Bulantı

(Günlüğümün sayfalarından esintiler ve bir kitap tanıtımı. N.K.)

Bu bir roman. Yazarı Melda Özyurt Zirek. Tanışmıyordum, kendisiyle. Yazdığı romanı BULANTI kitabından iki adet getirdi. Kitapla gelmesi, işte daha ne özlenebilir, beklenebilirdi. Teşekkür ederim.

Melda Hanım geldiğinde, henüz beni tanımıyor.. Ancak ben tanıdığımı söyledim. Yöremde yaşamanın getirdiği duygular, işte. Halamın kızı babasının sülalesine gelin gitti. Eniştem Nedim Özyurt. Kimlerden, sülaleye ne deniyor? Yerkesikli olmam nedeniyle bunları yazmalıyım diye düşündüm, dün gece kitabı bitirirken.

Yerkesik’te” İbrahim efendiler “deniyor sülaleye. Mustafa amcanın oğlu , anımsarım o rahmetli olmuş, yaşlıları. BULANTI romanının yazarı Melda Özyurt Zirek Mustafa Özyurt’un oğlu Altan Özyurt’un kızı. Altan ağabeyi “hayal meyal” denir ya yöremde , öyle anımsarım. Almanya’ya gitmiş. Kızı Almanya’da doğmuş. Hamburg doğumlu. Melda Özyurt Zirek Marmaris’te yaşıyor.

Demiştim ki daha önceki notumda, romanı okuduğumda içinde yazarın kendisinden bir şeyler bulacağım, öyle de yazmış kapağına önsöz’de Aral Öztaşkent . Çünkü her yazar anlatımında kendisinden bir şeyler katacaktır , demiştim.

Kitabın iç sayfalarında neler buldum? Önce onlara göz atalım; Ütüden söz ederken, kitabın 143. sayfası, ütüler eskiden demirdendi. Tutma kısmının altında bir kapak vardır. Onun içine közleri koyar kapağını kapar, demire verdiği sıcaklıkla ütümüzü, yapardık. Ne güzel ütülenirdi. Deterjan ne gezer, küllerle yıkardık çamaşırı, bulaşığı, mis gibi yapardı.

Yer yer romanda ülkenin ekonomik durumlarına dem vurulmuş.

Romanda içerik bir konuya derinlemesine inmiyor. Kişiler ve ilişkilerinden yola çıkılmış. Yer yer de önsözde belirtildiği gibi sosyolojik olgulara, gözlemlere dayalı paragraflar var.

İçerik dedik, tamamen bir konuyu en maceralı, en heyecanlı, biraz da belgelere ve araştırmalara dayalı yazarken konusunu bu yerlerden çıkartan , araştıran bir anlatımla değil. Dedik ya yazarı romanda kişilerin yaşamından toplumdaki acılarından, toplumsal bozulmalara açılan pencerelerden seçmiş. Romanda en çok hayal kırıklığı var. Anlatımda, heyecan çok.

Bir roman yazmak için başlangıçta iyi bir deneme. Bir cesaret. Kitap yazmayı düşünmek ve eylemi , işte bu çok güzel bir şey. Ancak görmeliyim ki, kitabın ilk sayfalarında yazarın henüz konuda akıcılık kazanmadığı düşüncesi uyandı ben de. Kitabın yarısından sonra oldukça konunun içinde buldum kendimi, ancak yeterli bir içte oluş değil, okuyucu olarak bulduğum.

Dedim ya, yazarı Melda Özyurt Zirek “emek” vermiştir, kendisini konunun içinde yoğurmuştur, yani romanında kişiler ve olaylardan oldukça etkilenerek, hissederek yazmıştır.

Bir kitap yazmak kolay mı? Yazarını kutlamak gerek. Kolay mı, gerek emeğini , gerekse heyecanını kutlamak önemlidir. İşte bu iyi bir örnek.

Okumak sınırsız, özgürce bir duygu, yeni bir bilgiye koşmak. Yazmak yaşadığını hissetmek. Yazmadan yaşadığımı, duyamam, ben. Okumak üretmek demek.

BULANTI ya romanın ismi, içeriği olaylarda . Kitabın kapak rengi simsiyah düşünülmüş, tasarlanmış . Biz baskıdan söz edelim; KARYA Tanıtım, Dağıtım ve Yayınevi, Marmaris’te. Kapak tasarımı ve fotoğraf Raşit Öztürk’e aitmiş. Editör ve sanat yönetmeni, yine Raşit Öztürk –Şeyda Öztürk.

Yazarı Melda hanımla konuştuğumda Tüyap kitap fuarına ikinci baskısını yetiştirmeye çalıştığını söylemişti. Kolay gelsin, hayırlı uğurlu olsun kitabı için. Yazarına daha nice başarılı romanlar yazmak dileğiyle sevgilerimi ve teşekkürlerimi yolluyorum, ailesine selamlarımı.