- Kategori
- Siyaset
Bu gerginlik sürdürülemez

Gazetelere baktığınızda veya televizyon izlediğinizde, özellikle siyasetçilerde, adına medyanın bir bölümünün yandaş medya adını taktığı gazetelerde, bazı köşe yazarlarında ortak bir gerginlik yaratma ve mevcudu sürdürme eğilimini açıkça gözleyebiliyorsunuz. Bu tutumun doğru olmaması bir yana kimseye bir yarar sağlamayacağı en önemlisi sürdürülemeyeceği açık bir gerçek. O zaman bunu yapanlar neden devam ediyorlar işte soru bu.
Başbakan Erdoğan'ın bu ara temel stratejisini Yargıdan devamlı şikayete ve Anayasa değişiklikleri üzerine kurduğu anlaşılıyor. Arasıra da aksesuar olarak kendi deyimiyle bir kısım medyayı kullanıyor. İşlediği temel motif kendisi gibi düşünmeyenlerden sürekli şikayet etmek. Bu sayede seçimlerden önce yapacağı Anayasa değişikliği, referandumunda mağduru oynayarak, hızla kaymakta olan parti tabanını genel seçime kadar biraz toparlayabilmek. Referandumda evetler fazla çıkarsa genel seçim çalışmalarında bunu kullanıp oy isteyecek, hayırlar fazla çıkarsa kendilerini çalıştırmadıklarından şikayet edip gene oy isteyecek. Bu açıdan baktığınızda süprizlere kapalı gözüken bir strateji ve şartlar ne olursa olsun kazanmayı hedefliyor.
Başbakan Erdoğan bu durumu sürdürebilirmi. Bana göre hayır. Herşeyden önce Anayasadaki güçler ayrılığına her fırsatta çalışmalarımızı engelliyorlar gerekçesiyle karşı çıkmak toplumda bunlar Anayasaya aykırı birşeyler yapmayı planlıyorlar görüşünü uyandırıyor, ve buda toplumda ayrışmalara sebep oluyor. Ayrışmaların keskinleşmesi yakın gelecekte sivil itiatsizlik olaylarını tetikleyebilirki buna hiç ihtiyacımız yok. Ayrıca Başbakan Erdoğan sürekli bazı gazetelerle köşe yazarlarını bu durumdan sorumlu göstermeye çalışsada gerginlik Ülkenin siyasi risk primini arttırıyor ve borçlanmasını zorlaştırıyor. İMF ile anlaşmanın bu şekilde sürdürülmesi ve müzakerelerin iç politikaya malzeme yapılması tam bir kara mizah...
AKP milletvekilleri, bu durumu destekler görünüyorlarsada onlar arasında da bölünmüşlük dikkatle bakıldığında gözden kaçmıyor. Herşeyden önce sayıları seksen civarında olduğu tahmin edilen bir gurubun gündemi Başbakan Erdoğan'dan tamamen farklı. Onlar daha ziyade eskerlerle ilgili konularda bazı hesaplar içerisindeler. Bu arada tek müşterek tarafları HSYK, Yargıtay, Danıştay ve arasırada Anayasa Mahkemesinin yapısını değiştirmek için yapılacak Anayasa değişikliği çalışmalarını desteklemek. Eski Milli görüş tabanından gelen bir başka gurup ise Erdoğan politikalarını basın önünde olmasa bile açık açık eleştirmekle meşguller. Sayıları azda olsa bazı milletvekilleri ise ne yapıp yapıp bir dönem daha seçilmek için gereken herşeyi yapıyorlar.
AKP milletvekillerinin bu tavrı sürdürülebilir mi? Bana göre hayır. Askerlerle uğraşan gurup, askerlerin başlangıçta savunmada kalmasından yararlanıp olayı tırmandırdılar. Ancak görüldüğü kadarıyla asker bunun bir psikolojik harekat olduğuınu tanımlayıp kılıcını çekti. Yüksek yargıda uygulanan üsluptaki hukuki usulsüzlüklere karşı çıkmaya başlayınca, olaylar başlangıçta planlandığı gibi gitmemeye başladı. Ayrıca Bazı ingiliz ve ABD gazetelerine görede Başbakan Erdoğan bu tırmanmadan mutlu değil. Bu durum sürdürülebilir mi? Bana göre hayır. Mahkemede açıklanan iddianamelerdeki delillerin güçlü olmaması, bazı gizli tanık ifadelerine yer verilmesi telefon dinlemeleri ve bütün bunlara Yargıtay'ın usulüne uygun alınmayan delillerin kabul edilemeyeceği kararı, haklı olabilecek bir konuyu zayıflatıyor. Bu gerginlik sadece ayrışmaların artmasına sebep olur bunun dışında kimseye bir yarar sağlamaz.
CHP lideri Baykal, her zamanki gibi temel stratejisini, AKP ile ilgili hiçbirşeyi kabul etmemek ve Başbakan Erdoğan'ı tümüyle yanlız bırakmak üzerine kurmuş. AKP nin oy kaybettiğini biliyor ve bu oylara talip. Doğal olarak Anayasa Değişikliklerini desteklemeyeceği gibi referandumda red edilmesi için elinden geleni yapacak gözüküyor. Kendi partisine tam hakim olduğunu ara sıra iddia etsede gerçek böyle değil. CHP tam bir kaynayan kazan ancak Baykal bunu kontrol etmekte zorlanıyor.
Baykalın geleneksel gerginlik stratejisi sürdürülebilirmi. Bana göre hayır. Normal koşullarada sert muhalefet yapıyorum diyerek durumu kurtarabilkirsiniz. Ancak şartlar bu aşamayı geçmiştir. CHP liderine yakışacak olan gerginliği azaltacak adımlar atmasıdır.
MHP lideri Bahçeli AKP nin oy kaybettiğini görüyor. MHP tabanından önceki seçimde AKP ye kayan oyları geri istiyor. Bu arada CHP ile çoğu zaman ortak hareket ediyor.
Bağımsız olarak seçilen, sonra partilerine dönen, partilerinin kapatılması üzerine Millete dönüyoruz diyerek meclisi terkeden, İmralıdan gelen bir talimatla yeni kurdukları partiyle çalışmalarına devam eden bazı milletvekillerinin ne yapacağını anlamak zor. Kendi istedikleri Demokratik özerklik , ana dilde eğitim hakkı ve Anayasaya ortak kurucu olarak yazılmak gibi abartılı talepler, çalışmalara dahil edilmedikçe AKP yi desteklemeyeceklerdir.
Son söz olarak sürekli gerginliğin kimseye yararı olmayacağının, Siyasi parti liderlerinin bu yöntemle oylarını arttıramayacaklarının, hukukun hoyratça kullanılmasının sadece toplumun bir kesiminin yargıya olan güvenini zedeleyeceğinin, Yargı bağımsızlığını ve Yargının siyasi kontrole alınmasının bu kararı alanlara bir yarar getirmeyeceğinin, Askeri vesayet kalkmalı diyerek bunu anlaşılmayan biçimde demokrasi ile bağdaştıranların, bizzat Başbuğ tarafından gerekirse olayların arka planını açıklarız ifadesinin blöf olmadığının bir kez altını çizmek isterim.