Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bütçe görüşmeleri

Bütçe görüşmeleri
 

HEP BÖYLE GÜLÜMSESE...


2010 yılı bütçe görüşmeleri sürerken tasarının tümü üzerinde söz alan liderler karşılıklı eleştirilerle birbirlerine yüklendiler. Şimdi bu durum, “bunlar olağan şeylerdir, siyasetin doğasında vardır…” gibisinden laflarla geçiştirilecektir ama, ben bir vatandaş olarak, özellikle de başbakanımızın kullanmış olduğu üslubu hoş bulmadım. Bir taraftan “birlik ve beraberlik” diyeceksiniz, bir taraftan da sizden olmayanları, sizin gibi düşünmeyenleri kan emici vampirler olarak tanımlayacaksınız…

***

Başbakanın şu “inadına yapacağız, edeceğiz” lafları belki de tabanındaki küçük bir fanatik kitleye hoş gelebilir ama kendisine oy veren geniş kitleler tarafından bile şık karşılanmadığına eminim.

Konuşmasında kibir ve özellikle de benliğini öne çıkarma isteği hissettim. Biz demeyi pek sevmiyor. Ekip çalışmasının ötesinde, sürekli olarak tek adam ve en büyük otorite olduğunu kanıtlama çabası içinde. Yüce meclisin çatısı altında, milletin kürsüsünde konuşurken bile laf atan muhalif milletvekilleri için Meclis Başkanına dönüp “siz mi susturacaksınız, yoksa ben mi susturayım?” diyerek kibir konusundaki düşüncelerimizi teyit ediyor. Çok merak ediyorum; acaba meclis Başkanı “sen sustur” dese ne yapacaktı. “Allah Allah…” nidalarıyla saldırıya mı geçecekti?

***

Açılım konusundaki başarısızlığı eleştiren muhalefetin üslubunu eleştirmek için “anne babalar çocuklarını haber saatlerinde televizyonlardan uzaklaştırsınlar” diyen Başbakan umarım kendi üslubunu da aynı bakış açısı ve aynı mantıkla değerlendirme fırsatı bulur. Hem kendisine bu konularda bir açıklama yapmak zorundayım. Son zamanlarda vatandaşlarımız haber saatlerinde gerçekten de çocuklarını televizyon başına yaklaştırmıyorlar. Çünkü demokrasi, kardeşlik, mozaik gibi lafların ardına saklananların çocukları öne sürerek kent sokaklarını nasıl yangın yerine çevirdiklerini görmelerini istemiyorlar.

Sayın Başbakan, Türkiye’nin dört bir yanında ayaklanma provaları yapılıyor. Kamu binaları taşlanıp kamu görevlileri linç edilmek isteniyor. Molotof kokteyller çocukların elinde oyuncak haline gelmiş. Esnaf korkudan kepenklerini açamıyor. Bazı yerlerde bu sokak terörü nedeniyle ekonomik ve sosyal hayat tamamen durmuş. Sizler, yani bu ülkenin yönetiminden sorumlu olanlar bu sorunları çözeceğinize sorunları dile getirenlere çatıyorsunuz. Üstelik sanki bütün bu gelişmeler hayırlı işaretlermiş gibi “inadına devam” diyebiliyorsunuz.

***

Başbakan Atatürk’ün ünlü eseri “Nutuk”tan da örnek verip etnik ayrımcılığın Atatürk’ün düşünceleriyle örtüştüğünü iddia etti. Kendisinin “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi”ni okumasını öneririm. Özellikle hitabenin sonunda yer alan “Ne mutlu Türküm diyene” söylemi bizim millet ve milliyetçilik anlayışımızın dayanağıdır.

Lafı çok dolandırmaya gerek yok, bunu kabul edersiniz ya da etmezsiniz. Ama olayı çarpıtmak, özellikle Atatürk’ü gençlere yanlış tanıtacak söylemlerde bulunmak akıllarda başka niyetler olduğu düşüncesi uyandırıyor.

***

Son söz; inadına yazmaya, inadına anlatmaya devam edeceğiz.

 
Toplam blog
: 114
: 548
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

Emekli öğretmenim. Üç yıldır Söke Ekspres gazetesinde günlük yazılar yazıyorum. 2008 Yılında röpo..