Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '12

 
Kategori
Siyaset
 

Çağdaş bir insan olarak Atatürk

Çağdaş bir insan olarak Atatürk
 


İnsanlar dünyaya geldikten sonra bütün davranışlarında iki temel gücün etkisi altında hareket ederler bu iki gücün birincisi kalıtım, ikincisi ise çevredir.  Çevre etmeninin içine biz insanın bütün bilinçsiz (dolaylı) ve bilinçli  öğrenmelerini sokabiliriz. İnsan çok küçük yaşlarda belki ailesinin ve dar çevresinin etkisiyle  ilk izlenimlerini  bilinçsiz olarak kazanabilir ama belirli bir yaşa, olgunluk devresine geldikten sonra insan kendi kendisini istediği gibi oluşturabilir.

Atatürk’ün de doğuştan getirdiği ve sonradan geliştirdiği bazı özellikleri vardır ki bunlardan bir bölümü, özellikle  doğumdan getirdiği özellikler, Allahın ve cinsinin kendisine verdiği özelliklerdir ki bunların başında, onun zekası gelir. Atatürk, “Türk ulusu zekidir,..” derken bu tanıma ilk önce kendisi girer. Ama bu özelliğinin ötesinde, Atatürk kendi kendisini yetiştirirken öylesine özellikler kazanmıştır ki bu özellikler de, çağdaş bir insanın ve aydının sahip olması gerektiği özellikler olduğunu söyleyebiliriz.

Atatürk, yaşamıyla, yaptıklarıyla, yurdumuza ve bütün dünyaya örnek olmuş bir insandı. Bize böyle bir ülke bıraktığı için ona minnettarız. Atatürk, niçin büyük bir insandı? Hangi  yönleriyle örnek bir insandı şöyle yaşamına bakalım ve bazı yönlerini daha iyi tanımaya çalışalım.

Atatürk’e minnettarız, çünkü o her şeyden önce:

1.Örnek bir öğrenciydi  :
Bütün öğrencilerin onu örnek alması gerekir:

 1894 Yılında  Yüzbaşı Mustafa Sabri Bey,  Atatürk’ün Selanik Askeri Rüştiyesi’nde Matematik Öğretmenidir. Öğrencisinin üstün yeteneklerini görüp ona “Kemal” adını takmıştır. Bu şekilde onun kendisinden ve sınıf arkadaşlarından farklı durumunu saptamış; onu daha mükemmele gitmesi için özendirmiştir. Bu çok önemli tarihi olayı Mustafa Kemal Atatürk’ün  daha büyük başarılar ve erdemler peşinde ilerlemesine  neden olan  güdüleme kaynaklarından biri olarak değerlendirmek gerekir.

 Mustafa Sabri  adlı Matematik öğretmeni, “Senin adın Mustafa, benim adım Mustafa, bu böyle olmaz, bundan sonra senin adın Kemal olsun,” derken bir gerçeği belirtiyordu.  Mustafa Kemal bundan sonra okullarını hep parlak derecelerle bitirdi.(Akyüz, Kasım,1987)

2.Atatürk,okuyan,öğrenen, kültürlü  bir insandı.
“T.Cumhuriyetinin temeli kültürdür. Kültür okumak, anlamak, görebilmek; görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek, zekayı terbiye etmektir.” diyen Atatürk’ tür.  Onun hakkında Enver Ziya Karal şunları söylüyor:
 “Çocuk yaşta askeri okula, annesinin direnmesine karşın girmiştir. Bu okulda öğrendiği bilgiler dışında, kendi çabası ile Fransızca öğrenmiş ve bu dilde yazılmış askerlik eğitimi ile ilgili olduğu kadar, siyaset, hukuk ve edebiyat üzerine yazılmış eserler de okumuştur. Atatürk’te okuma, öğrenme, okudukları ve öğrendikleri üzerinde düşünme merakı hayatı boyunca sürmüştür...”(E.Ziya Karal,  1969)

