- Kategori
- Anılar
Bugün okullu oldum...
Yıllar önce yakıcı sıcağın hakim olduğu bir Eylül sabahında, Akdeniz Bölgesi'nin küçük bir köyünde, giyinmiş olduğu simsiyah önlüğe inat yüreği bembeyaz umut ve heyecanla dopdolu olan kız çocuğu okula ilk adımını atıyordu. Bambaşka bir dünyayla tanıştığı o günden aklında kalan ise öğretmeninin onunla "Beştaş" oynamasıydı. Masanın üzerine uzattığı elinde her parmak arasına bir taş yerleştiriyor, elde kalan tek taşı havaya atıp, aynı elle yerdeki taşı alıp, havadaki taşı da yere düşmeden tutma olayıydı bu oyunun özelliği... Her taş tutulduğunda sanki umutlarını da tutuyordu sıkıca. Birden ısınıvermişti iki derslikli, birleştirilmiş sınıflı okuluna ve öğretmenine....
Geçmek bilmeyen okul ve ilk gençlik yılları sonrasında (ne için acele ediyorsa) iş, aşk ve evlilikle tanıştı. Mutluydu. Sonrasında dünya tatlısı (Kuzguna yavrusu güzel görünür) iki kız evlat...
Yine bir Eylül sabahında ilk göz ağrısının elinden tuttu ve okula götürdü farklı bir heyecanla...Öyle ya "Karabiber'i" okula başlıyordu. Yolda giderken "Canım, kendini nasıl hissediyorsun, heyecanlı mısın?" dedi Karabiberine. Aldığı cevap ise; "Aman Anneciğiiiiimm, ben sanatçı mıyım ki bana böyle soru soruyorsun?" oldu. Güldü sadece, kendi heyecanını bastırmak istercesine. Başka bir Eylül'de "Minnoş'um" dediği küçük kızını götürdü aynı heyecanla okula. Onlarla okudu, onlarla gelişti, heyecanı hiç dinmedi. Karabiber'i idealist bir öğretmen oldu, Minnoş'u ise bir mühendis. Yıllar öncesinin küçük kızı, o günün annesinin sevgiyle parlayan gözlerinde haklı bir gurur vardı...
Veee... bugün 12 Eylül 2011. Küçük kız büyüdü, büyüdü, büyüdü...:) (Yaşlandı demeye dilim varmıyor, çünkü yaşlılığı kabul etmiyor...:) ) Okula başlayacak olan "Yakışıklı Torununun" elinden tutup yine düştü yollara. Kızına sorduğu sorunun aynısını torununa sordu kendi heyecanını gizlemeye çalışarak. "Yakışıklım kendini nasıl hissediyorsun, heyecanlı mısın?" Klasik erkek katılığındaydı aldığı cevap "Hayır değilim". Yine gülümsedi dünün küçük kızı, bu günün anneannesi. Ne güzel diye düşündü, yıllar sonra dahi ben aynı heyecanı duyabiliyorum, öyleyse ölmedim daha, yaşıyorum...
En kötü anlarda dahi yaşama sevincimizin tükenmemesi dileğimle...:)
Ayşegül HAYVAR 12.09.2011