- Kategori
- Şiir
Burası İstanbul. İstanbul burası

Kıvrımlarını dansın her notasında belli eder.
Kahkahaları kükrer gibi sarsar etrafı, korkutmaz tam tersi iştahlandırır.
Neye iştahlandırır biliyor musun?
Güzelliğe, zarafete elmas beyazı, yakut yeşili haline…
Bazen çok beyaz olur etraf bakarsın o zaman şaşkın - şaşkın.
“Aman Allah’ım”
Dünyada böyle güzel bir yer daha var mı?
Bu güzel kadının boğazından zarif,
Bu güzel kızın boynundaki elmas kolye,
Bu bir kontesin altın gerdanlığı,
Bu kraliçenin boğazındaki pırlanta seti…
Bu dünya kıymet taşlarının süslediği boğaz
Bu… Bu! Bizim boğazımız.
Bu iki yakayı birbirine selamlaştırdığı,
Gülümsettiği maviye boyattığı,
Yeşille dans ettirdiği boğaz…
Bu bizim İstanbul boğazımız.
&
Sonra düşünürsün.
Benim yerim, benim toprağım, benim şehrim.
Azameti, güzelliği, vakurluğu daha doğrusu sebebi bundan mıdır?
Sonra ‘evet’ dersin tüm dünya İstanbul’a hayran.
Hem de asırlardır.
İstanbul & İstanbul
Denilir.
Neden İstanbullu olmak, İstanbul’da olmak bir ayrıcalıktır.
Neden hünkârların hünkârı, sultanların sultanı burayı almak için gemileri dağdan aşırmıştır.
Neden Peygamberimiz efendimiz.
‘İstanbul’u alan ne güzel kişidir.’
Demiştir.
Burası İstanbul. İstanbul burası
İstanbul – İstanbul
Nazan Şara Şatana