Bülent Ünder bir harika!!

ASY SK TT Arena’da Kasımpaşa ile karşılaşan Galatasaray maç boyunca üstündü. Her iki yarıda da daha fazla rakip sahada görülen, gol pozisyonlarına giren Galatasaray’dı.

Oyuna baktığınızda bundan Galatasaray’ın çok iyi olduğu sonucunu değil, Kasımpaşa’nın çok kötü olduğu sonucu çıkarmak daha doğru olsa gerek.

Sakatlık sebebiyle oynamayanlara ve sahaya çıkan kadroya baktığınızda Galatasaray’ın geniş bir kadrosu olduğu görülüyor ancak hepsi birbiri ayarında, ucuza gelsin diye veya son anda telaşla alınan isimler. Büyük bir kan değişimi ihtiyacı çok açık.

Maçla ilgili notlara gelince:

Öncelikle, her ne kadar Lig TV’deki yorumcular gelecek vaat eden hakem demiş olsalar da ben hakem Hüseyin Sabancı’yı hiç beğenmediğimi söylemeliyim.

İlk yarıda yapılan bir ortada yerden seken topun Robledo’nun eline temas etmesi penaltı olmalıydı.

Colin Kazım’ın düşmesi penaltı değildi. Colin Kazım, -BJK’li Bobo’nun FB maçında yaptığı gibi- ayağını yerden kaldırmadan kaleciye takılmaya çalıştı. Volkan hiç olmazsa Bobo’ya takılmıştı, Kasımpaşa kalecisi Fırat ise Kazım’a neredeyse temas bile etmedi. Hakem Kazım’ın düşüşüne aldandı. Pozisyonu ilk gördüğümde hakem sarı kart gösterecek sandım. Pozisyonu avantaja bırakmayıp devam ettirmemesi de bir hataydı.

Ama benim hakemi beğenmeme sebebim bunlar değil. Bu tür hataları her hakem yapabilir. Maçın son dakikalarında Kasımpaşalı Luis Henrique’nin Cem Sultan’a -göstere göstere- attığı dirsek dünyanın her yerinde ve hatta bir boks maçında bile kırmızı karttır. Pozisyonu hiç görmemiş olsaydı anlardım ama gördü ve bu pozisyonda kırmızı kart yerine sarı kartını gösterdi. Luis Henrique ısrarla alkışlayarak kırmızı kartını kendisi gördü. Luis Henrique kırmızı kart için cinayet mi işlemeliydi ben anlamadım!

Bülent Ünder “ufaklığı çok beğendim” diyerek Emre Çolak’ı kastetti. Ben de çok beğendim, şuta benzer bir şeyler bile yaptı, top kaleye kadar gitti, valla helal olsun!

Ben bu Bülent Ünder’i çok beğeniyorum (!) Bugüne kadar hiç şans bulamamış (!) olan ligimizin en iyi (!) kalecisine şans vermesi bir yana, onun çıkmaması gereken pozisyonda çıkarak Çağlar’ı marke etmesi neticesinde Dimitrov’un golü atmasından sonra cezayı Çağlar’a kesti. Zaten kalesinden hiç çıkamayan ve bu sebeple defalarca Galatasaray’ın aptalca goller yemesine sebep olan Aykut, ne zaman çıksa hatalı gol yiyor. Bülent Ünder, Çağlar’ın yerine de bütün sezon harikalar yaratan H. Balta’yı oyuna soktu.

Siz bakmayın "hata yaptığı için çıkarmadım" demesine. "Hata yaptığı için futbolcu çıkarmam, her futbolcu hata yapar" derken hala onun hatalı olduğunu anlatmak istiyordu. Geçen haftalarda hata yapanı anında oyundan aldığını gördük.

Geçen hafta da yazdım, Bülent Ünder tüm sezonu Afrika’da TV olmayan bir bölgede veya Nihat Doğan’la beraber Survivor yarışmasında geçirmiş olmalı. Hele maç sonu değerlendirmelerine bayılıyorum!

Maçı sürprizi ise Baros’tu. Sarı kart görmediğinden değil. Yine gördü ama bu kez itirazdan değil, rakibine sert girdiğinden gördü!

Bence Culio bir sarı arı, Stancu ise çok düz.. “Büyük Galatasaray”ın daha iyilerine ihtiyacı var.