Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

CAM - Tiyatro Oyunu

CAM - Tiyatro Oyunu
 

C A M


Levent Kazak’ın yazdığı, Laçin Ceylan’ın yönetmenliğini üstlendiği yeni tiyatro oyunu "Cam"; 8 Ocak 2011, Cumartesi akşamı Profilo Kültür Merkezi’nde gerçekleşen prömiyeri ile perdelerini açtı! Oyun gösterime girmeden önce görsel, yazılı basın ve radyolarda konuşulmaya başlanmıştı. Kadrosuna göz attığımda çok güçlü olduğunu görüp mutlaka gitmeliyim diye düşündüm. 9 Ocak Pazar günü seyrettim, haksız olmadığımı gördüm. Önce oyunculardan başlamak istiyorum : 

Dolunay Soysert : 9.Afife Jale tiyatro ödüllerinde “Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu seçilen, hem tip olarak hem de oyunculuk olarak çok beğendiğim bir karakter. Yine çok sevdim ve çok beğendim. 

Deniz Çakır : Yaprak Dökümü’nün kötü gelini, kendisinden çoğu zaman nefret ettik. Tabii ki bu rolünü başarıyla oynamasından kaynaklanıyor. Tiyatrodaki performansını çok merak ediyordum. Bu oyunda onu çok sevdim, performansına hayran oldum, tüm izleyicilerin aynı görüşte olduğuna eminim, müthişti… 

Mete Horozoğlu : Nefes filminin yüzbaşısı, Öyle Bir Zaman Geçer Ki dizisinin zengin, yakışıklı ve olgun Soner’ini kadroda görünce bu oyun kaçmaz diye düşündüm. Bayıldım diyebilirim… 

Selen Uçer : 15.Adana Film Festivalinde En İyi Kadın Oyuncu seçilen, Ara, O… Çocukları ve Büyük Oyun filmlerinde oynayan sanatçının oyundaki performansına hayran olmamak elde değil. Hele final sahnesindeki performansı görülmeye değer… 

Bülent Alkış : Bu Kalp Seni Unutur mu, Çemberimde Gül Oya gibi pek çok dizide yer almış başarılı oyuncunun bu oyunda da başarısını devam ettirerek harika bir oyun çıkardığını gördüm. 

Yönetmen Laçin Ceylan : Onu Gece Yürüyüşü adlı diziden hatırlıyorum. Reyting almadığı için bitirildiğinde bayağı üzülmüştüm. Çünkü öyle hayatın içinden bir diziydi ki hakkının yendiğini oynaması gerektiğini düşünüp hem üzülmüş hem çok şaşırmıştım. Sonra Hatırla Sevgili’nin kadrosunda gördüğümde beğeniyle izlemiştim. Bu oyunda yönetmen olarak karşımıza çıktı, bu başarılı yönetmenliğinden dolayı da kutluyorum kendisini. 

Barış Dinçel’in yaptığı dekoru da çok beğendim. Tiyatroda oyuncu ne kadar önemliyse dekor da aynı derecede önemli, göze hoş görünmesi, oyuna uyumlu dekor olması gerekli, bu başarılmış. 

Tüm sanatçılar rollerinde çok başarılıydılar, önden ikinci sırada oturmamızdan da çok hoşnuttum. Hem mimikleri hem de sanatçıları yakından görmek ayrı bir keyif katıyor izlenime. Tam önümüzde Genco Erkal oturuyordu. Bir gün önceki gece ünlü pek çok isim gelmiş oyunu izlemeye, büyük ustanın belki de oyunu vardı ki Pazar gündüz gelmişti. 

Oyunun konusu kısaca şöyle: 

İnsanların yaptıkları küçücük seçimlerin bile hayatlarını tamamıyla ve nasıl değiştirebildiğini konu ediniyor.

Kocasından ayrılmak üzere olan resim öğretmeni (Dolunay Soysert), yakın arkadaşı (Deniz Çakır), öğrencileri (Selen Uçer ve Bülent Alkış) birinci bölümde, kocası (Mete Horotoğlu) ise ikinci bölümde çıkıyor karşımıza. Öğretmenin atölyesinde geçen oyun, kadının sosyal konumu, insan ilişkileri ve yaşamda karşılaştığımız sürprizler hakkında derin sorgulamalara yönlendiriyor. Aynı şekilde başlayan bir hikayenin, anlık bir karar ve bir rüzgar esintisiyle nasıl iki farklı yöne akabileceğini, Cam’dan gelen bir esintinin kader dediğimiz yazgıyı nasıl etkilediğini gördük. O cam açılmasaydı nasıl olurdu, neler olurdu… 

İzleyin derim… 

Sevgilerimle… 

 

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..