Bülent Arınç'ın tükrüğünde boğulan basın

Bildiğiniz gibi ortalık toz duman. Bu toz duman arasında iktidar kanadından tek ses çıkıyor. O da tahrik kar, hakaret dolu!

Bu yargı kargaşası ve Hukuk Devletinin yerlerde süründüğü, tetikçilerin ve militan hukukçuların kol gezdiği ortamda, adının başında Avukat olan ve uzun zamandan beri iktidarın tetikçiliğini yapan Bülent Arınç’ı televizyonda konuşma yaparken izledim. Söylediklerine ben inanamadım. Benim merak ettiğim bu söylediklerine kendisi inanıyor mu?

Gelelim Sayın Arınç’ın söylemlerine:

“Mutlu ve huzurlu insanların yaşadığı bir Türkiye’ye demokratik açılımın başarıya ulaşmasıyla kavuşabiliriz.

Biz yargımıza sahip çıkacağız. Herkes görevini yapacak.

Bundan dört yıl önce gencecik bir savcının hayatıyla oynayanların yeni oyunlarına izin vermeyeceğiz.

HSYK elbette yetkilendirebilir savcıları. Yer geldiğinde bu yetkileri elinden de alabilir.

Ama ne yapsalar doğrudur. Hayır. Önce vicdan sonra da görev sahalarını yeniden hatırlatmak istiyorum.

Erzurum’daki Cumhuriyet Savcısı Erzincan’daki Cumhuriyet Savcısı için soruşturma açabilir.

Adliye basıldı diyorlar. Böyle baskın mı olur. Tuuu size!

Bunlar hep basmaya alışmışlar. Darbeye alışmışlar. Ama kafaları basmıyor.

Soruşturma yapmak HSYK’nın işi değil. Hangi deliller var ki siz yapılan bu soruşturmanın yanlış olduğuna inanıyorsunuz.

Diyelim ki ağır cezada yargılandı kararı temyiz ettiler. Temyiz makamı neresi? Yargıtay. Peki, nasıl temyiz edeceksiniz.

Biz de diyoruz ki “Ey Yargıtay sen şimdi konuşma. Sen kararlarınla konuş.”

Danıştay bildiri yayınlıyor. Sana ne oldu kardeşim. Sonunda da bize akıl veriyor. Ey yönetimde bulunanlar aman siz sakin olun diyor. Ama üst tarafında hükümete ağzına geleni söylemiş.

Siz hukukun gereğini yapın. Hukuk herkese lazım! Sayın Cumhurbaşkanı, muhteşem bir söz kullandı.

Uzun bir konuşmanın bir tek cümlesi derin devlet, devlet tartışmaları varsa bir ülkede, devletin iki yüzü olmaz, bir yüzü vardır. O da hukuktur.

Biz hukuktan yanayız. Bize yapılan eziyetler nereden gelirse gelsin, biz onlara hukuku hatırlatacağız. Biz her şeyi görerek geldik.”

Şimdi bu konuşmaları dinleyen ve yandaş olmayan bir vatandaş, Sayın Arınç’a inanır mı? Hemen hemen her konuda bilgi sahibi olan, her önüne gelene saldıran, Meclis Başkan Vekili Güldal Mumcu’nun odasına dalarak, ona hakaret edip, azarlayan, sonra özür dileyen birisi ne kadar inandırıcı olabilir?

AKP’nin genetiğinde yandaş olmayan basına devamlı saldırı var. Daha önceleri Başbakan saldırmış ve yandaş olmayan basını okumayın çağrısında bulunmuştu. Bu çağrıdan sonra okunmamasını istediği gazetelerin tirajlarında bir düşüş var mı diye araştırma yaptırdı mı acaba? Benim anladığım kadarıyla gazetelerin tirajlarında bir düşüş olmamış ki, Doğan grubuna 2.5 milyar doları geçen bir vergi cezası kesildi!

Ya tükürülen basın? Tabi birde bu zamana kadar nemalandıkları darbeler(!) var. Şu darbelerden biriside hayata geçirilemedi gitti! Can Ataklı’nın Nazlı Ilıcak’a söylediği gibi darbe tehlikesi olsa, bunların hiç birisi konuşamaz!

Gelelim ekonomiye; Sayın Arınç ekonomide mucize yarattıklarını söylüyor! Ancak bu rakamlar Arınç’ı yalanlıyor. 1923 yılından 2002 yılının sonuna kadarki yıllık ortalama kalkınma hızı 4.59, 2003 yılından 2009 yılının sonuna kadar ise 3.97 Bunun neresi mucize? Toplam iç ve dış borç 540 milyar dolar! Ya babalar gibi satılan 80 yıllık Cumhuriyetin kazanımları? Demek ki 2003 yılından bu zamana kadar ekonomik mucize yerine bol bol dış borç yaratmışlar!