3.Atatürk riski göze alan bir insandı.
Çağdaş bir insan riski göze alır.
Atatürk her şeyi göze alarak 19.Mayıs.1919’da Samsun’a çıkmıştı. 8.Temmuz.1920 tarihinde, Erzurum’da bütün tehlikeleri göze alarak ‘canı gibi sevdiği ‘ mesleği askerlikten hiç düşünmeden ayrılması  buna bir örnektir . (S.N.Özerdim,21)

4.Atatürk cesaretli , kahraman bir askerdi :
Çanakkale zaferinden sonra, Batı ordularının komutanı olan Churchill’i ağlatan ve yerinden eden insan olmuştu.
Libya çöllerinde, Trablus’ta, Tobruk’ta, Suriye’de ve Kurtuluş Savaşı’nda Başkomutan olarak ordulara hükmeden ve zaferlere ulaştıran kişi olmuştu.
Bu gün de  insanlarımızın cesarete ihtiyacı var. Bu ihtiyaç yalnız kalkıp doğruları söylemek şeklinde olmamalı;  her yerde her zaman doğruluğun, dürüstlüğün  savunması yapılmadır.

5.Atatürk, bir  Cumhuriyetçiydi.
29.Ekim.1923’de onun tarafından kurulan Cumhuriyet, Türk insanını kul olmaktan kurtarmış;  bir insan, bir yurttaş olmanın onuruna eriştirmiştir.
“Ol mahiler ki, derya içredir, deryayı bilmezler”. Bizler de bir Cumhuriyet denizinde yaşıyoruz ama, onun bize verdiği olanakları, pek fazla göremiyoruz, anlayamıyoruz.

6.Atatürk , demokrat bir insandı.
    Atatürk, Anadoluya ayak attığı andan itibaren herkesle görüşmeye; mevkisi, nüfusu olsun olmasın herkesin görüşlerini almaya dikkat etti. Bir Millet Meclisinin gerekliliğini biliyordu, Ankara’ya gelince ilk işi, 23.Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisini kurmak oldu.     
 Atatürk , bütün Kurtuluş savaşı boyunca  bir iletişim aracını çok iyi kullanmıştır:  Telgraf. Her an telgraf başındaydı.  Bütün Anadolu’nun nabzını böylece elinde tuttu.
              Atatürk’ün akşam toplantıları, işte bu katılımı sağlamak içindi. Çünkü demokrasi demek, geniş ölçüde katılım demektir.  Atatürk,  muafık, muhalefet bütün insanların düşüncesini almak istiyordu.
 Bugün de demokrasinin yaşaması için,  katılıma ihtiyacımız var. Birbirlerimizin düşüncelerini  dinlemeliyiz, düşüncelerimizi söylemeliyiz. Kurumların ve insanların gelişmesi için bunlara ihtiyaç var.

7.Atatürk, bir eğitimciydi.
   Atatürk gerek yazı devrimi sırasında, gerekse daha sonra bir “Başöğretmen” olarak yeni eğitim düzenini yerleştirmek, insanları, köylüleri, kadınları kızları okutmak için elinden geleni yapmıştı. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı yasayla, Arap Alfabesi yerine Latin Alfabesi bazlı yeni Türk Alfabesi uygulamaya konulmuştur. Yazı Devrimi sırasında TBMM’si tarafından ona 24.Kasım.1928’de  “Başöğretmen” ünvanı  verilmişti. Bu biraz da Atatürk’ün yazı tahtası başında görüldüğü resimlerinin yaygınlaşmasından dolayı ona halkın verdiği bir sıfattır. 24 Kasım 1928 tarihinde açılan, Millet Mektepleri'nde herkese yeni harflerle okuma yazma öğretilmiştir.

8.Atatürk, bir modeldi.
  Dünyayı çok yakından izleyen bir insan olan Atatürk, davranışlarıyla, giyim tarzıyla, konuşmasıyla ve Türk insanına değer vermesiyle bir örnek oluşturmuştur. Atatürk, kalpak giymiş, bütün arkadaşları kalpak giymeye başlamışlardı; Atatürk kalpaktan sonra şapka giymeye başlayınca bütün toplum onu izledi. O her şeyde toplumun önderi ve ilk örneğiydi.

