Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Ocak '10

 
Kategori
Güncel
 

Bu adamlar ne kadar masummuş!

Bu adamlar ne kadar masummuş!
 

Öncelikle bu yazımı, Sn.Can Dündar'ın okumasını dileyerek yazıyorum. Sevdiğim ve saydığım bir gazeteci olaran Dündar'ı, bugünkü yazısından dolayı eleştireceğim. Umarım kendisi beni anlayışla karşılar ve milliyet blog'da kişisel haklardan dolayısıyla bu yazıyı yayınlamamazlık etmez. Yazımdaki amaç bir röportajı eleştirmek ve röportajın unsuru olan Sakık hakkındaki fikirlerimi beyan etmektir....

Bugün milliyet.com.tr'de "PKK'nın iki numarasıyla cezaevinde 7 saat" başlıklı yazıyı okudum. Okudum ve harab oldum. Can Dündar, PKK ele başlarından Şemdin Sakık ile cezaevinde görüşmüştü. Yazının spot başlığında; "Bingöl'de 33 er silahsız olarak PKK'nın önüne atıldı" yazıyordu. Bu yazıyı mevcut iktidar yanlısı bir yazar yazmış olsa, yandaş bir medya grubu tarafından bu spot ile duyurulsa yadırgamazdım. Ama Can Dündar ve Milliyet olunca yadırgadım. Neden mi?

Söz konusu 33 er'in şehit edilmesi olayında, güvenlik birimlerinin zaafı olabilir. Var ise bencede cezalarını çekmemeliler. Ama bu durum PKK'yı masumlaştırmaz. Sanki olay PKK'nın suçu değilmiş, tetiği çekenler onlar değilmiş gibi, silahsız olarak PKK'nın önüne atıldılar demek insafsızlıktır. "Yani o askerler PKK'nın önüne atıldı, PKK'da mecburen öldürdü. Aslında istemiyordu. Örgütün talimatı değildi." demek, terör örgütünü masum ve suçsuz göstermek çabasıdır.

Elbette ki Sakık, "Talimatı ben verdim. Silahsız askerleri vahşi ve canice katlettirdim." diyecek değildir. Senelerce 100'lerce insanımızın ölümü talimatı verip, ellerindeki kan kurumadan konuşan bu insanların laflarına itibar etmek ne derece doğrudur. Lafını bırakalım, 33 erin ailesinin acılarını paylaştığını söylemiş ve PKK'nın iradesi dışı bir eylemdi demiş bu röportajda Sakık. Sanki hiç ilgisi yokmuş gibi. Bana göre timsah gözyaşlarıdır bunlar. Yargının onadığı bir suçluyu, halk vicdanında suçsuzlaştırmak yanlıştır.

Üstelik yazıda Can Dündar tarafından yapılan bir kaç drama da dikkatimi çekti; "Bizi samimi karşıladı. Anlatma isteği ile doluydu. Sarı Zeybeği okumuş ve Atatürk için göz yaşı dökmüştü." vb. ifadeler. Yani şu yazıyı Sakık'ı tanımadan okuyan bir kişi, Sakık'ı masum, espirili, duygusal, acı çeken ve üzülmemiz gereken bir insan sanacaktır. Gerçi Sn.Can Dündar yine yazısında; "Şüphesiz önemli tanık, kulak vermekte yarar var" diyerek, Sakık'ı ne kadar önemsediğini de ifade etmiştir. Ama önemsemek, ona acıma duygusu hissettirecek ifadeler kullanmayı gerektirmez. Yani Atatürk için göz yaşı döktü şeklinde bir ifadenin ne gereği ve amacı vardır?

Aynı yazıda sadece Sakık değil, eylemi gerçekleştiren, yani tetiği çeken terörist için de hafifletici ifadeler gördüm:

"Eylemi yapan Celal Barak, Diyarbakır cezaevinde 10 yıl aralıksız işkence görmüş biridir. Daha sonra bir çatışmada yaralı ele geçirildi. Alıp konuşturulması mümkün iken öldürüldü. Ayrıca Yeşil’in oğlu da babasının o gün Bingöl’de olduğunu yazdı."

Yani eli kanlı terörist Celal Barak, "10 yıl işkence gördüğü için ağır tahrik altındaydı. Yaralı olarak ele geçirildi ama bizzat Devlet tarafından infaz edildi. Hatta Yeşil'de oradaydı." izlenimini almak çok kolaydır bu ifade ile. 33 askere kurşun sıkan terörist için dahi, Sakık tarafından hafiftici unsurlar eklenmişti.

Asıl acı olan ifade yazının sonlarındaydı;

"Sayısını bilmediğim kadar çatışmaya girip polis, asker, korucu vurmuşumdur. Ama şerefim üzerine yemin ediyorum ki, ben silahsız bir tek adama ateş etmedim."

Şimdi Sn.Can Dündar'a sormak lazım; sayısını bilmediği kadar 20 yaşındaki askerleri, korucuları ve polisleri vurduğunu, hiç bir utanç ve ar duymadan söyleyebilen bir caninin, nasıl olurda önemli ve dinlenmesi gereken bir tanık olduğuna inanılabilir? Bizzat askerleri vurduğunu rahatlıkla ifade edebilen bir kişi, nasıl olurda 33 askerin acısını paylaşabilir ve kurşun attığı askerlerin atası Atatürk için göz yaşı dökebilir? Her şeyden önce, insan öldürme potansiyeli ile dolu bir psikoloji içindeki bir kişinin ifadelerine nasıl itibar edilir, yeminine nasıl inanılabilir?

Tüm bunlardan dolayı, Sn.Can Dündar'ın yazısını tekrar gözden geçirmesi ve özellikle drama bölümlerini incelemesi gerektiğine inanıyorum.

Asıl vurgulamak istediğim, son yıllarda özellikle yandaş medya kuruluşlarınca, PKK'yı aklama faaliyetleri yürütüldüğü görüşündeyim. Her fırsatta PKK'nın eylemleri sanki kendi iradesiyle yapmadığı, varlığı bile ispat olmayan Ergenekon tarafından yönlendirildiği inandırılmaya çalışılıyor. Hatta son Reşadiye olayında, PKK olayı üstleninceye kadar olay Ergenekon'un üstüne atılmaya ve PKK masumlaştırılmaya çalışılmadı mı? Ama sonuçta aynı yazıda Sakık bile talimatın Öcalan tarafından verildiğini ifade etmiştir. Ben Milliyet ve grubunun, bu kampanya dışında olduğuna inanıyor ve öyle de kalmasını temenni ediyorum.

Saygılarımla...

 
Toplam blog
: 109
: 1269
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Yorum yapmaktan ve metin yazmaktan zevk alıyorum. Her insanın yorum yapması kişisel görüşlerini beli..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara