- Kategori
- Eğitim
Bütün ehliyetler iptal edilmeli! Kısa bir eğitim eleştirisi.
Yazıma başlarken ehliyetler veya trafik üzerinden gitmeyi ve yazımı bu şekilde sürdürmeyi planlıyordum ama her işin ortak noktası olan eğitime geldim ve yazı bir eğitim yazısına dönüştü ama başlığı ve akışı değiştirmedim...
Evet tüm ehliyetler iptal edilmeli.
Diyeceksiniz ki sanki herşeyimiz düzgün de ehliyetlerimiz kaldı.
Olmuyor ama bir yerden başlamak lazım ana okulundan itibaren 'iyi' bireyler yetiştirmek için elimizden geleni yapmalıyız.
Neyse, otomobili olan olmayan, ehliyeti olan olmayan herkes( sonuçta yayalar da trafik tanımının içinde geçiyor) trafikle ilgili bir çok şey yaşamıştır. Kavga,gürültü,kaza vs...
Aslında sorunlarımız o kadar içiçe geçmiş ki, yani evinde ve okulunda 'insani' eğitim almamış insanlar çocuklarını da bu şekilde yetiştiriyor. Hükümet ne kadar eğitim sistemi değiştirirse değiştirsin zihniyetimiz 'insani' olmadıkça bu kısır döngü sürüp gidiyor. Böyle oldukça çekirdek aileden başlayıp, apartmanımıza, sokağımıza, iş yerimize, trafiğe bütün hayatımıza yansıyan memnuniyetsiz insanlar birbirleriyle ve hatta doğayla çatışmaya başlıyor.
Çevrenize bir bakın;
Kaldırımlara yada ara sokaklara park edilen araçlar; bu bir yandan otopark sorununu da oluşturuyor aslında, hergün trafiğe binlerce yeni araç çıkıyor ama ne bu araçların gideceği yollar ne de park edilebilecek yerler bunların hızına yetişemiyor. Sorun belli, çözümü de mevzuatlarda var. Binaların altlarında otopark yapılması gerekiyor ama parayı bastırıyorsunuz dükkan yapıyorsunuz. Ya belediyelere verilen bu opsiyonun kanunla alınması lazım ya da belediyelerin bunlara artık bir dur demesi gerekiyor. Binaların altında otopark yok nereye park edecek bu insanlar arabalarını, sokaklara park edecek, sonra itfaiyenin yada ambulansın girmesi gerekecek o sokağa ama geçmiş olsun.
Zaten belediyelerimiz sağolsun; iki insanın yanyana yürüyemeyeceği kaldırımlar yapmakta üzerlerine yok. Bir de bu kaldırımlara arabalar park edilince çok daha güzel oluyor.
Trafik konusunda eğitim yetersiz; eskiden çok daha yetersizdi ama hala yetersiz. Özel ehliyet kursları mevzuata göre eğitim veriyor belki ama çok yetersiz. Yeni tasarıya göre derslerdeki motor vb. gibi konuların yerine daha fazla pratiğe önem verilmesi ve sınavlarda da buna göre değerlendirme yapılması öngörülüyor. Bunlar güzel gelişmeler. Ama yine en başa dönerek anaokulundan başlayan 'insani' eğitimimizin içinde bunlar olmalı. Çünkü ehliyet alsanızda, 'insani' bir eğitim almadıkça, yine emniyet şeridinden gitmeye, kırmızı ışıkta geçmeye, yayalara saygı göstermemeye, arabaların camlarından elinize ne geçerse dışarı atmaya (dışarısı çöplük çünkü) devam edeceksiniz. Bunları gören çocuklarınız da devam edecek...Sizi uyaran insanlarla kavga edeceksiniz. Kırmızı ışıkta geçtiğiniz için kaza yapacaksınız belki. Belki emniyet şeridine girdiğiniz onlarca suç ortağınızla birlikte bir hastanın zamanın da hastaneye yetişememesine kimbilir belki ölümüne sebep olacaksınız. Bunlar saymakla bitmez...
Bunun çözümü için eğitim evde başlar diyebilirsiniz ama anne-babalara düzgün eğitim vermiyorsunuz ki ! Daha onlar evliliği beceremiyor ki çocuk yetiştirmeyi düzgün yapabilsinler. O yüzden Atatürk, eğitime büyük önem vermiş, o yüzden köy enstitülerinin kapanması bu kadar yara açmış, o yüzden öğretmenlerimiz insanca maaş alıp, insanca yaşamalı geçim sıkıntıları olmamalı, tek dertleri 'iyi' bireyler yetiştirmek olmalı.
Kendini tanıyamayan bireyler yetiştirdikçe, bu bireyler başka insanları da tanımakta zorlanıyor, onların dinine, giyimine, saç şekline, etek boyuna, küpesine,baş örtüsüne, cinsel kimliklerine, herşeyine, kısacası kendinden farklı olan herşeye karşı çıkma, dışlama, yok etme eğilimine giriyor. Bırakın insanı ve insani değerleri korumayı,saygı duymayı bu insanlar çevrelerinde ki herşeyi yok etme,kirletme eğilimindeler.
Arabalarından evlerinden dışarıya çöp atan, yolda gördüğü kediyi, köpeği tekmeleyen, her gördüğü böceği ezmeye çalışan, arabalarında dükkanlarında yada evlerinde sopalar,palalar saklayan insanlar bunlar. Asansörde sigara içen insanlar bunlar. Evlerinde yeni doğmuş bebeklerinin yanında sigara içen insanlar bunlar.
Bu insanların yetiştirdiği çocuklarda farklı olmuyor, evde karısını, çocuğunu dövüyor, çocuk ya şiddete meyilli yada pasif agresif biri olup çıkıyor. Sonra O' da bir cinnet anında ya karısını ya çocuğunu yada trafikte hiç tanımadığı bir insanın canına kastediyor.
Trafik diye başladığım bu yazı herhalde temelde ülkemizde yaşadığımız bütün sorunların kaynağına eğitime döndü. Konunun çok geniş olmasından olacak, birazda dağıttım sanırım.
Son zamanlarda baba olacağımın haberiyle birlikte yaşadığıım duygusal dönüşümünde bunda etkisi olsa gerek.
Herkes ama herkes çevremizde ki olan biten sorumlu, bütün aileler bütün öğretmenler gerçek anlamda 'iyi' bireyler yetiştirmek zorunda. Matematikten, fizikten, müzikten anlamasın, formülleri ezberleyemesin, sınavların hepsinden süper notlar alamasın, üniversiteye bile yerleşemeyebilsin ama gerçek anlamda 'iyi' bir insan olsun. Çevresine, çevresinde ki insanlara, hayvanlara saygılı olsun.
Bu şekilde yetişen müteahhitler daha iyi, çevreye daha saygılı binalar yapacaktır,
bu şekilde yetişen taksiciler, dolmuş şöförleri,kasaplar,pideciler,doktorlar,mühendisler,çöpcüler ne bileyim kuaförler yada aklınıza ne geliyorsa işlerini daha iyi, başkalarına daha saygılı şekilde yapacaktır. Böyle oldukça herşey daha iyiye gidecektir...
Ama bunların çözümü için yine en başa dönüp eğitim sistemizde köklü ama gerçekten köklü bir değişikliğe ihtiyacımız var. Başka ülkelere de gitmeye, gelişmiş ülkelerden sistem kopyalamaya gerek yok.
Bakınız; Atatürk devrimleri.
Bakınız; Köy enstitüleri...