- Kategori
- Dilbilim
Büyük Harflerin Kullanılışı
Yaşanan ve Unutulmayan
Bugün hava soğuyunca Oya Hanım kışlık giysilerini giyindi. Ayşe Teyze erkenden kalktı. Hemen Doktor Rıza Bey’i uyandırdı.İçinden geldiğince saygılıydı kocasına.O’nu sayması sevgisinden kaynaklanıyordu kuşkusuz. O, Kurtuluş Savaşı günlerinde tığ gibi bir delikanlıymış.
O günlerden bu yana kaç yıl geçti ?! TBMM’nin açılışını unutamıyordu. TC Atatürkçülükle boy atmıştı. Dilimiz Türkçe gelişmiş, yabancı kökenli sözcüklerden ayıklanmıştı. Bu gidişten mutlu olmayanlar Türkçe sözcüklere karşı çıkıyor, uydurma diyorlardı.Turgut Özakman’ın Şu Çılgın Türkler adlı yapıtı o günlerin belgesi niteliğindeydi.
Dr. Rıza Bey 10 Kasım 1938’de orta yaşlardaydı. Mutlu olayların yanında bu acı günü de dün gibi anımsıyordu. Türkiye’de yaşayan Türkler için her 10 Kasım ,“ O’nu duymak, anlamak için hesap vereceği bir gün olmalı diye düşündü .
Korkma , sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak ;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak .
O benim milletimin yıldızıdır , parlayacak ;
O benimdir , o benim milletimindir ancak .
M . Akif Ersoy’un dizeleri Oya Hanım’ın, Ayşe Teyze’nin, Dr. Rıza Bey’in yaşama bakışını , yaşamdan beklediklerini ne güzel özetliyordu .
Yukarıdaki metinden yararlanarak büyük harflerin nerelerde kullanıldığını belirleyelim:
. Tümcelerin ilk harfleri büyük yazılmış .
. Özel adlar büyük harfle başlamış .Örneğin, Oya, Türkler, Türkiye
. Özel adlarla birlikte kullanılan sanlar (unvan), takma adlar da büyük harfle başlamış. Örneğin , Doktor Rıza Bey, Oya Hanım, Ayşe Teyze...
.Tamlama biçiminde kurulmuş ancak kalıplaşmamış özel ad kimliği kazanmış sözcüklerin ilk harfi büyük harfle yazılır. Örneğin, Kurtuluş Savaşı, Keban Barajı, Lozan Antlaşması...