Bugün Merkez Bankası, yarın Başkent Ankara…

Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması konusundaki tartışmalara Başbakan Erdoğan son noktayı koydu ve harikulâde diktatörce ve paylaşımcı üslubu (!) ile;

"Merkez Bankası, Ziraat, Halk ve Vakıfbank İstanbul'a taşınacak. Bu konuda kararımızı verdik” dedi!..

Yeni Başbakanlık Binası'nda düzenlediği basın toplantısında 60. Hükümet Eylem Programı'nı açıklayan başbakan aynı üslûbunu burada da çalıştırarak; Merkez bankasının yerinin bile belirlendiğini, bunun için kimseye danışmaya ihtiyaçlarının olmadığını… gerekirse kanun çıkartacaklarını belirtti !.. (Gazeteler)

Bunun anlamı; “Kimseyi dinlemeyiz, Merkez Bankası’nı babalar gibi taşırız!”dır...

Burada Erdoğan doğru söylemektedir. Başbakan ve AKP iktidarı kararları almakta, Çankaya’ da noter onayına sunmakta ve uygulamaktadır. Başbakan, ABD’nin başkanı BUSHT’ u 9 kez ziyaret etmekte, danışmakta, icazet almakta ancak, TBMM’ nin çatısı altındaki muhalefet partilerine, ülkesinin aydınlarına, halkına veya bu konudaki değerli pek çok kişiye danışmak gereğini bile duymamaktadır!..

Yukarıda da belirttiğimiz gibi zaten kimseye danışma gereği duymadıklarını, o eşsiz üslûbu ve vücut diliyle de kamuoyuna açıklamaktadır…

Seçimlerden önce meydanlarda gürleyen (!) muhalefet partileri CHP ve MHP ise yaptıkları cılız muhalefet neticesinde, T.C.Merkez Bankası’nın İstanbul’a kimseye danışılmadan ve cebren taşınmasına âdeta göz yummaktadırlar…

***

Batı ülkelerinde Merkez Bankaları ülke başkentlerinde bulunmaktadır. Türkiye’de de Merkez Bankası Başkent Ankara’dadır.

Bu durum Ankara’nın içinin boşaltılmasına ve bir süre sonra da ATO Başkanı Sinan Aygün’ün dediği gibi “ bir deri bir kemik” kalmasına sebep olacaktır. Tıpkı başkent olmadan önce Anadolu bozkırının ortasındaki eski Ankara gibi!..

AKP iktidarının Merkez Bankası’nı ve diğer kamu bankalarını İstanbul’a taşıma kararı ve dayatması kafalarda bazı soru işaretlerinin oluşmasına neden olmaktadır…

Acaba Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasının amacı, Başbakan’ın dediği gibi İstanbul’un ekonominin merkezi olması mı yoksa payitahtın yani Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi olması mıdır?

Acaba amaç, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün o eşsiz politik ve stratejik dehasıyla, yerinde ve isabetli bir karar vererek bağımsız bir ulusun başkenti yaptığı Ankara’yı ekonomik olarak çökertip, yok etmek midir?

Acaba Merkez Bankası’ndan sonra atılacak adım payitahtın başkenti İstanbul ‘un Atatürk Türkiyesi’nin başkenti olarak ilan edilmesi midir?

Yoksa burada hedef Batı’nın nefret ettiği ve AB’ nin “Kemalizm’i terk edin sizi içimize alalım” talimatı doğrultusunda hareket ederek Atatürk’ü unutturmak, izlerini silmek midir?

10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer “İyi ki Anayasa’nın 3. maddesinde ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dır’ ifadesi yer alıyor. Yoksa Başkent’i de İstanbul’a taşımaya kalkarlardı.” demiş. Bizce bu maddeye de hiç güvenmeyin Sayın Sezer. Başbakan ne diyor?

Gerekirse kanun çıkartırız!..

***

Türkiye 1980’ den itibaren çoğunlukla “Biz yaptık oldu!” zihniyeti taşıyan iktidarlar tarafından yönetildi ve yönetilmeye de devam edilmektedir.

“Biz yaptık oldu!” zihniyetinin ülkenin geleceğini nerelere taşıyacağı konusunda endişelerimiz vardır.

Başbakan, Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasını, "ülkenin geleceğine, ekonomik geleceğine bağlı adımlar" olarak nitelendirmektedir.

Ülkenin geleceğine bağlı adımlar olduğu doğrudur ancak hangi geleceğine?