Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '13

 
Kategori
Eğitim
 

Kendini doğrulayan Kehanet

Kendini doğrulayan Kehanet
 

Cümlelerimize dikkat. Beynin içine düşünme tohumlarını biz ekiyoruz...


Düşüncelerimizin, kendi kendini gerçekleştirme potansiyeli olduğunu bu gün artık kabul ediyoruz. Bir enerji olan sözcükler, yine bir enerji olan düşünceyi üretir. Görünmeyen, görüneni etkilemektedir.

Birbirimizi nasıl görüyorsak öyleyiz, birbirimiz hakkında ne hüküm veriyorsak öyleyiz. Sözcükler, yaşamlarımızı inşa eden malzemeler, onları iyi seçmeliyiz. Düşüncelerimize de dikkat edelim, olmak istediğimiz kişiye dönüşmekteyiz.

Buna “kendi kendini gerçekleştiren kehanet” deniyor. Odaklarımız gerçeğimiz oluyor. Beynimiz bizi adım adım duygu ve düşüncelerimize kavuşturuyor, söylemlerimizi yaşatıyor. Başka bir anlatımla, insanlardan ve kendimizden ne bekliyorsak onu alıyoruz.

Hepimiz, insanların bizim hakkımızdaki düşüncelerini az çok biliriz. Duygu ve düşünce titreşimlerini beyin duyumsar. Çocuğunuz da bir şekilde düşüncelerinizi sezmektedir.   Onun beceriksiz olduğunu düşünüyorsanız, bunu yüksek sesle dile getirmeseniz bile o bunu anlamaktadır. Olumsuz hisler, onun kendine olan güvenini örseleyeceği için hayatı ve kendini sevmesine ket vurabilir. Böyle durumlara fırsat vermek istemeyen anne-babaların, düşünceleri konusundafarkındalık geliştirmeleri doğru olacaktır. Çocuğunuzun güçlü yönlerine odaklanırsanız, gücünü; yanlışlarına odaklanır, yanlışları yakalamaya çalışırsanız da yanlışını besler büyütürsünüz.

Şu araştırma sonucu size de çarpıcı gelebilir:

Rosenthal ve arkadaşları, ders yılı başında çeşitli okullarda zekâ testi uygular. Öğretmenlere her sınıfta dört öğrencinin üstün zekâlı olduğunu, ancak bunu çocuklara aktarmamalarını söylerler. Gerçekte ise öğretmenlere isimleri bildirilen çocuklar, üstün zekâlı olmayıp isimler kura ile saptanmıştır.

Ders yılı sonunda bu çocukların başarılarının ilginç bir şekilde yükseldiği görülür. Rosenthal, buna “kendini doğrulayan kehanet” adını vermiştir. Yankılar uyandıran bu önemli araştırma, çocuklarımızın temel yaşam programı olacak olan bilinçaltı tohumlarını, nasıl ektiğimizi fark ettirdi. Çocuklarımıza ne söylüyorsak, öyle olmaları ihtimalini artırdığımızı anladık. Tembel, savruk, sarsak, haylaz, düşüncesiz, sakar, düzensiz, sinirli, kavgacı, mızmız, unutkan, sorunlu, gibi sıfatlarla yaklaştığımız sürece onlar da bizim söylemlerimize karşılık verirler sanki.

Başarı da öğrenmeye ve gelişmeye bağlıdır, eksikleri telafi etmek için çalışmaya değil. İyi anne babalar, çocuklarının neyi yapacağını iyi anlar ve onu bu yönde teşvik eder. Daha sonra da kendini doğrulayan kehanet doğrultusunda haklı çıkarlar” (Baltaş, 2004, s.28).

Bilinçaltımız, bu kehanete duygu ve düşüncelerimize dayanarak destek vermektedir. O halde eğitimciler ve ebeveynler; çocukla ilgili düşüncelerine, kurdukları cümlelere, seçtikleri sözcüklere, çocuğa verdikleri duyguya özenle dikkat etmek durumunda. Düşüncelerini yansıttıkları cümleler, ister istemez çocuğun hayat programları olmaktadır; taa ki çocuk yıllar sonra kendi bir idrak geliştirip fark edene dek…

 

Kaynakça:

Baltaş, A., 2004. Üstün başarı. Istanbul: Remzi

 

 

 

 
Toplam blog
: 10
: 612
Kayıt tarihi
: 05.02.13
 
 

Türkçe ve Türk Dili Edebiyatı öğretmeni olarak 30 yıl fiilen çalıştım. Türkçe derslerini, "anadil..