- Kategori
- Kişisel Gelişim
Büyük görünmek değil; gerçekten-büyük- olabilmek erdemdir..

net'ten..
Ülkemizde, 80 yıldır Matematik dersinden nefret eden öğrenciler yetiştirildi...
Fizik-Kimya derslerinden kaçan öğrencileri kazanmak mümkün olamadı...
Dersini bi türlü sevdirmeyi beceremeyen bu alan öğretmenleri yüzünden, bilim adamı yetiştiremedik... Ülkemiz fen-teknik-bilim alanlarında dünyanın çok gerilerinde kaldı...
Ülkemizde Matematik becerisi zayıf diyerek; bir çeşit geri zekâlı damgası yiyen ve bu sözde eğitimcilerce dışlanan bir çok genç, ABD, Japonya, Norveç gibi bilimsel çalışmalarıyla ünlenmiş ülkelerde başarılı oldular...
Ülkemizde, 'Yedi zekâ kuramından ' hebersiz ve cahil kalan eğitimcilerin sayısı halen çok yükseklerdedir.
' Diplomalı külli cahillerin' kendi işlerini liyâkatince yapamadıkları halde; başka branşlarda ahkâm kesmeleri de başı kumda olan devekuşu kuramını çağrıştırır.. Bunlar, üzerlerine farz olmayan 'herşeye maydanoz olurlar '...
Çevrenizde her an bunlarla karşılaşabilrsiniz.... Çal-çenedirler... Hayatları boyunca da insanlık için ellerini taşın altına koydukları görülmemiştir...
Taşın altına el uzatsalar da mutlaka çıkar düşündüklerinden, yapılan duvarı da yıkmışlardır...
..........
Eğitim sorunlarımız, ehil ellerde şekillenmeyince, iyice ' kısır döngü ' diplerine inmiştir...
Gençlerimizden, taşıyamayacakları yükler istemek yerine; onlarda olan küçük cevherleri işlemeyi beceremedik... Halen kıyafet ve 4+4+4 tartışmasıyla ve lüzumsuz kısır çekişmelerle, ülkemize zaman kaybettiren bu yeteneksizleri kınıyorum...
.........
Yapıcı eleştiri yapmaktan aciz; patavatsızlar; boş başaklar gibi kafaları dik gezerler...
Bu toplum parazitleri, cahil cesaretine sahiptirler... Utanma duyguları da köreldiğinden, ruhsal tatmin odaları olan, kavga ortamlarına bayılırlar. Düşünce üretme becerileri ve yetileri olmadığından, kargaşa yaratarak, aç kurtlar ve hasta tilkiler gibi dumanlı havalardan nemalanma peşindedirler...
En asil insanlara hakaret edecek kadar ahlaki genetik ve iflah olmaz sağlık sorunları vardır.
Yapıcı ve çözüm üreten, proje sunan bilginler ise, aksine dolu başaklar gibidir ; onların başları hep eğiktir.
Fabl'lerin insan eğitiminde rolü çok büyüktür...
Kıssalardan hisse alabilenler de makbuldür..
“Hayvanlar insanlara bakıp özenerek, kendilerini geliştirebilecekleri bir okul kurmaya karar verirler.
Tavşan, kuş, balık, sincap, ördek diğer bütün hayvanlar bir araya gelerek bir hayvanlar kurultayı oluştururlar.
Hep birlikte bir öğretim programı hazırlarlar. Tavşan programa koşmanın konmasını önerir. Kuş uçmanın, sincap ağaca tırmanmanın, balık yüzmenin konmasında diretir.
Böylece öğretim programına hayvanların tümünün önerdikleri dersler konur. Daha sonra her hayvanın tüm derslere katılmasını zorunlu kılarlar. Sonunda tavşan yokuş yukarı tırmanmada en başarılı hayvandır... Kimse onu geçemez; ama tavşandan uçması de istenince iş değişir.
Tavşan, uçmaya çalışırken düşer ayağı kırılır, zavallı hayvan koşamaz da artık. Benzer bir durum kuşun başına gelir.
Kuş, uçma dersinde çok iyidir. Havada taklalar atar, türlü gösteriler yapar ama öğretmenler bununla yetinmez, kuşun gelişmiş çok yönlü hayvan olması için onun da köstebek gibi toprağı kazması ve yer altında tünel yapmasını isterler.
Kuş, toprağı kazmaya uğraşırken kanatları ve gagası kırılır ve eğitim böylece sürüp gider.
Son sınıfa gelindiğinde ise zekası çok gelişmemiş sıradan bir hayvan olan yılan balığı okulu birincilikle bitirir.
Çünkü, yılan balığı, herşeyi biraz olsun yapabilmiştir. Sonunda yetenekleri yok diyerek aşağılanan hayvanlar okulu bırakır ve kendi yetenekleri yönünde yaşamlarına devam ederler.
Ben insanların kafasındaki ya da yüreğindeki programların daha önemli olduğuna inanıyorum.
İnsanın programı değişmediği sürece, eğitim programında yapılan değişimler yeterli sonucu veremeyecektir.
Örneğin :Müzik derslerinin sevimli hale gelebilmesindeki en önemli etken: MÜZİK ÖĞRETMENİDİR.
Sevimli ders yapabilen müzik öğretmenleri nasıl yetiştiririz?
En büyük program bu olur bence.. Eğer yapabiliyorsak, eğer gücümüz yetiyorsa en çok bu konu üzerinde çalışılmalı ve en çok bu konuda düşünmeliyiz...
"Kanunlar, zamanlar ve milletler bütün eserleriyle yıkılıp giderler, yalnız sanatın yıldızları , zamanın ufuklarında sonsuz ışıklar gibi parlarlar...(Jean Paul RİCHTER)"
"İNSANLAR ARASINDA İYİLİKTEN BAŞKA HİÇ BİR ÜSTÜNLÜK KABUL ETMEM.
KARAKTERİN OLMADIĞI YERDE, NE BÜYÜK SANATÇI NE DE BÜYÜK MÜCADELE VARDIR.
ORADA VAR OLAN , ZAMANIN YOK ETTİĞİ, İÇLERİ BOŞ YARATIKLARDIR.
BÜTÜN MESELE , BÜYÜK GÖRÜNMEK DEĞİL, GERÇEKTEN BÜYÜK OLMAKTIR...
(L.V. BEETHOVEN)"