Bunları, biliyor muydunuz? (6)

B u n l a r ı..

& ‘Gezen tilki, oturan aslandan iyidir’ diye diye dolaşıp, sonunda yuvaya döndüğümüzden beri , pastırma sıcaklarının ardından tarhana ve salça sıcaklarının da geleceğini umarak neşemizi kaybetmediğimizi,

& Bir TV.programında Müjde Ar’ın ‘gazoz kapağımı Bedri açtı ama, içine akıtmadı’ sözünün altında çok şeyler arandığını, hikayesi öğrenilince de yanlışlığın sona erdiğini,

& ‘Gazoz açmanın’ argoda bekaret bozma anlamında olmadığı, kötü kişilerin elinden, kapağı açık gazoz içilmemesi gerektiğinin vurgulandığı, çünkü içine uyuşturucu konulabileceğini,

& Bedri’nin kapağını açtığı gazozun içine, böylelikle bir şeyin akıtılmadığı (koymadığını) nın anlaşılmış olduğunu, bu hal ve durumu, yayından sonra soranlara da böylelikle açıklamış olduğumuzu,

& Bu yeni sütunlarımızın ‘hoşgörü’ lü konularla bir dizi teşkil ettiğinden beri rağbet gördüğü, yorum ve telefonlarla bize ulaşıldığından anladığımızı ve teşekkür ettiğimizi, yorumların bile bizim formatla yazılıp yollandığını,

& Aynı günde, değişik blog’larını yayına yollayan aynı kişilerin, yazılarının ekranda peş peşe , üçer dakika aralarla yayına alınma hikmetini çözemediğimizi ve de hayretler içinde kalanların da çoğunlukta olduğunu, bunun bir sırrı varsa, ortaya konmasının istenildiğini,

& Yukarıdaki örneğe inat, , yazısını yolladıktan sonra bazen, 18 saat geçmesine rağmen, yazısı onay bekleyen blogger’in, sık sık tuvalete taşındığını, bunun da ‘bendeniz’ olduğunu,

& Hazır şımarmışken, bu tarz bloğumuzun, ’Günü yorumlayanlar’ sütununa niçin konulmadığını sorarak , sosyal, ekonomik politik ve sonu ‘tik’ler biten konuları hem bildirdiğimizi , hem de yorumladığımızı, bunun cevabının da Blog adaresinden beklediğimizi,

& Blog’cular arasında, kılı kırk yaranların bulunduğunu. Buna göre, yazısını yayına verirken, hangi saatte yayınlanacağının hesabını yaparak, manşete girecek satırların harflerini bile saydığını,

& Alamanyalı bir blogger'imizin, yağmur duası gibi ellerini açarak 'önerilerim' hanesine rahmetin düşmesini sabırla bekleyip, umduğu yağmurun düşmemesi üzerine, tası tarağı toplayıp, 'bu ülke hakikati' nin üzerine 'zıng' diye oturuş yaptığını, sayfasında İzmir Ekspresi gibi uzunca önerdiği listesini, bir çırpıda siliverip, miktarı 6 kişi ile noktaladığını, bunun, bir 'misilleme' olup olmadığının konuşulur olduğunu,

& Heykel denilince aklımıza nedense ‘içine hep tükürüldüğü’ için anlı şanlı’ böyyük, gocaman’Ankara Belediye Başkanını hatırladığımızı, İzmir İncir altında yeni dikilen ‘adalet’ heykelinin eteğinin seksi kadınınkinden daha da ‘şuh’ çizildiğini,

& Heykeltıraşı Harun Atabayman’ın, bu etekli heykeli yontabilmek için, bir mankeni muz gibi soyup, ona entari giydirdiğini, sonra da bahçe hortumu ile bir güzel ıslattığını, bedene yapışmış haliyle bu model üzerinde çalışıldığının anlaşıldığını,

& Heykellere alışması için’ böyyük ‘heykelsever başkanın, bu merasime davet edilip edilmediğini sorduğumuzda, heykeltıraşın tebessüm ettiğini,

& Karalar giyinmekle ünlü bir modacı, şimdi de görgü kuralları ve adabı konusuna el attığı ve ‘kadınlar daha çabuk eğitiliyor.Erkekler yontulmuyor’ dediğini, ilave ederek de ‘milletvekilleri ve bakanlar arasında yemeğe ekmeği bandırıp, ağız şapırdatanlar var, dediğini,

& Aynı modistin röportajında, giydiği botlarının, boyasız ve tozlara bulanmış halde resimlendiğini,

& Yuva yıkan, salgın bir hastalık olarak görülen kumarhanelerin, turizmden arındırılması ile döviz kaybımızın yüksek olmasını anlayamayan kafaların hala daha var olduğunu, kimsenin de umursamadığını,

& Kumarhanelerin disipline edilerek, sırf yabancılara yönelik kontrollü, beş yıldızlı otellerde izin verilmesinin, pekala mümkün olduğunu, iş bilen bir Türkün, Türk ve Yunan sınırlarında açtığı kumarhaneye Türk müşteri çektiğini,

& DDY.da , hızlı tren uğruna devrilen vagonların altında kalanların feryatları dinmemişken, şimdi de aynı hatta konferans salonlu ve üç yıldızlı otel kıvamında jakuzili trenleri sefere sokmağa ve bunları kiraya vermeğe hazırlandığını,

& Eskiden sınıflara ayrılı vagonların kaldırılması ile her vatandaşa eşit hizmet verildiğini, bu tatbikatla lüks ve düz vatandaş ayrımının otomatikman gündeme geleceğinin anlaşılacağını,

& Bu taşımacılık planının zaten baştan beridir popülizm koktuğunu, lüksten evvel, trenlerin, varış istasyonuna kadar tuvaletindeki eksikliklerden kapı kollarına, kapanmayan kompartıman kapılarına, ısıtılmayan vagonlarına, temizliğine varıncaya kadar tam tekmil çalıştırılması gerektiğini,

& Şehit aileleri ve gazileri için açılan milli yardım kampanyasında toplanan paradan çok, katılımın önemli olduğunu, başta Fatih Terim Hoca ve Haber Türk’ün tarihi desteği ile ve milli bir atılımla bir gecede toplanan paraların trilyonları geçtiğini, büyük millet olma vasıflarının, bu günlerde belli olduğunu, AB. Başta olmak üzere memleketin içinde ve dışındaki bedhahların bu durumdan, duyabilirlerse utanç duymaları gerektiğini,

& Harbe nasıl şen şakrak ve coşku içinde gidebiliyorsak, TV proğramında sanatçılara ait bağış listesinin, Şarkıcı Metin

Şentürk’te olduğu ve okunması istenildiğinde, ’yakın gözlüğümü evde unutmuşum.Metin Akpınar okusun diye kağıdı yanındakine verdiğini, yardımın bile şen şakrak içinde yapıldığını,

& Yine milletimizin vakurluğuna , sanatçı Cem Yılmaz’ın damgasını vurduğunu, Cem Yılmaz’ın, telefonla duyurulmama kaydı ile 250 milyar YTl bağışladığını, bunun yanlışlıkla da o gece ifşa edildiğini,

B İ L İ Y O R

M U Y D U N U Z ?