- Kategori
- Siyaset
Bugün "Ergenekon" diyeceğim...
Kısacası, yazacağım da yazmak istemiyorum, duramıyorum.
Devam eden davalar hakkında yazmak sakıncalı, ben "Sakıncasız" olan tarafından gireceğim işe...
Poyrazköy davasında yargılanan Albay Hüseyin Hançer, yargı makamında oturanlara net sözünü söylemiş: "Ben Türk subayıyım. Ben talimatımı, askerlik yemini ederken Atatürk’ten aldım. O yemin namustur ve değişmez."
Daha başka söze hacet yok...
Bir Sat Komando subayı da şöyle diyor...
"Asker ve polis içinde yuvalanmış bir avuç şerefsizin kurduğu çete tarafından kalleş ve alçakça pusuya düşürüleceğime ihtimal vermemiştim. Sayın yargıçlar, savcılar. Benim söyleyecek sözüm kalmadı, ancak merak ediyorum, sizlerin söyleyecek sözü var mı? Buradan evinize dönünce, evlatlarınızın, hanımlarınızın, büyüklerinizin gözlerine bakacak gözünüz var mı? Ya da yarın sizleri ilahi hesaplaşma gününe taşıyabilecek özrünüz var mı?’’
Yeter mi?...
Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, 28 Şubat ve benzeri Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef alan davalar için söylenecek (Savunma değil bu sözler, savunmaya ihtiyaçları yok) ortak sözler bunlar olsa gerek...
Albay Hüseyin Hançer'in dediğinin bir tarafına açıklık getirmek, eklemek istiyorum.
Hani diyor ya "... Ben talimatımı, askerlik yemini ederken Atatürk’ten aldım. O yemin namustur ve değişmez." Aslına bakarsanız duruma göre değiştiğini müşahede ediyoruz, bu da başka konu.
Bugünlük bu kadar, işim var gidiyorum...
23 MAYIS 2013
İBRAHİM PEKBAY