Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '10

 
Kategori
Spor
 

Bozuk zemin hakemler ve Sigmund Freud

Bozuk zemin hakemler ve Sigmund Freud
 

Galatasaray’ın Karabük’te kaybetmesinin nedenini hepimiz biliyoruz: bozuk zemin! Tabi zeminin azizliği mağlubiyetin tek nedeni değil, bir de hakemin yanlış kararları var.

Beşiktaş’ın da Avni Aker’de sahayı boynu bükük terk etmesinin müsebbibini merak ediyorsanız hemen söyleyeyim: maçı pazartesiye almayan futbol federasyonu.

Geçen senelerde Fenerbahçe’nin Ankara’da puan kaybetmelerinin nedeni yapay çimdi, Trabzonspor’un Kasımpaşa’ya yenilmesi ise maçın gündüz oynanmasından.

Sahi, 90’lı yıllarda milli takımımız biz Türkleri sevmeyen Avrupalı hakemler yüzünden Avrupa’da başarısız olmuyor muydu?

Eminim bu listeye eklemek için sizin de aklınıza onlarca olay geliyordur. Zira artık izlediğimiz bir karşılaşmada atılan bir güzel golden ziyade maçın günü ve saati veya taktiksel bir çeşitlilikten ziyade hakemlerin kararlarına dikkat kesiliyoruz; çünkü futbol takipçileri olarak ilgimiz devamlı suretle bu tali unsurlara çekiliyor.

Bu açıdan bakıldığında, o gönül verdiğimiz futbolumuz büyük bir sorun ile karşı karşıya: “gerçekten uzaklaşmak”

Futbolun hayatın ta kendisi olduğunu ve içinde psikolojiden bilime kadar yaşamın hemen hemen tüm unsurlarını taşıdığını düşünenler var ve ben de onlardan biriyim. Bu nedenle, sahip olduğumuz bakış açısı yanlışlığı için psikanalizin kurucusu S.Freud’a kulak vermek hiç de yanlış olmayacaktır.

Avusturyalı ünlü bilim adamının en önemli çalışmalarından biri savunma mekanizmaları üzerine ve bakın Freud bu konuda nasıl bir açıklama yapıyor: “kişiler küçük yaşlardan itibaren kendi benliğini korumak, sorunlar, iç ve dış çatışmalardan en az etkilenmek için çeşitli şekillerde kendini rahatlatmaya çalışan savunma mekanizmaları geliştirmiştir ve bahane bulmak bu savunma mekanizmalarından biridir.”

Freud bahane bulmayı aynen şöyle tanımlıyor: “Bir duygu, düşünce veya davranışın gerçek halinin tam olarak görülemeyip, kişiye uygun gelen, etrafça da kabul görebilir başka açıklamalarla dile getirilmesidir. Bu şekilde kişi haklı olmadığı durumlarda, kendini haklı gibi hissetmeyi ve davranışının sonuçlarından huzurlu olmayı amaçlayan bir düşünce içindedir. Böylece hata ve eksiklerini kapatmaya çalışır.”

Açıklamalar size de bir şeyler anımsatıyor mu?

Sorunu tespit etmemek, çözümün önündeki en büyük engelse eğer takımlarımızın doğru tedavileri için her şeyden önce teşhislerinin doğru koyulması gerekiyor. Aksi takdirde yapılanlar, günü kurtarıp yarınları çöpe atmanın yanı sıra çok büyük bir de emek israfına neden oluyor.

Bu uğurda en büyük görev kulüp yöneticilerine düşse de her geçen gün yaptıkları talihsiz açıklamalar nedeniyle onlardan umudum günden güze azalıyor. Fakat eminim ki takımlarına gönül vermiş ve onların başarısını isteyen taraftarlar için gerçekleri görmek hiç de zor değil.

Futbola bakışımız bahaneden uzak, gerçeklere yakın olduğunda elde edeceğimiz başarılar eminim ki bizi bile şaşırtacak.

Umarım o günler çok uzak değildir.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..