9.Atatürk  bir bilim adamı gibi düşünen, bir bilim adamı gibi davranan, bilime gerçek değerini veren bir insandı
 Samsun, İstiklal Ticaret Okulunda öğretmenlerle konuşmasında,   “Dünyada her şey için, uygarlık için, hayat için, başarı için en gerçek önder bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında önder aramak densizliktir, bilgisizliktir, sapıklıktır. Bilimin ve tekniğin yaşadığımız her gün nasıl olgunlaşıp geliştiğini kavramak ve ilerlemelerini gözden kaçırmamak gerekir.”  diyen Atatürk’tür.(S.D.II,197) 
Her bilim adamının bir eseri vardır.  Atatürk’ün eseri, kurtarılmış olan Türk yurdudur.
Onu kurtarırken, kafasını tıpkı bir bilim adamı gibi çalıştırmış; denencelerini kurmuş, hesaplarını yapmış, zamanı gelince harekete geçmiş ve başarmıştır. Her bilim adamının çalışmasının sonunda verdiği bir raporu vardır. Atatürk’ün raporu “Büyük Söylev”dir. Bu kitap, sanki bir bilim adamının raporu gibi, olayı baştan sona kadar sergiler. Bir  bilim tezi özelliklerini taşır.

“Arkadaşlar, bundan sonra pek önemli zaferlere kavuşacağız. Fakat bu zafer, süngü zaferleri değil bilim ve kültür zaferleri olacaktır.” diyerek, bilime olan inancını her zaman yenilemiştir.  (S.D.II,s.71)

10.Atatürk iyi bir konuşmacıydı.
Şevket R.Hatipoğlu, onun için şunları söylüyor: “Büyük bir asker, büyük bir devlet adamı olan ve büyük bir devrimci olan Atatürk’ün en başta gelen meziyetlerinden biri de söz söylemedeki büyük kudreti idi. Hatip Atatürk, insan yığınlarını bir bakışıyla kucaklayan o eşsiz kahraman, sözleri ile de ruhları fethederdi.” diyor. (Ş.R.Hatipoğlu, Atatürk, Akşam, 10.Teş. 1943)
Atatürk’ün “Onuncu Yıl Söylevi” , “Bursa Söylevi”, “Balıkesir Söylevi” ve TBMM’nde 36 saat  durmaksızın yaptığı  Büyük Söylev onun ne kadar etkin bir konuşmacı olduğunu gösterir.

11.Atatürk,  iyi bir yazardı.
Onun “Söylev” ini inceleyen bütün edebiyatçılar bu eserin anlatım özelliklerini çok takdir ederler.
1937’de yazdığı  ‘Geometri’  kitabıyla bu alanda kullanılan bir çok Türkçe terimi ilk kez Atatürk bulmuştur, kullanmıştır. Örneğin: Boyut, açı, taban, eğik, yatay, düşey, dikey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, artı, eksi, çarpı, bölü, eşit, toplam, oran, orantı, türev, alan bu kitapta yer alan ve Atatürk’ün bulduğu bazı Türkçe sözcüklerdir.(Atatürk,Geometri,Yeni Baskı,Ankara:TDK Yay.,1971)
Türk çocukları, Türk gençliği,  bu bakımdan da ona minnettardır.

