- Kategori
- Siyaset
Bu sorunun cevabını bilen var mı?
şeytan ayrıntıda gizlidir.
Günlerdir, hatta aylardır bir karmaşadır aldı başını gidiyor. Kimin saçı ak, kimin kara birbirine karıştı. İşler o kadar arapsaçına döndü ki; yılların bölücübaşı APO bile Türklerin hayali olan Misak-ı milliyi uygulamaya sokmaya soyunur oldu. 21 mart nevruz kutlamalarında Diyarbakır’da asker ve polisin giremediği meydanlarda yüz binlerce Kürt’ün toplandığı meydanlarda okunan mesajında misak-ı milliye atıf bile yapıldı.
İzmir ve İstanbul işgal edildiğinde itiraz eden milletin itirazını kırmak amacıyla dönemin sadrazamı damat Ferit tarafından halkı işgale karşı durmamaları için halkı kandırmak için oluşturulan heyet-i nasiha gibi heyetler kurularak akil insanlar olarak ülkenin yedi bölgesine gönderildi.
Bütün bu hengame arasında ülke içindeki PKK’lı unsurların nasıl gideceklerinden başka her şey gizli saklı yapıldı. Kim ne söz verdi kim neye razı oldu kimse bilmiyor. Tek söylenen “PKK, bir gece ansızın gidecekmiş.”
Hükümete kalırsa işlem çok basit “PKK çekilsin asker görmesin.”
Basında çıkan haberlere göre bu işlemden hem PKK hem de Asker rahatsız. Askerin korkusu ileride devran değişirse bu gidişlere göz yumanların vatan hainliğiyle suçlanabilme ihtimali. PKK’nın korkusu da çekilme sırasında asker müdahale ederse ne olacağı telaşı.
Günlerdir kafamıza takılan ise başka bir ihtimal.
Bilindiği üzere ortadoğuda bütün hesaplar Suriye’nin yıkılması üzerine kuruluyordu. Her ne kadar gizlense de senaryo artık bal gibi biliniyor. Senaryo basit ana hatlarıyla şöyle;
1-Irak parçalanılarak burada bağımsız bir Kürt devleti kurulacak (Yapıldı)
2-Türkiye veya Suriye’de aynı yöntemle birer bağımsız Kürt devleti kurulacak. Kurulan bu devletler birleşerek Iran topraklarında kalan son parçayı kurtararak büyük bir Kürt devleti kurulacak.
Senaryonun ikinci ayağı yıllardır gerçekleşemedi. Birincisi Türkiye’de kuvvetli bir ordu vardı ve PKK’ya göz açtırmadı. İkincisi Suriye’de aynı durum ortaya çıktı üstelik Suriye halkı büyük bir çoğunlukla kendi devletinin yanında yer almaktaydı.
Senaryoda reziyvon yapılarak öncelikle Türk ordusunun bertaraf edilmesi gerekiyordu. Bir sürü sahte belgeler düzenlenilerek ordunun bütün beyin takımı içeri alındı. İkinci aşama olarak da, açılım gibi uydurma süreçlerle bütün bölücüler desteklenerek karşı çıkabilecek bütün kesimler sindirildi.
Aynı zamanda Suriye cephesinde de işler istenilen şekilde yürümüyordu. Bütün batının, Amerika, İsrail ve Arap alemi ile Türkiye hükümetinin desteklerine rağmen, halkın desteğini arkasına alan Esat rejimi bir türlü yıkılamıyordu.
İki ayrı cephede savaşmanın işe yaramadığını gören PKK akıldaneleri doğal olarak cephelerden birini geçici olarak kapatmak kararı aldılar. Böylece savaşan bölünmüş güçler birleştirilebilecekti.
Türkiye başbakanının başkanlık sevdasını çok iyi değerlendiren PKK, başkanlık ile PKK barışını masaya sürdü.
Plan çok zekiceydi. Başkan olmak için her şeyi yapmaya hazır olana başbakan PKK ile barış yaparak hem başkan olacaktı hem de PKK silahlı güçlerini kazasız belasız Türkiye’den çekerek Suriye savaşında zorda kalan birimlerine yardıma yetiştirebilecekti.
İkinci bir olasılık ise, aksi durumda Suriye’deki birimlerin Türkiye’ye kaydırılması söz konusu olabilirdi. Burada önemli olan iki cephede savaşan birimlerin bir şekilde birleştirilerek savaşın tek cephede sürdürülerek kazanılmasıdır.
Türkiye’den çekilecekleri söylenerek Türk halkı ve TSK, ne yazık ki hem PKK hem de hükümet tarafından kandırılmaya çalışılmaktadır.
Baştan da dediğimiz gibi çekilmeye yasal bir kılıf bulunamamasında ayak sürüyen hükümetin tek düşündüğü TSK’yı saf dışı bırakmaktır.
Daha önceki uygulamalarından bilindiği üzere işine geldiğinde gece yarılarında meclisi toplayarak sabaha karşı herkes uyurken yasalar çıkartan bu hükümet, ne hikmetse PKK’nın sınır dışına çıkarken askerin görmemesi ile ilgili bir maddelik yasayı çıkaramamakta, ya da çıkarmamaktadır.
Yasal düzenleme yerine başbakan sağda solda verdiği demeçlerde hep askerin kendisinden emir alacağını ve bu Emire göre sınırdan çıkıp giden PKK’lıları görmeyeceğini söyledi durdu.
Bu durumda olacakları önceden görmek için kahin olmaya gerek yok.
Olacaklar ortada. Hükümet, PKK unsurlarının kolayca çıkıp gitmelerini sağlamak için askeri sınırdan çekecek ve bütün gece boyunca askerler koğuşlarından çıkmayacak. Böylece PKK unsurları pikniğe gider gibi güle oynaya sınırdan çıkıp gidecekler.
Zurnanın zırt dediği yer işte tam burasıdır.
Varsayalım böyle yapıldı, asker kışlaya tıkıldı. O gece içerideki PKK’lıların çekip gitmeleri beklendi.
Bu arada PKK fikir değiştirir de, Irakta bekleyen unsurlarını o gece elini kolunu sallayarak ülkemize sokarsa ne yapabileceğiz?
BU SORUNUN CEVABINI BİLEN VAR MI?