Bravo Bahçeli..

Ne Erdoğan, ne Kılıçdaroğlu, ne de Bahçeli. Hiçbirisi de desteklediğim liderler değildir. Gelmiş geçmiş seçimler dahil, bir kez oy sandığına gitmişim. Nedeni ise; Atatürk dönemi dışında, özellikle 1946 yılından sonra gerek iktidarları, gerekse muhalefet partilerinin Washington tarafından yönetilmesidir..

Örneğin; Erdoğan, partisini kurup ABD'ye gidip geldikten iki ay sonra nasıl iktidar oldu? Cumhuriyet tarihinde böylesine kısa sürede iktidara gelebilen parti gösterebilir misiniz? Peki Erdoğan nasıl böyle bir ilk'e imza attı dersiniz?

Cevap çok açık.. Washington'un desteğiyle Genç Parti (GP)'nin öne çıkması ve dolayısıyla dönemin DYP ve ANAP gibi güçlü Partilerin Meclis dışına çekilmesiyle Erdoğan'ın iktidar'a gelmesi sağlanmış oldu.

Senaryo tamamen ABD'nin..

Bu anektodu yazdıktan sonra, terör örgütünü otuz yıldır ülke gelişimini engellemek adına örgütleyen ve destekleyen gücün tek adresi ABD olduğunun altını çizelim..

Son terör saldırısı sonrasında ülkede yükselen tansiyon'un ve teröre nefretin-lanetin boyutlarını hepimiz gözlemliyoruz..

Washington'un telkini olup olmadığını bilimiyoruz ama benim bildiğim Sayın Bahçeli'nin terör konusunda her zaman olduğu gibi dik durduğu ve en önemlisi böylesine sıcak bir atmosferde topluma ve özellikle Parti tabanına olumlu seslenişi olduğudur..

İnanın Devlet Bahçeli'nin Devletçilik anlayısı bağlamında özellikle Ülkücü camiasına böylesine pozitif yaklaşımı olmayıp, olası olayları engellememiş olsaydı Ülke'de kaos yaşanabilirdi. Hatta belki de Hükümet'in istifası bile söz konusu olabilecek duruma gelebilirdi.

Bahçeli son derece soğuk kanlı, ılımlı, sağ duyulu yaklaşımıyla Devlet adamlığını gösterdi.