12.O bir dilciydi; Türk dilini seven bir insandı
Türk Dil Kurumu 12.Temmuz.1932 tarihinde, onun, “Dil işlerini düşünmek zamanı gelmiştir,” diyerek, bu alanda bir kuruma olan ihtiyacı belirtmesi üzerine kurulmuştur (Özerdim,84)

Biliniyor ki ölümüne kadar Türk dilinin gelişmesi için gecesine gündüzünü katmıştır;
çok uğraş vermiştir. Türk dilinin gelişmesini ulusal bilincin gelişmesiyle çok yakından ilgili görüyordu:
“Ulusal duygu ile dil arasındaki bağ çok güçlüdür. Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil bilinçle işlensin.”
“Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” diyen Atatürk’tür. (Aksoy,  May. 1981,663)

“Yeni harfler Türk dili için düzenlenmiştir. Arapça, Farsça sözcükler buna uymak zorundadır; zaten zamanla bunlar dilimizden atılacaktır.” (T.D.K.’nun 40.Yılı,Ankara:TDK Yayınları, 1972,44)

13.Atatürk,  çağdaş,  ilerici, uygar bir insandı.
“Memleket ister istemez çağdaş, uygar, gelişmiş olacaktır. Bu bizim için hayat davasıdır.”  diyen odur.(İnalcık,33)
“30.Ağustos.1925’ de Kastamonu’da yaptığı konuşmasında, “..Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, mürtiler, mensuplar memleketi olamaz. En  doğru, en hakiki yol, uygarlık yoludur.” demişti.(Özerdim, 69)
“Vatanı düşman istilasından mutlaka kurtaracağız. Fakat vazifemiz bununla da bitmeyecektir. Uygar uluslar arasında yer alacağız.” diyordu.  (Feyzioğlu, Atatürk yolu, Ardıç,109)

14.Atatürk, bir devrimciydi.
623 yıl süren bir  İmparatorluğa  son vermişti.
Yazıda, eğitimde, hukukta, giyimde, ölçülerde, takvimde ve toplum yapısında, o gün için  yapılması gereken her şeyi, her ileri hareketi yaptı.
Ona göre , “Devrim, Türk ulusunu son yüzyıllarda geri bırakmış olan kurumları yıkarak, yerlerine ulusun en yüksek uygarlık gereklerine göre ilerlemelerini sağlayacak yeni kurumlar koymuş olmaktır.” (Afet İnan,1981)

15.Atatürk,  iyi bir önderdi.
Kurtuluş savaşı yıllarında Atatürk’le karşılaşan yabancı bilginler, onu çağdaşı olduğu önderlerle karşılaştırmışlardır: Amerikalı İzak Narkusyan şöyle diyor:
“Bu gün dünyanın en dikkat çekici adamı Mustafa Kemal Paşa’dır. Bu gün Avrupa’da üç önemli kişi vardır: Lenin, Musolini ve Gazi Mustafa Kemal... Bu üç şahsiyetin en büyüğü de M.Kemal Paşa’dır... M.Kemal Paşa, Türkiye’yi kurtarmakla kalmamış, Doğuda dünyanın en demokratik hükümetlerinden birini kurmuştur.” (Ardıç,120)

Diğer yandan John F.Kennedy anma gününde şunları söylemişti:  “ Kemal Atatürk ölümünün 25.yıldönümüne katılmaktan onur duymaktayım. Atatürk adı insana bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren önderliğini, çağdaş dünyaya açık ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri önder olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır....”  demişti. (Baltacı,34)

16.Atatürk bir milliyetçiydi.
Atatürk Cumhuriyetin 10.yılındaki ünlü söylevini, “Ne mutlu Türküm, diyene” diyerek bitirmiştir.
“Türk,öğün,güven,çalış.” sözü onun sözüdür.
“Ulusal hareket,bir uygarlık hareketidir.”  diyerek Anadolu Kurtuluş Hareketini övmüştür. (Kansu,11)
“Bütün dünyanın uluslarını tanırım ve bu tanışıklığım savaş alanlarında olmuştur, ateş altında olmuştur, ölüm karşısında olmuştur. And içerek temin ederim ki, bizim ulusumuzun manevi gücü bütün ulusların manevi gücünün çok üstündedir.” ( Hıfzı Velded Velidedeoğlu, 1969, 219)
Fakat Atatürk’ün  “ulusçuluk” anlayışı dar değil;  çok geniş, evrensel ölçüleri olan bir anlayıştır.

