- Kategori
- Güncel
Bugün Otuz Ağustos...
Bugüne yazasım gelir bütün yazıları. Bir umut dolu içim, garip bir heyecan. Bugün değil miydi zafere çıkışımız, bütün sevincim ondan.
Bugün Otuz Ağustos Zaferimizin doğuşu. Nasıl görürümde gururlanmam bayrağımı havada, nasıl Atatürk’e bakıp da hüzünlenmem.
Bugün her günkünden daha da çok andım onu ve arkadaşlarını.
Hava da neşe, alıp götürecek bizi, semalarda bizi bekleyen sevdiklerimize. Gün uzun, çok uzun, bir güne gün diye geçse de…
Bugün Otuz Ağustos, her yerde marşlar, dalgalanır bayraklarda onun eşliğinde. Ben sustum, herkes sustu, şimdi sen konuş, bir kere daha konuş, insanı titreten o mavi gözlerinle, bu büyük günde konuş. Konuşmaz mısın bizimle, yoksa dargın mısın bize, sahip çıkamadık mı emanetlerinize.
Sadece sen konuş, arkadaşlarınla da gel ama sadece siz konuşun, bugün Otuz Ağustos vatanımızın kurtuluşu, kaderimizin kurtuluşu, yazımızın değiştiği gün.
Kim demiş ki bir milletin kaderi değişmez diye bizim de değişti 1923 de. Bunu da söylemiştir o eşsiz Önder, bütün milletlere örnek olsun diye “Acizler için imkânsız, korkaklar için müthiş görünen şeyler kahramanlar için idealdir. (Gazi Mustafa Kemal Atatürk)”
Bugün Otuz Ağustos, yürüdü askerler hep birlikte, izledi izleyenler, ya rab nasıl da kabardı göğsüm yüzümde tebessümle. Bu büyük gururdu, bu haklı bir onurdu nasıl akmazdı gözlerden yaşlar…