Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '09

 
Kategori
Kitap
 

Bu Dünyadan Sen De Geçtin

Bu Dünyadan Sen De Geçtin
 

Eline Sağlık.


İki yıl önce yine Milliyet Blog’da geçti ilk konuşmamız. O zamanlar modaydı başkasının yazılarını içerik değil biçim yönünden eleştirmek. Cümleye neden küçük başladın, -de, -da ayrı yazılır neden bitişik yazdın. Şunları küçük yazdın, bunları büyük yazdın vs… O akımdan gaza gelip ne haddimse 3–5 kişiye yazım dersi vermiştim. Bunlardan biri de Sayın Narçiçeği’ydi. Şu yazında şu özel isimler küçük olmuş düzelt dedim. Yorumu yayına almamış ama gerekli düzeltmeleri yapmıştı.

Yolumuz 1–2 ay sonra Ölüdeniz’de keşişti. Hepimiz otelin yanında oturmuş hepimizi tanıyan İlyas Abi bizleri tanıştırıyordu. İkimizi tanıştırdı. Nergiz Abla manidar bir şekilde bana baktı. Bana kızgındı, ben de mahcuptum. İçimden “Sana ne benim kelimeyi büyük yazmam küçük yazmam!” gibi sert bir çıkış bekliyordum. Gayet kibarca ve senin gençliğine veriyorum yoksa der gibi bir şekilde:

—Evet, Harun Bey, okuyorum yazılarınızı, dedi. İçimden derin bir oh çektim. Bir daha kimsenin yazısına falan karışma dedim ve almam gereken dersi aldım. İlk Ölüdeniz buluşmasında aklımda kalan yanları aşırı sigara tiryakisi eşi ve dünyalar şirini kızıydı. Ayrıldıktan sonra eşinin sigara yüzünden sağlık sorunlarıyla uğraştığını öğrenince çok üzülmüştüm.

Bir sonraki yıl tekrar Ölüdeniz’de karşılaştık. Eşi sigarayı bırakmıştı. Bu sefer daha samimiydik. Eşimin ve benim kanım ısınmıştı. Zaten bir yazısında üniversitede ders verirken öğrencilerinin ona “anne” dediklerini yazmıştı. Hangi öğretmen, öğretim görevlisi böyle güzel bir lakap takılma onurunu yaşar? Genelde öğrenciler sıfırcı, bodur, şişko vb… alaycı lakaplar takar.

Çok güzel yazma kabiliyeti vardı ama bunun % 1’ini bile Milliyet Blog’a yansıtmıyordu bunu hissediyordum. Bir şeyler canını sıkıyordu.

Ölüdeniz’de akşam yemeğinden sonra turistler için yapılmış yuvarlak bir Türk Odası’na geçtik. Oturma bölümleri divan şeklindeydi ve herkes birbirini görüyordu. Loş bir ışık hâkimdi. İlyas Abi elinde bir dergiyle ortaya çıktı. Nergiz Hanım’ın ödüllü bir hikâyesini okuyorum dedi ve okudu. Odada bulunan herkes büyülenmişti. Hikâyenin bitiminde ağlamamak için yutkunduk ve alkışladık.

Aradan aylar geçti, Nergiz Abla kitap çıkarmış ve adını “Bu Dünyadan Sen de Geçtin” koymuş. Kitabın adı ilk anda insanı büyülüyor. Bu dünyadan sen de geçiyorsun, ben de geçiyorum, hepimiz geçiyoruz belki yüz sene sonra kimse hatırlamayacak bizi.

Heyecanla kitabı alacağım yerleri sordum. Kendisi cevapladı. Kitabı almak için sabırsızlanıyordum. Fakat bir sorun vardı. Bir sponsor piyasada olan kitapları toplamıştı. Kitapçılarda bulmak imkânsızdı. İlyas Abi’yle bu konuyu görüştük. Kitabın Kasım gibi çıkacağını söyledi ve bana alıp göndereceğini de belirtti. Bu kadar bekleyemedim ve internet üzerinden sipariş verdim.

Çok severim kalın olmayan ama çok anlamlar içeren kitapları. Verilmek istenen ders 500 sayfada da verilir 100 sayfada da. Maksat, istediklerini okuyucuya sıkmadan verebilmesi. Bu yüzden en sevdiğim kitap Fareler Ve İnsanlar’dır. Nergiz Hanım’ın bu kitabı da 107 sayfa. Küçük hikâyelerden oluşuyor. Hikâye yazmanın aslında en zorlu edebiyat bölümlerinden biri olduğunu yeni öğrendim.

Yazar, yaşadığı bölgeleri İzmir ve Karaburun’u anlatıyor. Ülkenin acı sorunlarını farklı yönlerden ele almış. Bu günlerde çok konuşulan Dersim Olayları sonrası yapılan göç bile tesadüftür bir hikâyesinde var. Sık sık karşılaştığımız 3. sayfa haberlerinin insanı tarafları var. Hani falanca öldürüldü, falanca boşandı denir de gerisi yazmaz ya Nergiz Hanım geride kalan enkazları da yazmış. Okuyucuyu fazla sıkmayayım der gibi aralara Çehov gibi trajikomik hikâyeler de serpiştirerek okuyanı gülümsetiyor. Yazarın anlatım tekniği ise olayları izleyici gibi aktarırken, ilk hikâyelerinde ilk defa okuduğum bir yazı tekniğini kullanıyor. Hikâyenin kahramanına olayları anlatıyormuş, onaylatmaya çalışıyormuş gibi.

Özetlersem kitabın iyi çıkacağını tahmin ediyordum ve çok iyi çıktı. Bir eğitimci olarak not verirsem 10 üzerinden, sabah uykudan uyanmış sersemlikle 8, öğleye doğru 9 ve bir duble içince çok rahatlıkla tam puan veririm.

Çok yaşa Nergiz Abla, nice kitaplara.

 
Toplam blog
: 150
: 2951
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

1975 Aydın doğumluğum, bir Ege sevdalısıyım. Dostluğa, arkadaşlığa önem veririm...