Büyük Ayı'yı gördün mü?

Güzel bir yaz akşamında, ya da herhangi bir aydınlık gecede, yıldızlara baktığımızda büyük ayı nerededir diye hep merak ederiz, onu ararız. Mutlaka da buluruz.

Biz çocukken kardeşimle gökyüzüne takmıştık. Tabiri caizse aynen öyle olmuştu. Yıldızları incelerdik.

Onun yıldızları ayrıydı, benkiler ayrı. Biz kendimizce yıldızlara isimler bile takmıştık. O zaman çocuğuz tabi, onların isimleri nedir bilmiyoruz.

Hoş şimdide birkaç parlak yıldızdan başka diğer yıldızların ismini sayacak halimiz yok ama en azından yıldızlar hakkında bilgi sahibiyiz.

O zamanlar masallara inanırdık.

Yıldız kaydı niyet tut.

Leyla ile mecnun yıldızı, yılda bir kez birkaç saniyeliğine kavuşurlar.

Biz ağostos gecelerinde pencereden ya da bolkondan gökyüzüne bakmaktan boynumuz tutulurdu.

İki yıldız bir birine kavuştukları anda da dilek tutarsak olur diye düşünürdük.

Avcı yıldızı vardı,

Cezve yıldızı,

Kutup yıldızı,

Çoban yıldızı.

Daha neler – neler. Gökyüzü çok ilgi alanamız içindeydi.

Kavgalar ederdik:

Bak – bak benim yıldızım nasıl da parlıyor.

Şu yıldız çok parlak, bu yıldız sönük…

Fakat bir yıldız kümesi vardı ki sormayın gitsin… Bizim favorilerimizdi…

Büyük ayı nerede, küçük ayı nerede?

Büyük ayı başrol oyuncumuzdu.

O zamanlar mitolojik hikâyeleri de bilmiyorduk ki, annemizin anlattığı birkaç masaldan öte bir bilgimiz yoktu… Zamanla gökyüzü ile ilgili ne kadar çok mitolojik hikâyeler öğrendik.

Gerçi hala kardeşlerimle birbirimize öğrendiklerimizi aktarırız.

Şimdi yeni bir yazı okuyorum ve orada büyük ayı'dan söz ediyor.

Birlikte tekrarlayalım mı?

Bir mitolojik hikâye:

Arkadia kralı Lykaon zalimce bir yönetim göstermekte olup kan dökücülüğü ve acımasızlığı ile adından söz ettirmeye başlamış.

Ayrıca kendisine misafir gelenleri öldürmekten zevk alan bu kralın Kallisto isminde güzelliği dillere destan bir kızı varmış.

Kralın bu davranışlarına sinirlenen Baş tanrı Zeus Arkadia bölgesinden geçerken Krala bir ders vermek için kimliğini belli etmeden saraya misafir olmuş. 

Kral Lykaon Zeus'un önüne daha önceden misafir ettiği ve öldürdüğü bir yolcunun etinden yaptığı yemeği koydurmuş.

Bu olaya bir hayli öfkelenen Zeus yıldırımıyla sarayı yakıp kül etmiş ve Lykaon' u da kurda çevirmiş.

Lykaon'un kızı Kallisto ise Artemis'in yakın arkadaşı olan bir periymiş.

Tanrıça ile birlikte ava çıkar ona yoldaşlık edermiş.

Tıpkı Artemis gibi evlenmemeye ve bir erkekle birlikte olmamaya yeminliymiş.

Ancak Zeus bu güzel periyi görür görmez ona gönül vermiş.

Bir gün Kallisto ağaçların altında dinlenirken Artemis'in kılığına girerek yanına yaklaşmış.

Kallisto baş tanrıyı Artemis sandığında ondan çekinmemiş fakat hatasını anladığı zaman iş işten geçmiş.

Hamileliğini gizlemek için büyük çaba harcamış ancak bir gün arkadaşları ile birlikte gölde yıkanırlarken Artemis peri kızın hamile olduğunu fark etmiş.

Zeus sevdiği kızı Artemis'in öfkesinden korumak için Kallisto'yu bir ayıya çevirmiş ama bu bile onu Artemis'in öfkesinden korumaya yetmemiş.

Artemis okları ile onu delik deşik etmiş.

Kallisto ölmeden az önce Arkas adında bir erkek çocuk dünyaya getirmiş.

Bu çocuk daha sonra Arkadia'ların babası olmuş.

Kallisto ise öldükten sonra Zeus tarafından gök yüzüne alınmış ve kutup yıldızını gösteren  'Büyük Ayıya' çevrilmiş.

Mitolojik hikâyeleri çok seviyorum.

Bir diğerinde buluşmak üzere…

Nazan Şara Şatana