Bugünkü Fenerbahçe maçı mı, yoksa bir Galatasaraylı'nın düğünü mü?

Fenerbahçe, Sivas’ta Fortis Türkiye Kupası için “final” vizesi aldı.

Kupa, bir bakıma, “kulp”undan yakalanmış oldu. Kupa’nın öbür “kulp”unu Beşiktaş bırakır mı, bilemeyiz.

Ama bileceğimiz bir şey var:

26 yıldır “kupa hasreti” ile yanan Fenerbahçe...

Bu, öylesine bir “yanma” ki...

Başlık parası için “gurbet” yollarına düşen, aradan yıllar geçmesine karşın, gerekli parayı bir türlü biriktiremeyen ve yaşlanan,“gençlik”ini geride bırakan aşık gibi...

Bu “gibi”, bugün için abartılı da olsa, “teşbihte hata olmaz” der, bir sözümüz.

Bugün için kesin olan, Fenerbahçe’nin yakaladığı o “tek kulp”u kolay kolay bırakmayacağı...

*****

Fenerbahçe, bu akşam, Şükrü Soğaraclu Stadı’nda, “kümede kalma mücadelesi” veren Ankaragücü ile karşı karşıya gelecek.

O Ankaragücü ki, bir yüreklendirme/ güven anlatan “Bastır Ankaragücü!” sözü ile ünlüdür. O Ankaragücü ki, hangi büyük takımı tutarsa tutsun, “Ankaralı’yım!” diyenin sevdiği/ tuttuğu bir takımdır. Renklerinden olsa gerek, daha çok, Fenerbahçelilerin sevdiği... Bu, 1960‘tan beri benim için de geçerli...

İki takım da, amaçları farklı da olsa, kuşkusuz “umut”la çıkacaktır sahaya.

Çünkü 18 puan kazanma olasılığı bulunan yerde “umut”lar tükenmez.

Öyleyse, “Niçin umutsuzluğa yer olsun?” diye soralım ve sözü, “Nerede bir insan varsa orada umut vardır.” diyen şair/ felsefeci Prof. Dr. Afşar Timuçin’e bırakalım:

“Düşmandan daha büyük düşmandır umutsuzluk. (...) Umutsuzluğa düşen insan, ipi eliyle geçirir boğazına. Umutsuzluğa düşen kaptan, gemiyi kayalara bindirir. Umutsuzluğa düşen sanatçı, başarıdan uzaklaşır. (...) Nerede umutsuzluk varsa orada bitmişlik vardır.”

Acaba futbolculara, Afşar Timuçin’in “Umut ve İnsan” ( Yeni Ufuklar, sayı: 242) başlıklı yazısını okutmak, yararlı olur mu?

18 puanın olduğu yerde “umutsuzluk”a yer olur mu hiç?

*****

Bu akşam, Şükrü Saracoğlu Stadı’ndan kim mutlu ayrılır?

Ankaragücü, “dip”ten kurtulmayı sağlayacak bir sonuç alabilir mi?

Fenerbahçe, “Bu üç puanlık sistemde çok şey değişir!” anlayışı ile maça asılır, “üç puan”ı “hane”ye yazar mı?

Bu soruların yanıtını, bu akşam saat 20.00’de başlayacak maçta göreceğiz!

Ama ben göremeyeceğim, sadece sonucu öğreneceğim.

Çünkü o saatte bir Galatasaraylı’nın düğününde olacağım.

Bu akşamki tercihim böyle...