Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '12

 
Kategori
Siyaset
 

Cami-ahır polemiği

Cami-ahır polemiği
 

Hayvanlar buraya bağlanınca camiye mi girmiş oluyor


Bir süredir,  Sn Erdoğan’ın başlattığı ‘CHP camileri ahır yaptı’ iddiası üzerine Kılıçdaroğlu da ‘aslı yoktur’ mealinde açıklamalarda bulundu, böylece yeni bir polemik konusu gündemi işgal etti.

Bu mümkün mü? Böyle bir şey olmuş olabilir mi? CHP cemaatin gittiği bir camiyi, yani faal bir camiyi insanların ibadetine kapatıp, bundan böyle burada hayvanlar barınacak demiş olabilir mi?

Bırakın 1936 Türkiyesini, bugün yani 2012 Türkiyesinde Seferihisar’da bir camide bu yapılabilir mi….! Aklınız alıyor mu?

Buna sn Erdoğan gibi zeki bir insanın da inandığına inanmıyorum, bunun ne kadar izan dışı olduğunu ortalama bir zeka zaten görür. Peki sn Erdoğan ne yapmak istiyor?

Tek parti iktidarı döneminde CHP’nin bazı aşırı uygulamaları nedeniyle, eleştirilemez sorgulanamaz vasfı, yani CHP’nin devlet olduğu dönemde halkın bir tür sivilleşme talebi Menderes iktidarını getirmişti 1950 de. Bana göre CHP nin karşısında muhalif kim ise oyları o alacaktı zaten, millet yıllardır hüküm süren iktidardan bıkmıştı, o gün CHP nin alternatifi Menderes’in ekibi olduğundan seçimi onlar aldı. Yani 14 mayıs 1950 de halk DP ye oy verdi demektense CHP ye oy vermedi demek daha doğrudur. Sn Erdoğan da bugünkü CHP yi de 1940 lar CHP siyle özdeşleştirerek kendisini de DP ile özdeşleştirmeye çalışıyor. Burdan reytingini yükselteceğini düşünüyor. Danışmanlarına talimat vermiş ‘bize oy getirecek tartışma noktaları bulun’ danışmanlar bulup koyuyorlar önüne. Böylece kendi belirlediği bir mesele üzerine gündem yaratırken, Suriye ile savaşın eşiğine gelişimizi ıskalatıyor. Yani milletin zihnine çalım atıyor.

Başarıyor mu? Evet.

Büyük bir kısmı kendisine oy vermeyen, memleket meselelerini dert edinen yüksek eğitimli uyanık kesimi kandıramıyor belki ama, deve idrarı içtiğinde hastalığının geçeceğini inanan inasanlar da var bu memlekette, oturduğu yerde tesbih çekerek allahtan ev bekleyen eş bekleyen de…..Eh bunların da inanmaması sürpriz olur zaten. Daha doğrusu inanmak işine geliyorsa inanır, değilse değil.

İşte siyasetin, sandık demokrasisinin insanı hangi noktaya getirdiğinin tipik bir tezahürüdür bu durum.

Siyasetçi oyuna muhtaç olduğu halkın gönlünü hoş tutmak zorunda hissediyor kendisini, sandık demokrasisinin sakatlığı burda. Kendisini onun yüreğine sokacak hangi söz hangi tavır varsa ona sarılıyor maalesef….

Peki ne olmuş olabilir?

Bir vakit bir dağ köyüne düştü yolum. Köyün hemen çıkşında harabeye dönmüş bir yapının içinde inekler gördüm, kimi yatmış geviş getiriyor, kimi ayakta gölgeye sığınmış, kimi de yerde bulduğu otları yemekle meşgul. Sonra gördüm ki binanın arkasında üst tarafı olmayan minarenin temelleri orada. Anladım ki burası eskiden cami olarak kullanılıyormuş, onarmaktan sa köyün içine yenisini yapmayı yeğlemiş ve burayı kaderine terk etmişler.

Şimdi bunu menfi yorumlamak isteyen ‘camiye inekler girmiş’ diye yayarsa, buna inanan çıkmaz mı çıkar, bal gibi çıkar. Meselenin önüne arkasına bakmadan, neticeye bakarsa hadise budur gerçekten.

Ancak gizlenen, kaçırılan gerçek, buranın terkedilmiş bir cami olduğudur.

Şimdi 1936 Seferihisarında gerçekte ne yaşanmıştır, meselenin önü arkası nedir…!

20 Nisan 1936 tarihli, Cumhuriyet gazetesinde “Bu ne insafsızlık, Seferihisar’da tarihi cami ahır yapılmış” başlıklı haber yapıyor. Haberin içinde ise şu yazıyor.

“Seferihisar’ın Hereke Köyü’nde bir cami tahrip edilmiş ve ahır haline getirilmiştir. Müze müdürü, tahkikat yapmıştır. Verdiği malumata göre, kütüphane ve medresesi vardır. Kütüphanesinden eser kalmamıştır. Evren oğullarından Kasım tarafından inşa ettirilmiştir. Üstündeki Arapça yazıya göre, 641 yıllık olduğu anlaşılmıştır. Osmanlı-Türk stilindedir. Tahribata rağmen, geriye kalan kısmı muhafaza edilirse, kıymettir.”

Yani sit alanında olması itibarıyla müze müdürünün sorumluluğunda olan cami için bizzat müze müdürünün raporunu haber yapmış o günkü Cumhuriyet gazetesi.

