Bu vergiler canımızı acıtıyor…

Ülkemizde her zam sonunda benzer yakınmalar duymak neden kader oldu? Devlet yapısının mali gücünün ana kalemi vergidir. O zaman neden içimizde hep bir isyan, hep bir kandırılmışlık duygusu var? Konuya azıcık vakıf olan kime sorarsanız sorun bir dokunduğunuzda bin ah işitirsiniz. İlginçtir ki, verdiği vergiler toplam vergi içinde hiçde önemli bir yer oluşturmayan “beyannameye tabi” kısım bile şikayetçidir.

Maalesef bu sonuçlar vergide adaletin olmadığını gösteriyor.

Bir zaman rahmetli İsmet İnönü, sigaraya yapılan bir zam sonrası yakınmalara, “içenin parasını, içmeyenin sıhhatini kazanırız” şeklinde bir şeyler söylemişti. Şimdiki iktidarımız ise, vergi verenden vergisini vermeyenden oyunu alırız mantığını güdüyor. Aradan altmış yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen vergi adaletinde pek de bir yol kat edilmediği ortada.

Bu yılki vergi gelirleri öngörü tablosuna baktığımızda isyan duygularımız yine kabarıyor.

1) Çalışıp bir gelir üreten kesimin büyük bir bölümünden vergi alınmıyor.

2) 42 milyar civarındaki gerçek gelir vergisinin yaklaşık kırk milyarı işçi memur gibi bordro sahiplerinden elde ediliyor

3) Ne kadar acıdır ki, Holding sahibinden doktora, esnafa kadar uzanan çok geniş bir yelpazeden beyan esasına göre alınan vergi iki milyar civarındadır. Bu da demektir ki devlet, gelirini beyan etmeyenden hiç vergi almıyor, beyan edenden de iki milyar kadar vergi alıyor. Basit bir hesapla vergi dairelerini iptal etseler, onca çalışanın maliyetinden kurtulsalar, devlet daha karlı çıkacak.

Bumudur vergi adaleti, sormak lazım. Neden devlet bu kesimlerin kanunlarla belirlenmiş oranda vergi vermelerini sağlamaz veya sağlayamaz anlamak mümkün değil.

Oy alacağım diye çok büyük bir kesimden vergi alınmazken dolaylı vergiler artık vergi olmaktan çıktı birer haraç halini aldı. Pek ala bu düzeye gelmiş olan dolaylı vergiler, mafyaların topladığı haraca benzetilebilir. Tek farkla ki bu vergiler resmen toplanıyor. Tabir çok mu ağır oldu dersiniz? Şu örneğe bir bakın.

Vergi üstüne vergi

Devletin bu yıl için öngördüğü Özel İletişim Vergisi de bütçede 4 milyar 829 milyon 820 bin lira olarak yer alıyor. Cep ve sabit telefon konuşmalarıyla ödediği Özel İletişim Vergisi bile beyannameli Gelir Vergisi mükelleflerinden alınan verginin neredeyse 2 katını buluyor. Ülkemizde sigara üzerindeki vergi yükü yüzde 78, 25’e ulaşıyor. Halen 7 liraya satılan bir paket sigara için vatandaş, 4, 41 lira ÖTV, 1, 067 lira da KDV ödüyor.
Bir sabit telefonda kullanım ücreti 1, 33 lira, fatura tutarı ise 17, 10 lira olarak hesaplanıyor. 110 liralık bir cep telefonu faturasında ise 72, 96 liralık kullanım ücretine karşılık aboneden 13, 70 lira KDV, 19, 03 lira Özel İletişim Vergisi alınıyor.

Petrol, doğalgaz, elektrik gibi enerji ürünlerinde de durum farklı değil.

Böylesi bir vergi sistemini uygulayan iktidar partimizin tıpkı kara mizah gibi adının başında “adalet” var.

19/01/2010