Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ismail hakkı özsarı

http://blog.milliyet.com.tr/ihozsari

19 Nisan '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Can önemli olmak ister

Can önemli olmak ister
 

alıntıdır


İnsanların üç temel içgüdüsü vardır AÇLIK, GÜVEN DUYGUSU, CİNSELLİK.

Hayvanlarla insanlar arasındaki en önemli farklardan birisi hayâ duygusu, diğeri de önemli olma duygusudur.

Bir düşünün… İnsanlar önemli olma duygusu uğruna nelere katlanmazlar, neler yapmazlar? Mevki makam sahibi olmaya çalışmalar, son model arabalara binmek, pahalı ve gösterişli giysilerle giyinmek, … vb.

Mesleğimin ilk yıllarında Karadeniz'in bir kasabasında görev yaptım. Adam sayılman için adam öldürmen gerekliydi. Aksi halde itibarlı olman, önemsenmen biraz zordu.

Yine bu tutku yüzündendir ki birçok genç, çetelere katılıp suç işlemektedir. Çünkü ailesinde, okulunda göremediği saygıyı, önemli sayılmayı çete arkadaşları tarafından kendisine gösterilir.

Görev yaptığım yıllarda derslerine girdiğim öğrencilerimin hemen hepsinde önemli olma, kâle alınma duygusunun bir şekilde ön plana çıktığını gözlemledim. Bazıları bunu yaramazlık yaparak, bazıları güzel futbol oynayarak, bazıları çalışkan olmakla fark ettirmek istiyorlardı. Kimileri de dozu o kadar kaçırıyorlardı ki, öğretmene karşı gelerek önemli olmak peşindeydiler. O gün öyleydi, bugün de aynıdır sanıyorum. Pek fazla bir şeyin değişeceğini zannetmiyorum.

Önemli olma tutkunuzu nasıl tatmin ettiğiniz, sizin karakterinizi belirleyen en önemli davranış biçimidir. İşte insanların bu özelliğini iyi bilen bir kişi, diğer insanlarla ilişkilerinde başarılı olur. Bu asla nabza göre şerbet vermek değildir. Sadece insanların önemli olduğunun farkına varmak ve onlara değer vermektir.

İyi bir yönetici çalışanları takdir eder, onları yüreklendirirse inanılmaz bir çalışma isteği uyandırır. Olumsuz, acımasız eleştirilerle hataların düzeltildiği pek görülmemiştir. Zaten insanın doğası eleştirilmeyi pek sevmez. Ne yazık ki bazı yöneticiler övgüde alabildiğince cimri, yergide ise bir o kadar cömert davranırlar. Hoşlanmadıkları işler yapıldığında kıyameti koparıp, bağırır çağırırlar. İyi işler yapıldığında da sesleri çıkmaz. İnsanlar arasındaki ilişkilerde de bu türden tutumlara tanık oluruz. Ne demişler: “Kötüyü yap bir kere, kalmaz hiçbir söz işitmediğin. İyiyi yap iki kere, senin; duy sessizliğin.”

Tüm canlar, yeterli olmak ister. Kale alınmak ister. Kabul görmek ister. Önemli olmak ister. Bize düşen bu duyguların farkında olmak ve ilişkilerimizi bu çerçevede düzenlemektir.

Şunu unutmayalım: Umursamazlık, nefretten daha kötüdür.

 
Toplam blog
: 291
: 1113
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Emekli öğretmenim. Kitap okumayı ve düşüncelerimi paylaşmayı çok severim. Tarih özel ilgi alanımd..