- Kategori
- Aşk - Evlilik
Canuşkam...
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Önde zeytin ağaçları arkasında yar
Sene 1946 mevsim sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim yar
Ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu, kendisini hep şöyle tarif etti.
“Bir elinde kalem, öteki elinde fırça ile dolaştığı için elleri daima boya içerisindedir. Resimden yorulunca yazı yazar. Kendisini ressamlara sorarsanız: “Ressamlığı şöyle böyle, fakat iyi şiir yazar” derler. Muharrirlere sorarsanız: “Muharrirliği şöyle böyle ama iyi resim yapar” derler…
Bedri Rahmi’nin gündüzleri resim yaptığı, geceleri yazı yazdığı söylenir.
Canuşkam...
“Kulüpte bir gece şiir okumuştun hani.! Hatırladın mı…? Gözlerinden, birden yaşlar döküldüğünü görünce içimin karardığını hissetmiştim. Sesin, nasıl da titremişti. Hey.! Bütün bunları hatırlıyor musun? Sanki böğrüme kızgın bir ütü yapışmış gibi olmuştum. O gece… Senin seneler sonra bile olsa, yanıp tutuştuğunu anlamıştım. Bedri’nin ruhuna, insanüstü bir gücün acıyıp, o’na güç vermesi için dua etmiştim. Ruhu’nun çektiği acıları Allah dindirsin. Allah, sana resim yapma sevinci versin ve bizim yanımızda yaşamaktan mutluluk duyabilmeni sağlasın.”
Yukarıdaki sevgi, sitem ve özlem dolu sözler Bedri Rahmi’nin sevgili eşi Eren’e ait…
-Bu davet ve dua’dan sonra Bedri Rahmi, çoktan beri olmadığı evine döndü-
Eren Eyüboğlu, eşinin “aşkı’na” saygı duyan nadir kadınlardan biri idi.
Bedri Rahmi’nin beklide gece yazdığı ve en bilinen en sevilen bir çok şiir’i, sevgilisi Mari Gerekmezyan için yazıldı.
Yar… Yar…
Önde zeytin ağaçları arkasında yar
Sene 1946 Mevsim sonbahar
Önde zeytin ağaçları, neyleyim yar
Dalları neyleyim
Yar yoluna dökülmedik dilleri neyleyim
Yar… Yar…
Seni kara saplı bir bıçak gibi
Sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım
Yar… Yar…
Eşini sevdiği kadar Mari Gerekmezyan'ı da çok seven Bedi Rahmi "Karadut'um" derken hem kendi, hem iki kadının yüreğini birden parçaladı.
Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım. Kısrağım, karımsın
-Karadut'u çatalkarası, çingenesi sevgili Mari'si, 1946 yılında tüberküloz kaptı. Antibiyotik lazımdı. Yeni biten savaş nedeniyle ilaç, ateş pahasıydı. Bedri Rahmi, çok sevdiği Mari'ye ilaç alabilmek için tablolarını sattı ama nafile... -
1911 Giresun Görele'de doğan Bedri, 1975 yılında İstanbul'da hayata veda etti. Şair ve ressam Eyüboğlu, 64 yıllık hayata; resim, şiir, aşk ve evliliğin renk renk nakışlarını işledi.
Canuşka'sını uğurlayan sevgili eşi Eren, cenaze dönüşü oğluna; "Babanı uğurladık. Ama şunu bilmeni isterim ki, o'na kırgınım. Yaşadığı ilişkiyi unutmadım. Hiçbir kadın buna katlanamaz, aşağılanmayı kabul edemez. Ben katlandım ama bil ki, bunu senin hayatın kararmasın diye yaptım..."
İşte aşk... Hem de "üç derste" Aşk. Bedri Rahmi Eyüboğlu'nu rahmet ve saygıyla anıyorum.
Gülriz Yiğit