17.Atatürk sevgisi bol, merhametli bir insandı:
Ölüm yıldönümünde Dünya gazetesinde bir yazar onun için şunları söylüyor: “Atatürk, Türk ulusunu toptan ve büyük bir muhabbetle severdi. Hele Türk çocukları O’nun başının tacı idi. Nerede istidatlı bir yavruya tesadüf etse, onunla meşgul olur, nerede yoksul bir küçük görse onu yetiştirip adam etmek isterdi.” (Dünya,10 Kasım.1968)

18.Atatürk bir  halk adamıydı.
 17.Mart Romanya Dışişleri Bakanı Anonesco’ya ,  “...Ben bir halk adamıyım. Ben düşündüklerimi daima halkın huzurunda söylemeliyim. Yanlışım varsa halk beni düzeltir.” demişti. (Özerdim,91)

19.Atatürk uzağı gören bir insandı.
 “İstikbal göklerdedir.” sözleri, ne kadar uzak görüşlü olduğunu gösterirken; diğer yandan:
 “..Türkiye devleti,temellerini süngü ile değil, süngünün dahi dayandığı ekonomi ile kuracaktır, Yeni Türkiye devleti, cihangir bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye devleti bir iktisat devleti olacaktır...” sözleri de onun uzak görüşlülüğünü göstermektedir. (19.Ocak.1923.  İzmit, İstanbul Gazetecilerine Demeci; Özerdim, 55.)

Bütün bu sözler Atatürk’ün bu günün sorunlarını ve hatta yarının sorunlarını nasıl kestirdiğini çok güzel göstermektedir.

20.Atatürk “özgürlüğü” benimsemiş  bir insandı.
“Özgürlük benim karakterimdir.” derken, özgürlüğün insan için önemini belirtmişti.
“Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur.”  diyen odur.
Atatürk, 1906 yılında Selanik’te ,  “Özgürlük olmayan memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her gelişmenin ve kurtuluşun anası özgürlüktür.”  diyordu.   (S.D. II,2)

21.Atatürk, aklıyla hareket eden bir insandı.
Düşüncelerini zorla değil,  ikna ederek, inandırarak benimsetirdi. Örnek,1908 Bingazi.

22.Atatürk bir barışseverdi.
23.Temmuz.1923’de imzalanan “Lozan Barış anlaşması” , İsmet İnönü ile birlikte onun eseriydi.
“Yurtta sulh,cihanda sulh” sözü onundur.(Cihan,24; T.C.,İ.Ü.A.İ.İ.Tar.Enst.,Yıllık IV,23)
“ Savunma amacıyla olmayınca, savaş cinayettir.” sözü onundur.
İsmet İnönü, Atatürk’ün ölümü üzerine, 21.Kasım.1938’ de , “..Uluslar arasında kardeşçe bir insanlık hayatı Atatürk’ün en kıymetli ideali idi. “ demişti. (Özerdim,95)

23. Atatürk iyi bir sanatseverdi.
 “Hayatta musiki lazım değildir. Çünkü, hayat musikidir.” diyen odur.
 “Baylar, her şey olabilirsiniz ama,  sanatçı olamazsınız.” diyen yine odur.
“Bir ulus sanattan ve sanatçıdan yoksunsa eksiksiz bir yaşamı yok demektir. Böyle bir ulus bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve sayrılı bir kimse gibidir.. Sanatsız kalan bir ulusun yaşam damarlarından biri kopmuş olur.” (S.D..II.125)
“Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin gelişme yolunda yeri yoktur. Oysa bizim ulusumuz, gerçek özellikleriyle uygar ve  gelişmiş olmaya layiktir ve olacaktır.” ( S.D.II, 66)
 

24.Atatürk bir sporseverdi.
“Türk sporculuğu ülke ve ulus yaşamında etkili olduğu oranda biraz da uygar ve belki de sandığımdan çok bir uygarlık yolu olacaktır.” (C.II, 246)