Gerçekte camiyi ahır haline getiren, CHP değil, işgal sırasındaki ihmal ve kullanılmazlıktı. Türk nüfusun seneler süren yokluğunda, caminin insafsızca ahır haline getirildiğini tespit eden ve bu bilgiyi Cumhuriyet gazetesine veren, bizzat, CHP’nin İzmir Müze Müdürü’ydü.

Cami ibadete açık  değildi. Diyanet’in haberi bile yoktu, çünkü, senelerdir cami olarak kullanılmıyordu, ibadete kapalıydı. O nedenle, arkeolojik sayım yapan Müze Müdürü tarafından rapor edildi durum.

İzmir Seferihisar’daki o tarihi caminin tarihi medresesini yeniden açmak da CHP’ye nasip olumuştu 1936 da.

Biraz daha açalım;

Osmanlı döneminde köyde nüfusun yüzde 60’ı 70’i Rum’du. İşgal sırasında neredeyse hiç Türk kalmamıştı. Cami de nerdeyse kullanılamaz haldeydi zaten. 1922 İzmir’in kurtuluşundan sonra müslüman nüfusun ağırlığı ortaya çıktı, tabii ki cami ihtiyacı da . Bu nedenle CHP döneminde 1936 yılında bahse konu cami Kasım Çelebi Camii olarak faaliyete geçirildi.

Kaldı ki Seferihisar İlçesi'ne bağlı Düzce Köyü'nün yaşlıları, hayvan bağlanan yerin cami değil, medrese bölümü olduğunu söyledi.

Yaklaşık 150 haneli köyün tek camisinin geçmişte ahır olarak kullanıldığı iddiası, köy sakinlerini de şaşırttı. Köyün 3 yıldan bu yana muhtarlığını yapan, 28 yaşındaki Halil Sever, şöyle dedi:

"Kasım Çelebi Camii ve medresesi, yaklaşık 2 bin 500 metrekarelik alan içerisindedir. Aynı paftada, aynı bahçede bulunur. Köyde yaşayan büyüklerimden öğrendiğime göre, camiye hayvan bağlanmamış, ahır olarak da kullanılmamıştır. O dönemin şartlarına göre aynı pafta içerisinde yer alan, şu an bile ayakta durmakta güçlük çeken hemen yanındaki medreseye soğuk kış günlerinde zaman zaman hayvan bağlanmıştır. Bunun yanında o dönemlerde, ürünlere zarar veren hayvanlar, bekçi tarafından alıkonulup buraya bağlanırmış. Sahibi de cezasını ödeyince hayvanını teslim alırmış. Camide ibadet sürekli devam etmiş ve aksamamıştır."

Muhtar Sever, cami ve medresenin restorasyonu için Seferihisar Belediye Başkanı CHP'li Tunç Soyer ile ortak hareket ettiklerini başvurularını yaptıklarını, İl Özel İdaresi'nden ödenek beklediklerini söyledi. Sever, "Daha önce köyümüzde bu tip bir tartışma hiçbir zaman olmadı. Herhalde yanlış bilgilendirmeler oldu. Ortada yanlış anlama var. Ayırt etmek lazım" dedi.

Köyün yaşlılarından 78 yaşındaki Şakir Çay, o tarihlerde bazen çok soğuk geçen kış günlerinde hayvanları yağmur ve çamurdan korunması amacıyla medreseye bağlandığını, köyde doğru düzgün ahır da olmadığını söyledi.

Köylülerden 87 yaşındaki Yaşar Süner de camilerinin hiçbir dönem kapanmadığını anlatırken, "1950'li yıllardan önce aramızda para toplayıp camiye imam getirirdik. Daha sonra Diyanet'e bağlandı. O dönemlerde insanlar yoksulluktan bitini bile temizleyemezdi. Para- pulları olmadığı için hayvanların korunması amaçlı kullanılmayan medreseye bağlanırlardı. Ama medresenin hayvanların konulduğu o kısmının kapıları bile caminin tarafına açılmazdı. Zamanla o kısım da ayakta kalamayıp yıkıldı" dedi.

Şimdi varın siz verin kararınızı!

CHP camiyi ahır yapmış mı dır?

Anlaşılan şu ki;

Cami olarak anılan yer aslında cami vasfını kaybetmiş metruk bir yerdi.

Hayvanlar cami bölümüne değil aynı avlu içindeki eskiden medrese olarak kullanılan bölüme konulmuştu.

Hayvanlar oraya, köylüler tarafından ahırın az bulunduğu, bırakın ahırı evin bile bulunmadığı kurtuluş savaşından yeni çıkmış perişan memleket şartlarında, soğuk kış gecelerinde koruma amaçlı olarak konulmuştu. Yalnız hayvanlar değil zaman zaman tahıllar da konulmuştu.

Köylülerin bir tür ortak kullanım alanı olan cami ve ona bağlı medrese gibi bölümlerin kullanım biçimindeki hata niçin o gün devlet durumunda olan CHP nin hatası oluyor. Devletin yani CHP nin bu konuda bir talimatı mı olmuştur.

Tek parti döneminde olan hiçbir şey bugünkü CHP ye mal edilemez. O günkü CHP bugünküyle karşılaştırılamaz.

O GÜN CHP DEVLETTİ, DEVLET CHP İDİ…

İbrahim Erol

gazete54.com

27 Nisan 2012

 
Toplam blog
: 135
: 694
Kayıt tarihi
: 31.08.09
 
 

Gazi Üniversitesi fizik lisans eğitiminin ardından, Marmara Üniversitesi'nde master, İTÜ'de dokto..