Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '11

 
Kategori
Doğal Hayat
 

Burdur Gölü ve gemi kaderine terkedilmiş

İlgisizlik ve Bakımsızlık, Burdur’un Kaderi mi

VİDEO

Orda bir göl var yakında, üzerinde de karaya oturmuş bir “gemicik”; kaderine terkedilmiş. Önce Şeker plajına indirilmişti iskele olmayınca, güçbelâ, vinçlerle. Oraya urganlarla, halatlarla karaya çakılan çivilere bağlanmıştı. Ama tabiat bu, ne yapacağı belli olur mu? Dizginsiz güç güç değildir deniyor reklâmda ama gerçekte güç oluyor ve “gemiciği” bağlantısından koparıyor, uzaklarda karaya oturtuyor. Kamuoyu uzunca bir süre “’gemicik’ iplerinden kurtulmuş, karaya oturmuş’ diye çalkalanmıştı. “İskelesi ve dalgakıranı olmayan bir göle gemi mi getirilir” diye de alaya alınmıştı. “Hoca Nasrettin işi” denmişti.


Cumartesi günü Susporları Kulübü faaliyetleriyle ilgili kısa bir söyleşi için Çendik Plaja gitmiştik. Bir de ne görelim? Bizim “zavallı “ teknemiz orada, gene karaya oturmuş vaziyette, kaderine terkedilmiş durmuyor mu? Hemen anacına da bir levha dikilmiş: “Tekneye Yaklaşmak Tehlikeli ve Yasaktır”. Burada iskele var ama tabiat onu kendisiyle alay edilir gibi yapıldığından dolayı söküp atmış. Burdur’un makûs talihine yandık.


Belediye Başkanlığı ve Özel İdare ayrıca diğer sorumlu daireler, yılardır kamuoyunu kandırıp duruyorlar; Göl ile ilgili ne yaptıklarını ve ne yapmaları gerektiğini anlattıkları mahfillerde. Ama hepsi de göz boyamaca!


Oysa Belediye işi ciddiye alsa, Özer İdare işi ciddiye alsa; sıradan bir derneğin yaptıklarının bin katını yapamaz mı? Gölü şenlendiremez mi? Kulüp başkanının belirttiği gibi, binlerce metre yayılıp giden Allah’ın nimeti kumsalı şenlendiremez mi? Kamelyalarla, ağaçlarla, kafeteryalarla donatamaz mı? Ancak niyet etmek gerekli… Plajdaki göle inen yoldaki ışıklandırmaları bile koruyamayan bir kuruluş bunları nasıl yapsın ki! Hiç kimse o ışıklandırmaları kıranların düşmanlığından bahsetmesin lütfen! Yapıp ederek tabiata terk edersen her şey olur. Ciddi kurumlar yaptıkları işin takipçisi olurlar. Hiçbir kurum ağlama tahtası değildir. Bu milletin binlerce yıllık imparatorluklardan gelme, insanlık tarihine yön vermiş büyük devletlerden gelme devlet geleneği vardır. 4 yıl önce gelmiş tekneyi bile kaderine ve çürümeye bırakırsan yeni gelmiş tekne hakkındaki kaygıları çok görmemen gerekir.


Susporları Kulübü Derneği Başkanı Lütfi Taraşlı şöyle diyor:


GÖL TEMİZ; KOLİBASİLİ YOK!

BİR HAVUZDAN BİN KAT DAHA TEMİZ


“Her sene Orman gibi, Hıfzısıhha gibi devlet birimlerinden yetkililer gelir; sudan örnekler alır; ama biz devlet birimlerinden hiçbir şey duymuyoruz. Ancak geçenlerde biz merak ettik. Belli yerlerden numuneler aldık. Bunları incelettik. Ve sıfır koli basili çıktı. Suda önemli olan, yani insanları ilgilendiren şey de koli basildir. Biz zaten 13 senedir bu göle girip çıkıyoruz. 13 sene içinde de hiçbir şikâyet olmadı. Siz biraz geç geldiniz ama o kadar çocuklar geliyor ki; hiç şikâyetleri olmuyor. Göl girilebilecek derecede temizdir. Bir havuzdan daha çok temizdir; bin kat temizdir, milyon kere temizdir. Çünkü göl kendikendini yeniliyor. Mineral, tuz, soda yönünden zengin olduğu için koli basilinin yaşama imkânı bugün için yoktur.”


İSKELE OLMADAN GEMİ OLMAZ

—Tekne karaya oturmuş!

Evet, teknemiz karaya oturdu maalesef ve bir iskelemiz yok. Tekneye binilebilmesi için bir iskele yapılması doğal bir şey. Bazı konularda gecikme olmuş. Aldığımız duyumlara göre, bu tekneyi diğer illere dağıtan firmanın elemanlarının bize söylediklerine göre, “bu teknenin geleceği belliydi. Diğer iller tekne gelmeden gerekli iskeleleri hazırladılar. Onlar şu anda gezi tekneleriyle insanları taşıyorlar, insanları gezdiriyorlar. Burdur’da bu olanak olmamış. Tekne geldi ama iskele yok. O yüzden de biz orada karaya bağladık. Ve kaderine bıraktık.” Dediler. Yeniden gelecekler. Ama bir taraftan da Özel İdare kaptan ihalesi falan yapıyor. Ama iskele olmadan kaptan nasıl gezdirecek onu da bilmiyorum.


DAHA KAPTAN İHALE EDİLİYOR

—Yani şimdi bu kaptansız tekne mi bu?

Yani, kaptansız ve limansız tekne. Şimdi biz de burada dernek olarak… Benim ehliyetim var. Amatör denizcilik belgem var. Ama bu tabii ki vakit meselesi.


—Derneğinizin adı nedir? Bahseder misiniz?

Burdur Susporları Spor Kulübü Derneği. 2006 yılında üniversiteyle beraber kurduk. Üniversiteyi Burdur Gölü’ne adapte ettirmek için.


DAHA ÖNCE GELEN

TEKNEMİZ VAR; 4 YILDIR YÜZDÜREMEDİK


—Dernek şu anda ne aşamada?

Şu anda fena değil. Dernek kurulmadan önce de biz buradaydık. Yılların verdiği deneyimle ve Belediyemizin bize verdiği destekle bir kayıkhanemiz oldu. Eşyalarımızı koyuyoruz. Daha önce gelmiş bir teknemiz var, 10 kişilik. Bu teknenin motoru yok. 4 senedir bu tekne göle girip kendini yüzdüremedi. V e yüzdüremedik de. Şimdi bir de demin bahsettiğimiz teknemiz var. O da orada bekliyor. Zavallı bir tekne!


BİR İSKELE VE DALGAKIRAN OLMADAN OLMAZ

—Yani bütün mesele iskeleye dayanıyor!

Bütün mesele iskeleye dayanıyor. Koruma amaçlı bir dalgakıranımızın da olması lazım. Şöyle bir bakın isterseniz. Süper bir kumsal. Konyaaltı gibi kum var. Bunu biraz albeni yaparsak; biraz kamelya yaparsak, oturma grupları koyarsak; aileler buraya gelse daha güzel olmaz mı? Süper olur; süper olur. Siz geç geldiniz, şöyle öğleden sonra biraz erken gelseniz görürsünüz- bazen biz buraya 80–100 kişi topluyoruz. Bu da bizim derneğin verdiği emekler sonucu oldu. Ağaçlandırma yapıyoruz. Çevre bakımı yapıyoruz. Orda kümesimiz var. Burada gençlerimize yüzme yarışları düzenledik. Hediyeler aldık.
 

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..