Bunun Adı KAOS

Bilindiği üzere kaos, bilinir bir dinamiği olmayan ve önceden kestirilemeyen olaydır. Örneğin freni patlamış bir kamyonun nereye çarpacağını düşünmek kaosa örnek verilebilir. Dolayısı ile kaos, bir fizik terimi olmasına karşın barındırdığı ilkeler bakımından biyoloji, ekonomi ya da sosyoloji gibi bilimler için de anlam ifade etmektedir; elbette bir de futbol için.

Fenerbahçe’nin önce teknik adam ardından da bir-iki futbolcu değişikliği sonucunda bugün içinde bulunduğu durum tam anlamıyla bir kaosa dönüştü. İlk hafta sineye çekilen Gaziantepspor yenilgisi, sonrasında Hacettepe, daha sonra Sivas, en son Kadıköy’de Kayserispor karşısında alınan farklı mağlubiyetler durumun basit bir formsuzluk ya da beceriksizlikten öte anlamlar taşıdığını ve takıma tam bir belirsizlik durumunun hakim olduğunu gösteriyor.

Futbol elbette bir pozitif bilim değil, bir başka deyişle ne iki artı iki her zaman dört eder ne de su yüz derecede kaynar yeşil sahada. Ancak özellikle son 20 yılda bilimden azami seviyede yararlanan futbol oyunu bugün sarı lacivertlilerin içinde bulunduğu kadar kaotik bir ortamı da asla öngörmemektedir.

Fenerbahçe’nin kadrosu yetersiz olabilir (ki asla katılmam), Aragones de takımı gerçekten yanlış oynatıyor olabilir hatta Fenerbahçe altı haftada dört yenilgi de alabilir ama bunların hiç birisi takımın ismini inkar etmesi ya da oynayan oyuncuların yüzünden tedirginlik ifadesi okunmasını haklı çıkarmamaktadır. Zira bu durumun nedeni hem futbolcuların hem de takımın genelinin nasıl bir grafik çizeceğinin kestirilememesi, somut herhangi bir dinamiğin bulunmaması ve bu nedenle her maçta her sonuca açık olma durumunun oluşması kısacası takıma kaosun egemen olmasıdır.

Nedenleri bir tarafa, Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu kaotik ortamdan kurtulmasının tek yolu, tabiri caizse “sudan bahaneler” ile takımın motivasyonunu ve özgüvenini tekrar istenilen seviyeye çıkarmaktır. Sudan bahaneler diyorum çünkü normal zamanda fazla önemsenmeyecek ya da olağan karşılanabilecek durumlar bugünkü gibi karmaşa ortamlarında büyük önem taşıyabilir. Örneğin Deivid ya da Vederson’un takıma katılması, Şampiyonlar Ligi’nde alınacak bir galibiyet ya da geriye düşülen bir maçı kazanmak Fenerbahçe’ye kendisini kaostan çıkaracak özgüveni kazandırabilir. Bunlara karşın da kaos ortamı aşılamazsa sıradaki gelişme takımdaki dengeleri daha derinden etkileyecek istifalar ya da değişiklikler olacaktır.