Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '08

 
Kategori
Bilim
 

Camii mimarları batılı matematikçilerden 500 sene daha ilerde

Camii mimarları batılı matematikçilerden 500 sene daha ilerde
 

Batı dünyası, tarih boyunca kurduğu bütün medeniyetlerde, insan kavramını anlamaktan aciz düştüğünü haykıran utanç uygulamalarıyla tanınmıştır. Bugün bile, bir köpek sadakati ile peşine düşen modern batı, tarihe insanlık dışı bir sapkınlığı temsil etmesiyle geçmektedir. Hem pozitif ve hem de gönül bilimlerinin kurucuları ve öncüleri doğudan çıktığı halde, batıya duyulan bu hayranlığın tek bir sebebi olabilir: Doğuya düşmanlık ve dolayısı ile insana dair olan her şeye düşmanlık. İçindeki hayvanı ortaya çıkartan bir anlayışla batı saflarında kendi medeni köklerine saldıranlar, varlık sebepleriyle hesaplaştıklarını zannederek hayal ötesi bir acıya yelken açmaktadırlar. İnsan ve hukuk eksenli bütün medeni hareketler ve kurulan medeniyetlerin kaynağı doğu olmuştur ve yine olacaktır. Bu, hazırlıkları sürdürülen yüksek medeniyetin kuruluşu sırasında batıya yüz çevrileceği anlamına gelmez, bilakis ondan da faydalanılacağı açıktır. Çünkü bu fikir ve gönül sızısı, insandan gerçeğe bir yolculuğu temel almaktadır.

Salzburg Üniversitesi’nden Faik SAĞKOL’un bir tercüme çalışması elime geçtiğinde malumun ilamı anlamında bir belgeyle karşılaştığımı düşündüm. Bunu Vizyon Gazetesi’nin seçkin okurlarıyla paylaşmamak olmazdı. Sadece bir ufak parçadır bu iktibas. Sayısız diğer örnekleriyle birlikte, gerçekte bizim köklerimizin ne olduğunu ve batıda “iyi” anlamında ne varsa doğudan aktarım olduğunu bir kez daha ispatlamaktadır. İşte o çalışma:

“Dünyaca ünlü Alman Spiegel Dergisinin 23 Şubat 2007 sayısında, Holger Dambeck’in kalemiyle yayınlanan makalede, Müslümanların yoğun olarak yaşadıkları ülkelerdeki cami’lerin mimarlarının batılı matematikçilerden 500 sene ilerde oldukları belirtilmektedir.

Fizikçiler, günümüz matematikçilerinin daha yaklaşık 30 seneden beri farkında oldukları Quasi-kristal cami süslemelerini, 15 yüzyıldan kalma oryantalist yapılarda, çok zekice yapılmış modellerle keşfettiler.

Batılı matematikçiler tarafından da Quasi-kristal olarak bilinen bu model, Harvard Üniversitesi’nden Prof. Peter Lu’nun bulgularına göre, 500 seneden daha da fazla önce, oryantalist mimarlar tarafından keşfedilmiş ve uygulamaya konmuş.

Quasi-Kristal: Oryantalist Sanatkârların Göz-Kamaştıran Geometrisi

Prof Lu, Özbekistan’da bir gezisi sırasında, orta asırdan kalma bir ibadethanede, yıllardan beri üzerinde çalıştığı modele yakın bir süsleme gördü. Bu gözlemi neticesinde “Müslüman mimarların Quasi-kristal modelini çok önceden keşfettiklerini düşündüğünü belirtti” (Dambeck, Spiegel Dergisi). Sonra Harvard Üniversitesi’ne geri döndü ve binlerce Oryantalist eserin resimlerini inceledi. Bu incelemeleri sırasında çok önemli bir şey keşfetti: Isfahan’da (İran) 1453 senesinden kalma Darb-i-İmam-Mabet’te mükemmele yakın bir Quasi-kristal modeline rastladı (Dambeck, Spiegel Dergisi). Bu modeli açıklayan ve uygulamaya koyan Matematik ise 500 sene sonra oluşturulmuştu.

Sanatsal geometrik süslemeler İslam kültüründe çok uzun ve önemli bir geleneğe sahip. İslam’da, insanları portrelemek mekruh sayıldığı için, sanatçılar konsantrelerini daha çok Kaligrafi’ye (hat sanatına) yönlendirmişler (Dambeck, Spiegel Dergisi). Prof Lu ve meslektaşı Steinhard, binlerce süslemenin üzerine yaptıkları araştırmalar ve incelemeler neticesinde, 13. yüzyıldan itibaren bu modellerin karmaşıklarının birden arttığını (Dambeck, Spiegel Dergisi), yani model içinde yeni çeşit-çeşit modellerin üretildiğini vurguladılar. Ünlü Science dergisindeki araştırmacalar, bunu o dönemde İslam dünyasında büyük gelişme kaydeden matematik ve tasarıma bağlıyorlar (Dambeck, Spiegel Dergisi).

Döşeme-Sanatkârları, seramik kullanılarak yaptıkları süslemeleri birçok farklı modelde oluşturabiliyorlardı. Oryantalist el-sanatkârları, beşgenden ongene kadar sayısız model oluşturarak yaptıkları sanat-harikası eserlerini camilerin iç ve dış duvarlarında gösterdiler.

Bugün Türkiye’den Afganistan’a kadar uzanan, İslam kültürünün yaşadığı ve yaşatıldığı bölgelerdeki camiler bu modelin süslemeleriyle donatılmıştır. Bu göz kamaştırıcı modeller renk-renk ve çeşit-çeşit olup, bu camilere ibadet ve ziyaret amacıyla gelen misafirlerini büyülemektedir.

Bu çalışma, 23.2.2007’de Ünlü Alman Dergisi Der Spiegel’de Holger Dambeck’in kalemiyle yayınlanan “Moschee-Baumeister waren westlichen Mathematikern 500 Jahre voraus” başlıklı yazı kaynak alınarak hazırlanmıştır. “

Orjinal Makale için: www.spiegel.de/wissenschaft/mensch/0, 1518, 468108, 00.htm

Ülkenin ayaklar altından çekildiğini, kaydığını iddia edenler, siz haklısınız. Ama bir farkla! Kayan ülke değil, sizin ayaklarınız! Medeniyet köklerinizden uzaklaştıkça, yani siz sizden uzaklaştıkça ülke de kayıyor. Nasıl derler, göreceli olarak! Kendi dengeleri kaymış insanın bastığı yerin sağlamlığı bir şey ifade etmez çünkü. Sarhoş sürücüleri düz bir hatta yürütür trafik polisleri, işte sebebi bu! Biz kendimize dönmedikçe, bize ait olan her şeyi başkaları kullanacak ve tıpkı sarhoşlar gibi konuşup güldüreceğiz etraftakileri. Adam olan önce kendine sahip olur, sonra da değerlerine ve ülkesine. O kadar.

 
Toplam blog
: 84
: 1808
Kayıt tarihi
: 28.04.08
 
 

Elektrik mühendisi, "öğretimci", 2 çocuk babası, aslen Kuzey Kafkasyalı, Türk ve Türk'e dair olan..