Bu mu istenilen özgürlük!..

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Sayın Burhan Kuzu'dan evvel, CHP genel Sekreteri Sayın Süheyl Batum konuşmak istedi salonda.

Bir türlü konuşturmadılar Süheyl Bey'i.

Bize aslâ yakışmıyacak bir davranış. Ne olur sanki oturup efendi efendi dinleseniz.

Konuşmanın sonunda da, bütüüün sorunlarınızı, yine efendi efendi tartışsanız!..

Yok olmaz!..

İllâa sözlü ve fizîkî zecr yapacaklar.

Bunlar bildik sahneler hep...

Kocaaâ profesör kürsüye geçip konuşmasını yapamıyor.

Üstelik, yarının vâlisi, kaymakamı ve muhtelif devlet adamlarının çıkacağı okulun öğrencileri (bir kısmı tabii ki- veya dışardan sızanlar) yaptı bunu.

15 kişilik grupta yapmış olsa, inanın utanç verici.

Kim ne derse desin!..

Hangi okulda olursa olsun, hiçbir üniversite öğrencisine ve hiçbir kimseye, bu tür hareketleri aslâ yakıştıramıyorum öteden beri.

Çünkü konuşarak herşeyin hallolacağına inanırım her zaman. Didişmekle, kavga etmekle hiçbir meselenin halledildiğine rastlıyamıyoruz. Onun için, bütün meselelerimizi karşılıklı konuşarak, hall'etmeyi denemek daha insanca olduğuna inanırım. Bu yüzden, kavgacı tiplerden uzak durmaya çalışırım dâimâ.

Muhatabına; karşılıklı saygı çerçevesinde, her türlü aykırı fikri söylemek herkesin hakkı.

Fikir hürriyeti budur bence.

Sayın Süheyl Batum; ''sizin yaptığınız resmen FAŞİSTLİKTİR !..'' dedi ama dinleyen kim? Belli ki bu hareketi yapan grup, önceden hazırlıklı...

Hızlarını alamadılar, Süheyl Batum'dan sonra salona giren Burhan Kuzu'yu da, yumurta yağmuruna tuttular...

Günlerdir bu mesele tartışılıyor. Meselenin bir tarafında olan o tarafı, diğer tarafında olan da öteki tarafı savunuyor.

Bunun sonu gelmez beyler! Bu tür hareketlerin; öğrenci haklarını savunmakla, fikir özgürlüğünü savunmakla uzaktan yakından alakası yoktur. Sâdece yüzünüzü kızartır, o kadar.

Sayın Başbakana yapılan benzer saldırıyı; ''mâsum öğrenci hareketleri'' olarak lanse edenler, Süheyl Batum'a yapılandan sonra ağız değiştirmeye çalışıyorla ama, ''mızrak çuvala sığmıyor'' tabii ki!..

Onun için; ''seninki yapınca kötü, benim ki yapınca iyi!'' anlayışından artık vazgeçersek, hiçbirimizin yüzü kızarmıyacak...

Sağlık ve Muhabbetle

12.12.2010, pazar
Bektaş Azizoğlu
İSTANBUL