Buyruk-(Beloyannis' in öyküsü) / Dido Sotiriyu

"Bütün savaşlar, kendileri savaşamayacak kadar korkan, bu yüzden dünyanın gençlerini dövüştüren hırsızlar arasında yapılır." Emma Goldman

Kitabı bitirdiğimde bir hüzün bulutu kapladı içimi, çok etkilendim. Bundan 50 yıl önce, yanıbaşımızda başka bir ülkede (Yunanistan) insanlar inanılmaz olaylar yaşamışlar. İçsavaş ve nazi işgali altındaki insanların yaşamları, acıları, umutsuzlukları ve kurtulma mücadeleleri anlatılıyor bu kitapta....Beni en çok etkileyen de bu çaresiz insanların günlerce-haftalarca yeraltında-kanalizasyonlarda saklanıp hayatta kalma mücadelesi vermeleri idi.

Ders alınacak bölümler var, mutlaka okuyun!  

Dido Sotiriyu, Aydın' da doğdu. 1922' de ailesi ile Atina' ya göç etti. Bir kız çocuğu için öğretimin gereksiz olduğunu düşünen ailesine karşın, akademik kariyer yaparak öğretim üyesi oldu. Nazi işgali ve iç savaş dönemlerinde önemli görevler aldı. Ülkemizde "Benden Selam Söyle Anadolu' ya isimli Şirince' yi anlatan kitabıyla tanıdığımız Dido Sotiriyu' nun başka bir kitabını seçtim bugün.

Mutlaka beğeneceksiniz!

Okuduğum tarih:10-15 Ekim 2001
Buyruk-Beloyannis'in Öyküsü
Çeviri:Panayot Abacı
1.Baskı1989-Belge Yayınları-Marenostrum Dizisi

Kitaptan Alıntılar:

"Yasadışı koşullarda yaşayan kişi, sürekli olarak rol yapmak zorunda. Kimi zaman gerçek kişiliğinden merhaba deyişine kadar, tüm davranışları gerçek dışı." (s.26)

"Her çocuk kendi yazgısıyla dünyaya gelir, iki kaş arasına basar Tanrı damgasını. İnsanın yazgısından kurtulması olanaksızdır." (s.27)

"Sorun ne zaman çözülecek biliyor musunuz? Önemli 4 mesleği sağlam temellere dayandırdığımızda ancak; askerler, papazlar, öğretmenler ve doktorlar." (s.51)

"Hiçbir yiğit barış içindeki yaşamını bırakıp dağa savaşmaya gitmez." (s.83)

"İnsan ne denli az varlıklı olursa, o denli özgür olur." (s.121)

"Üstün halk bilgisi, toplu düşüncenin ürünüdür. Halk türkülerinde, atasözlerinde ve halk uygarlığında olduğu gibi." (s.135)

"Tehlike karşısında insanlar iki türlü olurlar; kKimilerinin yüreği yumuşamaya başlar ve o anda yuvarlanma da başlar, kimilerinin ki ise serttir, gururludur, kararlıdır. Böyle durumlarda kararlılıkları daha da artar." (s.240)

"Kişinin ölümü, insanın yücelmesi uğrunda savaşan milyonlarca insanla birlik olunca, ölüm ölüm sayılmaz." (s.386)

Yayınevi Notu:

"İşgal sırasında direniş, ülkemiz için büyük mücadele olmanın ötesinde, tüm halkımızı kapsayan büyük bir harekete dönüştü... Derken toplu göçler, mahpusluklar, sürgünler, kurşuna dizilmeler başladı yeniden... Kurban edilmiş Yunanistan'ın bedenindeki kan, kanserleşmeye yüz tutmuştu. İnsanlar, olaylar, sözcükler, ilişkiler, allak bullak olmuştu. Güven, yiğitlik, yurtseverlik, vicdan gibi kavramlar darbe yemiş, boyun eğmiyenlerin peşine ateş ve demirle düşülmüştü... Tam bir asimilasyon... Yine de yiğitlik büyüdükçe büyüdü, yüceldi. Binlerce erkek ve kadın korkusuzca infaz mangalarının karşısına dikildi. Boyun eğmemek, halkın mücadelesini, hayallerini boşa çıkarmamak için gençliklerine feda etmekten çekinmediler"...

Dido Sotiriyu