Yaveri olan Cevat Abbas, onun için şunları anlatıyor: “Atatürk sporu severdi. Çoğu zaman hafif jimnastik eksersizleri yapardı. Son yıllarda ise, kürek çekmek ve yüzmek başlıca uğraştığı spordu.
Florya’da gün olurdu ki, bir saatten fazla denizde halk arasında kalır ve yüzerdi. Ağır ağır kürek çekişi pek metotluydu.
Pehlivanlığı sever, pehlivanları takdir eder, onlarla uğraşmayı, hemhal olmayı zevk edinirdi.
Berlin Olimpiyatlarında dünya birinciliği kazanan hafif siklet pehlivanımız Yaşar’ın başarı haberinin yarattığı neşeli gece, Atatürk’ün ömrü içinde sayılabilen coşkun sevinçli gecelerinden biri olmuştu..” (Abbas, 436)

25.Atatürk bir insandı :
Kendisini Allahın Gölgesi sayan Padişahlardan yurdu kurtararak, özgürlüğe kavuşturan insan sonunda, ”Benim vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyerek, naciz insan varlığını ortaya koymuştu.

“İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben fani Mustafa Kemal, diğeri, ulusun daima içinde yaşattığı Mustafa Kemal idealidir.” (Baltacıoğlu,21)
Çok yönlü bir insan olan Atatürk’ün,  çağdaş, uygar, ileri  bir insanın gösterdiği  bütün özellikleri gösterdiği söylenebilir. Fakat onun da ötesinde Atatürk’ün öylesine özellikleri vardır ki ,  böyle dahiler yeryüzüne ancak  yüzyılda bir gelebilir.

 

Kaynaklar:
Abbas, Cevat. Yakınlarından Hatıralar,1955;  Atatürk’e Saygı, 1969,436)
Afet İnan. “Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım”, Gen.Kur. Başk. Ask. Tar. Ve Strt. Etüt. Başk.,Özdeyişler-Atatürk,1981
Aksoy,Ömer Asım. “Atatürk’ün Dilimize Kazandırdığı  Güç” Türk Dili, May. 1981,663)
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri(S.D.) (5 Cilt).(Der.Nimet Unan Arsan): M.E.B. İnkılap Tarihi           Enstitüsü Yay.1.1964.
Atatürk. (“İzmir İktisat Kongresini Açış Söylevi,” (7.2.1923)(Bugünün Diliyle Atatürk’ün       Söylevleri) (Aktaran:Behçet Kemal Çağlar),Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları,1968,106.
Baltacıoğlu,İsmail Hakkı. Atatürk-Yetişmesi,Kişiliği,Devrimleri,21.
Akyüz,Yahya. Atatürk araştırma Merkezi Dergisi. Sayı:10,Cilt:4, Kasım,1987.
Cihan,Erol.24; T.C.,İ.Ü.A.İ.İ.Tar.Enst.,Yıllık IV,23.
Eyuboğlu, İsmet Zeki . Atatürk’ten Özdeyişler. İstanbul: Uygarlık Yayınları, 1984.
Hıfzı Velded Velidedeoğlu, Atatürk’te ulusçuluk ve ulusal bağımsızlık aşkı”, Atatürk’Saygı,1969, 219)
İlkin,Akın. “Atatürk’ün Ekonomik Görüşleri,” TC.,İ.Ü,Atat. İlke. ve İnkılap Tarihi Ens. Yıllığı                               IV.,1989,s.20. 
İnan, Afet. “Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım”, Gen.Kur. Başk. Ask. Tar. Ve Stratejik. Etüt. Başk.,Özdeyişler-Atatürk,1981)
Karal, E.Ziya “İnsan Olarak Atatürk,” Ankara:Türk Dil Kurumu Yayınları,6/288, 1969,130)
Özerdim,S.N. Atatürk Devrimi Kronolojisi,İstanbul :Varlık Yay.226, 1963.,46)

 

 

 

 

 


 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..