- Kategori
- Dostluk
Bu akşam Ankara’daki İnebolulular yemekteydik

Konuşurken sanki 30 yıl önce İnebolu Lisesi’nin bahçesinde yarım kalan konuşmaları tamamlıyor gibiydik. Lise öğrencisi olarak her tarafa dağıldığımız arkadaşlarımızla karşılaştığımızda yanlarındaki üniversite öğrencisi olan çocuklarını tanıştırıyorlardı.
İlkokuldaki, lisedeki öğretmenlerimizle o günleri andık, o zaman konuşamadıklarımızı konuştuk. 17 yaşında liseden ayrılmış, 50 yaşındaki öğrencisinin okul numarasını anımsayan eski öğretmenlerimizle karşılaşmak büyük onur ve zevkti.
Aşina yüzler vardı ancak belleklerden silinmiş birşeyler olduğunu yüzümüze vururcasına tanıyamadıklarımız ya da tanımayanlar oldu, uzak masalardan, yakın masalardan bakışlarda.
Bu akşam Ankara’daki İneboluluların derneği olan İnebolu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin düzenlediği İnebolulular yemeği vardı (1). Uzun süredir hazırlıkları sürüyordu. BU kadar çok kalabalık olacağımızı hiç ummuyordum ama başarmışlardı (2).
Ankara’daki İnebolulular toplanırken İnebolu’dan yöneticiler konuklarımız olmuştu. Toplantı konuşmalarla başladı. Sözler uzun tutulmayınca sıkılmadan dinledik söylenenleri. Şarkılar, türküler, eğlenceler vardı. İnebolu türküleri söylendi, oyunları oynandı. Gençler o yaşların coşkusuyla oynarken, 80li yaşlarda hala genç olanların neşelerine tanık olduk. Bir tanıdık gördüğümüzde uzak masalara gittik, uzak masalardan geldiler.
Ankara üniversitelerindeki İnebolu öğrenciler de gelmişlerdi. Hepsi pırıl pırıl gençler, geleceğimiz... Otuz yıl önce onlar gibi Ankara’ya üniversite öğrencisi olarak geldiğim günleri anımsadım.
Konuştukça adlar çıktı ortaya, kimi adlar söylenince içimizi buran kötü haberler geldi ardından, yitirdiklerimizdi onlar. Bir sohbet anında o acı haberlerden birinin bugün geldiğini öğrenip üzüldük (3).
Sürpriz karşılaşmalar, tanımalar, tanıyamamalar, anılar, sevinçler, hüzünler ile bir akşam bitti. İyi ki oradaymışım.
(1) İnebolu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği: www.ineboluyardimlasma.org.tr
(2) İnebolulular yemeği organizasyonunda çok kişi çalışmış ancak bu akşam bu kadar kişiyi böyle güzel bir yemekte biraraya getirmekteki en büyük emeğin Kerim Daşcı’nın olduğu konusunda herkes hemfikirdi. Çok güzel bir iş başarmıştı.
(3) Belediye başkanı ile konuşurken, Bolu’dan doğru geldiğini söyleyince, sanki içime doğdu ve merakla sordum neden oraya gittiğini. Fikri Abi’nin cenazesinde olduğunu söyledi. Küçük yerlerde herkesin abisidir, abi denilen kişi. Benim de Fikri Abimdi. Başımız sağolsun.
Ankara, 14 Kasım 2008