- Kategori
- Deneme
Bu sana son veda
Kalemim küskün yine bu ara kâğıtlara. Yüreğim kapandı. Kilitledi kapısını. Aslında kalem değil de yürek küskün olunca yazmıyor yüreğim. Dökülmüyor kelimelerim satırlara. Seni yazamıyorum. Baharı yazamıyorum. Hüzün çöküyor ve hazana dönüyor birden. Ben değil miydim oysaki tüm öfkelerimi, kırgınlıklarımı, özlemlerimi, umutlarımı, umutsuzluklarımı ve mutluluklarımı buluşturan kâğıtlar ile. Ne oldu da yazamıyorum, bilmiyorum? Hadi bir yumrukta fırlattığım hayat. Nerde kurşunun dansı, yakamozların oynaşı, neden çizmiyorsun martıları, niye çığlıkları yok satırlarda
Koca bir hiç... Ne kadar kötü biliyor musun? Yapmadığın bir şey için suçlanmak ve açıklama yapmana izin verilmeden infaz edilmek. Sessiz kalmak, içten içe yaşamak bazı şeyleri yanlışmış, bunu anladım. Boş yere yapılmayan bir şeyi açıklamak saçma geldiği için susuyorsun, kendine saklıyorsun, dile getirmiyorsun. Kolaydır çamuru atıp, sonra çekip gitmek. Hiçe saymak her şeyi. Değersiz bir eşya gibi fırlatmak, sonunda sorgusuz infaz, kemdi bildiğinin doğru olduğunu sanarak fişini çekmem hastanın. Ölümle yaşam arasında ki çizgi. Ölmek çok kolay bir anda her şeyi bitirmek. Varken yok olmak.
Ama ayrılık birde hiç hak etmiyorsan, tek kişinin kararı ile idama mahkûmsan; Damla damla akıyorsa gözümden özlemin. Sel olup boğuyor yüreğimi. Tıpkı gökten yağan yağmurun sularına gömülen bu şehir gibi. Daha ne çok özlemlerim olacak sana. Ne çok gözyaşlarım, söz yaşlarım. İçimde biriktirdiklerim, dilime gelip de söyleyemediklerim bir kelepçe gibi sıkacak boğazımı. Ne yutabiliyorum o acı lokmayı, ne de çıkarabiliyorum. Ne yutabileceğim ömrüm oldukça ne de çıkarabileceğim. Yine mutluluğu oynuyorum. Sahte gülücükler dağıtıyorum etrafa. İçim parça parça dağılırken yüzüme zoraki tebessümü yerleştiriyorum. Her şeyimi sende bırakıp gidiyorum. Sevmek mi bundan sonra? Sevgiyi oynamak olur, sevmek sende kaldı. Yüreğim sende kaldı. Ne haldeyim, ne haldesin, biliyorum. Sen bilmiyorsun söyleyemediklerimin beni her geçen an nasıl tükettiğini. Yeniden can bulan yüreğimin nasıl yok olduğunu bilemezsin. Canım yana yana, kanaya kanaya terk ediyorum bizi. Anlayamazsın sebebini, sorma... Sorma... Koca bir hiç işte...