önce oynanan, sözüm ona “futbol”dan başlayalım. İki takımda hafta içinde konuşulanlar gibi maça hırslı, istekli başladılar hatta bu istek bazı dakikalarda ve malum olayda tavan yaptı. Ama bu arzu, bu hırs iki takımında oyunlarına yansımadı. Galatasaray maçın ilk bölümlerinde baskılı olan hatta iyi oynayan taraftı. Pres yapıyorlardı, yardımlaşma en üst seviyedeydi, Fenerbahçe de ise tam tersine özellikle bazı oyuncularda umursamazlık hakimdi, takımda yardımlaşma hiç yoktu ve daha fazla pas kaybı yapan taraf olarak gözüktüler. Buna rağmen Fenerbahçe geri dörtlüsü başarılıydı ve özellikle ilk 15 dakikalık baskıdan sonra Fenerbahçe de oyuna ortak oldu, özellikle defansın arkasına atılan toplarla gol aramaya başladılar. Ama iki takımda, Galatasaray Kewell’in getirdiği pozisyonlarda, Fenerbahçe de Güiza’ya atılan pozisyonlarda başarılı olamayınca ilk yarıyı golsüz olarak kapattılar.

İkinci yarıda beklenilen iki takımında daha ofansif, golü isteyen bir görüntü sergilemeleriydi. Çünkü bu maç onların zaten az olan şampiyonluk umutları için belki de önlerindeki son 45 dakikaydı. Beklenilen kısmen oldu ancak tam olarak oyunu rakip alana yıkarak değil, pinpon topu gibi gidip gelen toplarla gol aradılar. Açıkçası bu toplarla gol bulamayacakları da belliydi öyle de oldu.İkinci yarıda oyuna alınan Lincoln ve Kazım da maçın sonucunu değiştiremediler ve maç başladığı gibi 0-0 sona erdi.

Maçtan aklımızda kalanlar ise iyi futbol, göze hoş gelen hareketler değil, 90+3.dakikadaki yaşanan olaylar oldu. Öncelikle “doğuştan Fenerbahçeli” Emre’nin başına gelenlerle başlamak istiyorum. Geldiği günden itibaren başlayan eleştiriler hep onun üzerindeydi, iyi oynamaya başladıktan sonra Fenerbahçeli taraftarlardan eleştiri almamaya başladı ama Galatasaray taraftarlarının içindeki, ona karşı duyulan öfke, nefret bir çığ gibi büyümeye devam etti ve Ali Sami Yen’de ki dünkü maçta ise zirve yaptı. Maçın başından sonuna kadar topu her alışında ıslıklanması olağan karşılanmaya başladı ilerleyen dakikalarda. Hele köşe vuruşunu kullanmak isterken yapılanlar… Emre’nin bile yüzünü düşürdü. Bu pozisyon ve ilk 15 dakika dışında Emre de tam bir profesyonel olduğunu tekrar göstermiş oldu, ayağa pas yaptı, takımını atağa kaldırdı, top çaldı yani o ıslıklara rağmen elinden gelenin en iyisini sahada gösterdi. Maçtan önce dediği gibi her pozisyonda sakin oldu(Sabri’nin boğazına yapışmasında bile).

Maçın hakemi ise tam anlamıyla bir felaketti. Ne gösterdiği kartlarda, ne de çaldığı düdüklerde standartı tutturdu. Maçın sonunda yaşanan olaylarında baş aktörü o idi. Sabri’yi birçok defa atabilirdi hele ki Emre’ye yaptığı harekette %100lük kırmızı kartı es geçerek sarıyla yetinmesi Galatasaraylıları bile şaşırttı. Belki geç de olsa o dakikada Sabri’yi oyun dışına gönderebilseydi hem o olaylar yaşanmazdı hem de kendi de başarılı bir yönetimle maçı bitirmiş olabilirdi.

Birçok futbolseveri derbi galibiyetinin sevincini yaşayamamak, maçta iyi futbol izleyememek belki de şampiyonluk umutlarının artık rafa kalkması değil, milli takımın, Türkiye de oynayan, birçoklarına göre en iyi iki isminin de o yaşanan olayda yer alması üzmüştür. Anladığınız gibi o iki isim; biri adı Barcelona ile anılan Arda, diğeri de adı Bayern Münih ile anılan Semih. İkisine bu yaptıkları hareketler yakışmadı. Her ne olursa olsun o iki ismin bu olayın başkahramanlarından olmamaları gerekirdi, sakinliklerini korumalıydılar.

İki takım futbolcularına da ne oynadıkları futbol, ne de sergiledikleri gereksiz davranışlar yakıştı. Bazıları hariç tabi ki (GS’den Kewell;FB’den Emre gibi). Zaten az olan şampiyonluk şanslarını, alacakları cezalardan sonra daha da açılan puan farkından sonra bitirmiş oldular. İnşallah bu maçtan ve genel sezondan her iki takımın hem futbolcuları hem de yöneticileri bir şeyler öğrenmişlerdir. Herkesin sonuçları iyi okuyup ders çıkarması lazım…

 
Toplam blog
: 2
: 483
Kayıt tarihi
: 10.04.09
 
 

19 yaşındayım. Anadolu lisesi mezunu biri olarak tekrar ÖSS 'ye hazırlanmaktayım. Kendimi bildim bil..