Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ismail hakkı özsarı

http://blog.milliyet.com.tr/ihozsari

14 Nisan '17

 
Kategori
İlişkiler
 

İlginin tutsağı olmayın!

İlginin tutsağı olmayın!
 

alıntıdır


İlgiye, sevgiye gereksinim duymayan insan yoktur. İnsanın yaradılışında vardır bu.
Aşırı ilgiye duyduğumuz gereksinim, içimizdeki bencil yanımızdır. Fazlası zarar. Sizi mutsuz eder.
Bir misafirliğe gittiniz ya da bir toplantıya katıldınız. Fark etmez toplu olarak bulunduğunuz yerlerde bir takım insanlar hemen fark edilir. Dikkat çekme motifleri hep öndedir. Kendilerini ön plana çıkarmak için yanıp tutuşurlar. Bazen de gülünç durumlara düşerler.
Sürekli, “Bana bakın, ben özelim. Benim anlatacaklarım sizinkinden daha ilginçtir.” Duygusu içindedirler. Bu davranışları ile çoğu kez “Sen şöyle dur. Ben ön plana çıkayım.” Demek isterler.
Karşısındakinin sözünü bitirmesini bekleyemezler. Sık sık da “Sözünü balla kestim” der ve sohbetin içine ederler. Böyle bir söyleşide karşısındakinin ya da karşısındakilerin zevk almayacağını düşünemezler.
Bazıları da aynı olayı, ya da aynı fıkrayı, aynı kişilere defalarca anlattıklarının farkında değildirler.
Bazen de dinlendiklerinden de onaylandıklarından şüpheye düştüklerinde sık sık: “Yanlış mıyım, yanlış mıyım?” diye onaylatma gereği duyarlar.
Oysa çözüm basit. İnsanların dinlemediklerini anladığınız anda, onların kollarını tutacağınıza, çenenizi tutarsanız; olur biter.
Doğrusu sohbet karşılıklı olmalıdır. İnsanlar birbirlerini saygıyla dinlemelidirler.
İlgiyi, tamamen karşındakine devretmek yerine paylaşmak gerekir.
İnsanlar yaratılırken bir konuşup, iki dinleyebilsin diye bir ağız iki kulakla yaratılmışlardır.
Dinlemesini bilmezseniz sizi de kimse dinlemez.
Sonuç olarak; kendinizi ilgi odağı olma hevesinden kurtarırsanız, dikkatleri üzerinde toplama şüphesinden vazgeçersiniz ve bunu da başkalarına bırakırsanız, sessiz ve huzur dolu bir dünyanız olacaktır.
İLGİNİN TUTSAĞI OLMAYANI!
İlgiye, sevgiye gereksinim duymayan insan yoktur. İnsanın yaradılışında vardır bu.
Aşırı ilgiye duyduğumuz gereksinim, içimizdeki bencil yanımızdır. Fazlası zarar. Sizi mutsuz eder.
Bir misafirliğe gittiniz ya da bir toplantıya katıldınız. Fark etmez toplu olarak bulunduğunuz yerlerde bir takım insanlar hemen fark edilir. Dikkat çekme motifleri hep öndedir. Kendilerini ön plana çıkarmak için yanıp tutuşurlar. Bazen de gülünç durumlara düşerler.
Sürekli, “Bana bakın, ben özelim. Benim anlatacaklarım sizinkinden daha ilginçtir.” Duygusu içindedirler. Bu davranışları ile çoğu kez “Sen şöyle dur. Ben ön plana çıkayım.” Demek isterler.
Karşısındakinin sözünü bitirmesini bekleyemezler. Sık sık da “Sözünü balla kestim” der ve sohbetin içine ederler. Böyle bir söyleşide karşısındakinin ya da karşısındakilerin zevk almayacağını düşünemezler.
Bazıları da aynı olayı, ya da aynı fıkrayı, aynı kişilere defalarca anlattıklarının farkında değildirler.
Bazen de dinlendiklerinden de onaylandıklarından şüpheye düştüklerinde sık sık: “Yanlış mıyım, yanlış mıyım?” diye onaylatma gereği duyarlar.
Oysa çözüm basit. İnsanların dinlemediklerini anladığınız anda, onların kollarını tutacağınıza, çenenizi tutarsanız; olur biter.
Doğrusu sohbet karşılıklı olmalıdır. İnsanlar birbirlerini saygıyla dinlemelidirler.
İlgiyi, tamamen karşındakine devretmek yerine paylaşmak gerekir.
İnsanlar yaratılırken bir konuşup, iki dinleyebilsin diye bir ağız iki kulakla yaratılmışlardır.
Dinlemesini bilmezseniz sizi de kimse dinlemez.
Sonuç olarak; kendinizi ilgi odağı olma hevesinden kurtarırsanız, dikkatleri üzerinde toplama şüphesinden vazgeçersiniz ve bunu da başkalarına bırakırsanız, sessiz ve huzur dolu bir dünyanız olacaktır. 

 
Toplam blog
: 291
: 1113
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Emekli öğretmenim. Kitap okumayı ve düşüncelerimi paylaşmayı çok severim. Tarih özel ilgi alanımd..