- Kategori
- Ekonomi - Finans
Bütçe açığı hızla daraltılmazsa, İspanya'da topun ağzında olur
Yunanistan ın şimdilik kurtarılması ile, borç krizinin en kötü safhası geride kaldığı söylensede, sorunlu diğer ülkelerinde radikal tedbirleri almadığı taktirde ağır sorunları yaşayacağı anlaşılmaktadır. İtalya ile birlikte kurtarılamayacak ölçekte büyük kabul edilen ve kriz yüzünden seçim ile iktidar değişikliğine uğrayan İspanya da yeni Hükümet te bütçe açığını azaltamamaktadır.
2011 yılı sonunda yüzde 8.9 a çıkan bütçe açığının milli gelire oranı, 2012 yılı için hedeflenen yüzde 4.4 e düşürme tahmininin tutmayacağı şimdiden itiraf edilmektedir. İspanya da 10 yıllık hazine tahvili getirisi , Avrupa merkez bankası ndan aldığı krediler ile yaptığı tahvil alımları fonlama maliyetini bile karşılamaya yetmiyor. İspanya da 10 yıllık tahvillerin faizlerinin yüzde 5.33 un üzerine çıkması ve bu tahvilleri almak için Avrupa Merkez bankası kaynaklarını kullanıyor olması, Çiçeği burnunda başbakan olan Mariano Rajoy unda işinin çok zor olduğunu göstermektedir.
İspanya hazine tahvilleri ile Almanya hazine tahvilleri arasındaki getiri farkının son 20 günde 42 baz puan daha artarak 338 puan a çıkması düşündürücü olmalıdır. İspanya daki bankaların hazine kağıtları yatırımı olağanüstü artarak 250 milyar euro ya yaklaşmıştır. Bankalarda hazine tahvili yatırımlarını, Avrupa Merkez Bankası ndan aldığı uzun vadeli refinansman modeli çerçevesinden aldıkları düşünülürse, Eğer Avrupa Birliği bu türlü bir modeli uygulamaya koymasa idi, yalnızca Yunanistan ın değil , tüm ülkelerin 1930 yılı büyük buhranında ötesinde ekonomik çöküntü içinde kalacaklarını kolayca anlarız.
Ancak, unutulmaması gereken ve bizim içinde geçerli olacak olan, her ülke kendi ekonomisini sağlama alacak tedbirleri can acıtsa almak zorunda olduğudur. Globalleşen dünyada rekabet edebilmek için ilk önce Çin ve Hindistan gerçeğine göre ülkeler kendilerine dizayn vermek zorundadırlar. Çin ve Hindistan daki işçi ücretleri Avrupa birliği ülkerinden enaz 30 da , 40 bir oranında ise, yine çalışma saatleri bu hızla gelişen ülkelerde çok daha fazla ise, herzaman çanların çalacağı kaçınılmaz olacaktır. Şimdilik kriz atlatıdı düşüncesi bile, krizin en yakınında her zaman olacağı gerçeğini değiştirmeyecektir.